KAŞIBEYAZ İKİNCİ BÖLÜM

39.6K 1.8K 186
                                    


Silgim düşmesin diye refleks olarak yaptığım aptalca hareket, dirseğimin kahve fincanına çarpmasına sebep oldu. Ve tabi ki kaçınılmaz son, fincan yere düşüp bin parçaya bölündü. Allahtan içinde çok fazla kahve kalmamıştı. Yine de beyaz pantalonum çamur sıçramış gibiydi. Mutfağa gidip faraş ve fırçayı aldım. Çalışma masam kalabalıktan uzak olsa da, kendime ait bir odam olmadığı için, insanların dikkatini çekmiştim. Hafiften mahcup bir ifadeyle başımı önüme eğdim.

Porselen kırıklarını uzun saplı süpürgeyle faraşa iterken yanımda bir kıpırtı fark ettim. Eğilmiş halde başımı sağa doğru yukarı kaldırınca Hakan'ın alaycı gözleriyle karşılaştım. Şu an onu ellerimle boğmak istiyordum.

"Hayırdır prenses, bu işler sana mı kaldı?"

Bu şirkette çalışmaya başlayalı yaklaşık iki ay olmuştu ki, Hakan benim zengin bir ailenin kızı olduğumu öğrendiğinde şaşırmış ve bana "Prenses"diye seslenmeye başlamıştı.

"Bardağımı kırdım."

Ne aptal bir açıklamaydı. Onun yanında huzursuz oluyordum. Hele şimdi Merve'yi bu kadar üzdükten sonra, yüzünü göresim yoktu.

"Sakın unutma prenses, ucuzluk insanın ruhundadır. Parayla değiştiremezsin."

Uzaklaşan patronumun arkasından şaşkınca bakakaldım. Ne demişti şimdi bu zevzek! Resmen bana hakaret etmişti. Dişlerimi sıkarak elimdeki süpürgeyi iyice kavradım. Sanki geri dönse hesap sorabilecekmişim gibi!

Saate bakınca biraz rahatladım. On beş dakika sonra Merve'yle buluşup yemek yiyecektik. Biraz daha sakinleşmiş olduğunu umarak işimi bitirdim. Şişirme de olsa yerleri silmiştim. Çantamı alıp asansöre doğru yollandım.

Restoranın kapısından girdiğimde, bana doğru el sallayan arkadaşımın gözlerinin şiş olduğunu uzaktan da olsa fark ettim.

"Selam Merve, daha iyi misin?"

Sarılıp öpüştükten sonra cevap verdi.

"Eh işte! Bu hayvanın böyle davranacağını sezmiştim galiba, ama insan farklı hayal ediyor."

Yanağını okşayıp karşısına oturdum. O an ne alakası varsa Tolga'yı hala aramadığımı hatırladım. Azar işitmeye hazır olmalıydım. Neyse şu an önemli olan Merve'nin moraliydi. Elimi elinin üzerine koyarak ona doğru eğildim.

"Hamile olduğunu söylediğinde ne tepki verdi?"

Merve yüzünü buruşturdu.

"Hiç şaşırmadı, bu daha önce de başına gelmiş gibi davrandı. Muhtemelen öyledir, İt herif! Beni sevdiğini sanmıştım. Sorun olmadığını, birkaç gün içinde halledebileceğimizi söyledi. Önce ne demek istediğini anlayamadım. Sonra kafama dank ettiğinde, yumruk yemiş gibi oldum inan. Çenem titreyerek aldıracak mıyız dediğimde, tabi ki güzelim ya ne sandın dedi."

Şimdi de dayanamamış, çenesi titremeye başlamıştı. Gözleri dolu doluydu ama ağlamadı. Avcumun içindeki elini sıkıp gülümsedim.

"Sakın üzülme, değmeyecek biriymiş. İnan bana bunu da atlatacaksın, sen tanıdığım en güçlü kadınsın. Keşke ben de birazcık sana benzesem."

Merve acı bir kahkaha attı.

"Deli! Sen potansiyelinin farkında değilsin. Sessiz kalıbının içindeki cesur yüreği biliyorum ben."

KAŞIBEYAZ (RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin