3.BÖLÜM

75 13 2
                                    

(Medyadaki Deniz)

Yeni okuluma başlayalı bir haftayı geçmişti ve yavaş yavaş ısınmaya başlamıştım.Tabiki bunu sınıftakilere belli etmiyordum.Çünkü insanlar en ufak şeyden yüz bulup karşısındakinin duygularıyla oynayabiliyordu ya da kırmızı çizgileri aşıp karşısındakini zor durumda bırakabiliyordu.Hele bir de birazcık güvenmişseniz hemen hemen herkes sırtınızdan bıçaklıyordu.Bunun örneğini çok yaşamıştım, o yüzden bunları kendime hayat felsefesi edinmiştim.Kimseyle kolay kolay samimi olma....

Deniz'le yani ilk gün tanıştığım kızla halen yan yana oturuyorduk.Tatlı, içindekini hemen söyleyen tiplerdendi.Fazla yakın davranmıyordum kendisine ama sanki kendisiyle oturup konuşmuşcasına bu durumdan ötürü beni yargılamıyordu.Kendisi de farkındaydı zor biri olduğumun,dışarı çıkarken benim de gelmemi teklif ediyor,gelmeyeceğimi söylersem ısrar etmiyordu.Hakkımda bir şeyi çok merak etmedikçe sormuyordu.Anlayışlı birine benziyordu, çoğu teneffüse bensiz çıkarken ben de Orhan Pamuk' un Necip Fazıl' ın Sabahattin Ali' nin kitaplarını okuyordum.Barış denen çocuğa da bakmamak için neredeyse kendimi yırtıyordum.Sesinin bile ayrı bir karizmatikliği vardı.Ders arasında veya bazen teneffüste bana baktığını hissediyordum ama sadece kendime kızıyor öyle birinin bana bakma ihtimalinin çocuğun ancak kör olmasıyla var olacak bir ihtimal dahilinde olacağının farkındaydım.Çirkin değildim ama güzel de değildim bana bakan biri ne güzel kızmış demezdi.Yeşil mavi arası gözlerim, beyaz bir tenim vardı.Ama Barış ın benden kat kat güzel kızlarla sevgili olduğuna emindim.O yüzdendir belki kendimi ona kaptırmamaya çalışıyordum ama ne fayda bu sözleri kendime tekrarladıktan 15 dk sonra kendimi ona bakıyor buluyor ve kendime kızıyordum bu döngü devam ediyordu, ben bunları düşünürken son dersin zili de çaldı ve çantamı toparlayıp ayağa kalktım, otobüse kadar Deniz bana eşlik etti ve ayrıldık evi okula çok yakın olduğu için o yürüyerek gidip geliyordu okula, ama bu onun için travmayış. Tatil günlerinde bile her gün şu lanet yeri görüyorum dediğinde kahkaha atmıştım tabi ki o tatlı güzel gülebilen kızlar gibi değildim, gerizekalı bir şekilde bademciklerime kadar ağzımı açıp gülmüştüm.Ve ben bunu yaparken bilin bakalım sınıfta kim vardı tahminlerinizi duyuyor gibiyim tabiki Barış ne zaman salak bir şey yapsam hep böyle meteorların yanında yapardım zaten. Bu salaklıklarımı düşünürken otobüsün geldiğini farkettim ve bindim. Otobüs kartımı uzattım ve bip sesini duyduktan sonra bir koltuğa yerleştim yaklaşık yarım saat sonra ineceğim durağa geldim ve otobüsten indim.Eve doğru yürüyüp kapıyı açtım ve içeri girer girmez annemin işte olduğunu bildiğim için kendimi odama yatağıma attım.

BARIŞ IN AĞZINDAN

Eve geleli yarım saat oluyordu ve ben uzanmış düşüncelere dalmıştım. Eda' yı düşünüyordum.İlk gözlerimiz kesiştiğinde bana hayran hayran bakışını sonradan bu bakışların yerini sert bir ifadeye bırakışını düşündüm.Ders arasında onu izliyordum ve o bunu farkediyordu.Bana baktığı anda ders dinliyormuş gibi yapıyor onun daha sert bir ifadeyle önüne dönmesine neden oluyordum, aslında güzel bir kızdı neden gülümsemek yerine böyle takılıyordu bilmiyorum.Bir kere sınıfın içinde kahkahasını duydum ve şok oldum hem kahkaha atmasına hem de o naif vücuttan aşırı yüksek sesli attığı kahkahaya.İster istemez sırıtmıştım ve o bu sırıtışımı görüp kızarmıştı.Bunları düşünürken mutfaktan içeri girdim ve annemin beline sarıldım.

-ne oldu oğluşum demesiyle sırıttım, mükemmel bir anneye sahiptim.

-anne oğluşum demeyi keser misin 17 yaşındayım ben dedim tatlı bir kızgınlıkla elini yıkadı ve yanaklarımı mıncırıp

- sen 47 yaşında olsan da benim oğluşumsun.

-tamam anne ya vazgeçmeyeceksin deyip konuyu değiştirdim.Edayı anlattım anneme kendi halinde fazla gülümsemeyen bir kız dedim.Ama demez olaydım annem Edanın bu halini çok beğendi.Aferim kıza bak ağır kızlardanmış,oturmasını kalkmasını biliyormuş deyip göz kırptı.

-Sadece okula yeni gelen bir kız mı barış bence tam sana uygun biri?

-Yapma anne o kız kim ben kim.

-bu ne demek oğluşum

-anne çok yakışıklıyım biliyorum ama çok farklı insanlarız tamamen zıtız.

-hadi hadi neyse ama ben sevdim bu kızı haberin olsun.

dedi ve içime bir kuşku düşürdü acaba... neyse neyse tamam saçmalama Barış deyip odama çıktım.




Mucize (Düzenleniyor)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang