13.Bölüm

502 37 4
                                    

6 AY SONRA

Yeni bir hayat.Yeni bir şehir.Yeni arkadaşlıklar.Yeni aşklar.Kulağa ne kadar güzel geliyor değil mi? Gerçekte de öyleler.Ama yanlızsan.Tek başınaysan?Kimse yoksa yanında.Yağmurlu havalarda şimşek çaktığında korkup sıkı sıkı sarılcağınız birisi yoksa yanında.Ne gereği var ki yaşamanın ?

Evet,ruh halim tam da böyle işte.Onlardan ayrı kalmanın iyi bir bok olduğunu düşündüm.Kaçtım,ve sonuç yine yanlızım.Aslında buna alıştım bile denilebilir.Buraya geleli neredeyse 6 ay oluyor ve 6 aydır ev sahibi ve sevimli oğlu dışında kimseyle bağlantı kurmadım.Eve televizyon bile almadım.Çünkü magazin programlarında Zayn'i göreceğimi adım gibi biliyordum.Telefonumda da arayacak kimse olmayınca pek de bir işe yaramıyor.Sim kartımla birlikte bütün numaralarım gitti.Aslında iyi de oldu en azından onları aramıyorum.

Bu arada eve yakın sayılabilecek olan bir kafede garsonluk yapıyorum.Çok şeker değil mi?Hergün onlarca kişi geliyor.Bende belki bu sayede birazcık arkamda bıraktıklarımı unutuyorum.

Ah bu arada bir detayı unuttum.Buraya geldikten yaklaşık 1 hafta sonra gizli numaradan telefonlar almaya başladım.İlk başlarda sadece ben kim olduğunu falan soruyordum.Ama sonra arayan kişinin Daniel olduğunu anladım.Zayn olmasını o kadar çok isterdim ki.Ama Daniel'di.Ona ne kadar büyük haksızlık yaptığımı bir kez daha fark ettim.O beni seviyordu.Tıpkı benim Zayn'i sevdiğim gibi.Yaptığım her hataya rağmen,yaptığı her hataya rağmen.

Herneyse.Artık bunlardan bahsetmek istemiyorum.Gerçekten.Bunları unutmak neredeyse 6 ayımı aldı.-Tabi unuttmak denilirse-O yüzden hiç açmamak üzere kapatıyorum konuyu.

Mesaimin bitmesine daha 2 saat vardı.Kafe çok kalabalıktı.Ben siparişleri alırken köşedeki masadaki çocukla göz göze geldik.Bu çocuk sıkılmadı mı artık? diye düşünerek bıkkın bir şekilde yanına yavaş adımlarla gittim.Yanına yaklaştığımı görünce dişlerini göstererek gülmeye başladı.Ne diyeceğimi ezberlediği için güldüğüne bahse girerim."Bak Nathan,ben tekrar etmekten sıkıldım.Bahse girerim ki sende ezberlemişsindir söyleyeceklerimi."dedim tek kaşımı kaldırarak."Ne kadar zeki bir kızsın.Demekki kadınlar hem zeki hem seksi olabiliyorlarrmış."dedi bilmiş bilmiş konuşarak."Bugün çok yoruldumm ve gerçekten seninle uğraşacak gücüm yok."dedim ne kadar yorgun olduğumu belli edercesine."Bak Emiyl ben sana teklifimi sunuyorum.Ama sen geri itiyorsun.Kabul edinceye kadar burdayım güzelim.Haftalar,hatta aylarca beklemem gerekse bile"dedi göz kırparken.

Arkamı dönüp mutfağa doğru yürüdüm.Gerçekten yorgundum ve Nathan'ı çekicek durumda değildim.

Nathan ile yaklaşık 2 ay önce tanıştık.İlk başlarda arkadaşça konuşuyorduk.O kafeye beni görmeye geldiğini falan söylüyordu.Yani ilk başları iyiydi.Ama sonradan bana bir teklifle geldi.Neymiş efendim babası çok ünlü bir adammış.Beni de markalarının yüzü yapmak istiyormuş.Tabi bende kabul etmedim.Ailemden gizlenmek için bu kadar uğraşmışken bunu yapmam çok ama çok saçma olurdu.

Kafeyi kapatmam gerekiyordu.Bugün ben kapatıcaktım kafeyi.Kafede sadece ben ve Nathan vardı.Dayanamayarak "Hey Nathan,senin işin falan yok mu?"diye sordum."Benim işim sensin güzelim"dedi piç gülümsemesi ile birlikte."Kapatmam gerekiyor ama sen çıkmıyorsun.Ne yapmalıyım sence?"diye sordum ona."Benimle birlikte evine kadar yürüyeceğine söz verirsen hiç sorun çıkarmam.Ama diğer seçeneği duymak bile istemessin."dedi oturdupu yerden bana bakarken."Ne? Hayır.Sana evimin nerde olduğunu gösterirsem artık geceleride bırakmassın."dedim bilmişçe."Tamam sen bilirsin.Bir çikolatalı kek alabilirmiyim o zaman?"dedi.PİÇ.Bilerek yapıyordu.Ne kadar yorulduğumu bildiği halde bunu yapıyordu.

"Lanet oldun Nathan.Tamam hadi çıkalım"dedim olduğum yerde sinirle bağırarak.Kahkaha atıp saldalyedeki ceketini eline alıp yürümeye başladı.

Kapıyı kilitledğimden emin olduktan sonra yürümeye başladım.Yanlış tarafta beklediği için arkamdan koşuşturmak zorunda kaldı.Gülümseyerek yanıma geldiğinde aslında çok yakışıklı bir çocuk olduğunu farkettim.Yüzünü incelemeye fırsatım olmamıştı bu zamana kadar.Kafasını kaldırdığında gözlerimi kaçırdım bende.Onu izlediğimi düşünmesi isteyeceğim en son şey olurdu herhalde.

"eee"dedi bana bakarak."Ne eee?"dedim bende ona dönerek."Yani teklifimi düşündün mü?"dedi."Nathan,kaç kere hayır diyeceğim.Sana durumumu anlattığımı ve eninde anladığını sanıyordum."dedim kaşımı kaldırarak."Tabiki anladım.Ama sen burda yanlızlıktan ölürken o salağın nişanlanması biraz adice değil mi?"dedi.Ne?Kim nişanlanıyor?"Ne?"diye bakışlarımı gözlerine diktim."Benden duymanı istemezdim ama sen burda bu durumda yaşarken ona iyiymiş gibi bakamıyorum Em,O piç Perrie diye bi kızla nişanlanıyor."dedi.

Bunun olacağını biliyordum.Yani Zayn'in beni unutacağını.Ama bu kadar çabuk beklemiyordum.Hele de Perrie ile.Hiç beklemiyordum.Kalbimde bir sızı hissettim.Ama alışmıştım ben bu acıya.

Evimin önüne geldiğimizde "Evim burası.Gelmek istermisin?"dedim kibarlık edip."Hayır teşekkürler.Teklifmi bi düşün derim.Kararını değiştirirsen ara beni.Numaram sende var."dedi ve hızlıca uzaklaştı.

Eve girdiğimde telefonumu alıp artık internete girme vaktimin geldiğini anladım.Yeterince uzak kalmıştım zaten.Karşıma çıkan sayfada Zayn ve Perrie vardı.Birbirlerine sarılırken ki bir fotoğrafları.Gözlerimin dolduğunu farkettim.Ardından haberleri okumaya başladım.

"Zayn Malik ve Perrie Edwars evlilik kararı aldıklarını açıkladı."

"Zayn Malik müslüman düğünü istiyor"

"Perrie Edwars yüzüğüyle göz kamaştırıyor."

Ve daha fazla yazı.Hepsini tek tek okuma fırsatım olmadığı için sadece bir kaçını okuyabildim.Her haberde ayrı bir fotoğrafları vardı nerdeyse.Zayn hepsinde mutlu görünüyordu.Acaba beni unutmuşmudur diye düşünmeden edemedim.

Telefonumu elime alıp mesaj bölümünü açtıktan sonra Nathan'a mesaj attım.

"Nathan yarın sabah kapıda ol.Teklifin hala geçerliyse"

Neden kabul ettiğimi bile bilmiyordum.Belki de kendimi ihanete uğramış gibi hissediyor olabilirdim.Ama kabul ettim.Artık insanları önemsememem konusunda birşeyler yapma vaktim gelmişti.

Sabah kapının susmayan ziliyle uyanmıştım.Uyku sersemiyle kapıyı açtığımda Nathan kapıyı açar açmaz bana gülümseyerek boynuma atlamıştı."Biraz daha sıkarsan boğulucam ve iş burda yatıcak."dedim sesimi oldukça sert çıkarmaya çalışarak."Özür dileriim.Ama çok mutluyum ya.Kabul ettin demi sen şimdi ?"dedi gülerek."Her an vazgeçebilirm"dedim bende onun gibi gülerek.Uykumu kaçırmıştı zaten.Onu içeri davet ettikten sonra bugün çalışmayacağım için sevinerek kahvaltı hazırlamaya başladım.Nathan da bana yardımcı oldu.Beraber kahvaltımızı yaptıktan sonra hazırlanıp Nathan'ın babasının şirketine gitmek için evden çıktık.

Nathan ile şirkete vardığımıza beklemeden yukarı çıkıp babasının odasına gittik.İçeriye girdiğimizde bizi güler yüzlü bir adam karşılamıştı.Nathan beni göstererek "Baba,bu Emily.Zaten bunu biliyorsun.Emily bu da babam Jonathan"dedi.Elimi uzatıp "Memnun oldum efendim."dedim gülümseyerek."Lütfen bana Jonathan de"dedi gülümseyerek."Peki"dedim sessizce.

Uzun süren bir sohbetten sonra Nathan beni çekim yapılacak yere getirdi.Bu kadar çabuk mu diye sorduğumda onlar seni uzun süredir bekliyorlar dedi.Şaşırmıştım doğrusu.Yani beni,ben kendimi güzel bulmam kii.

"Em kafanı biraz kaldırırmısın?"dedi karşımdaki adam.Bu adam bana ne zamandan beri Em diyordu?Dediğini yaptıktan sonra gülümseyerek "Evet işimiz bitti."dedi."bu kadar çabuk mu?"diye sordum meraklı bir şekilde."Devamı marka sahibine bağlı.İsterlerse devam edeceğiz ki isteyeceklerinden emin olabilirsin"dedi.

Evet,bugünde bitmişti.Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı.Herkes değişmişti.Değişme sırası şimdi de bendeydi.

Rude BoyWhere stories live. Discover now