KAŞIBEYAZ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

34.2K 2.1K 254
                                    




                  

"Hoş geldin Hazal, özlettin kendini!"

"Hoş bulduk Sema teyze, çok yoğunum fırsat bulup gelemedim, afedersiniz."

Uzun zamandır  teyze dediğim kadına, bir türlü anne diyememiştim. Hoş ne kadar iyi bir insan olsa da, içimden de gelmemişti. Tolga hemen arkamda ayakta bekletildiği için homurdanıyordu. Yavaşça yana kayıp ona yol verdim; ama gözlerimde kabalığını görmesini sağlamak için keskin bir bakış vardı. Hala kurbağanın prense dönüşeceğini bekliyordum sanırım. Gereksiz pollyannacılık işte!

"Anne çok açım, hadi içeri geçelim bir an önce."

En azından kabalığı sadece bana karşı değildi. Bunu bilmek beni rahatlatıyordu. Halbuki başlarda ne kadar farklıydı.

Salona geçtiğimizde bir koltukta oturup gazete okuyan Turan Bey'i gördüm. Bacak bacak üstüne atmış, sırtını nefis boğaz manzarasına dönmüştü. Beni görünce ayağa kalktı.

"Hoş geldin kızım?"

"Hoş bulduk Turan amca."

Sanırım Sema teyzenin aksine, amca diye hitap etmem onu mutlu ediyordu. Babamın şuursuz davranışları ve her şeyi daha da kötüye götüren tavrı, adamı canından bezdirmişti. Belki de başta iyi gözüken bu evlilik fikrine artık sıcak bakmıyordu. Onu suçlayamazdım.

Tolga ve ben biraz geç kaldığımız için, hemen sofraya oturduk.

"İyisinizdir umarım, babanla görüşüyorum tabi, ama seni ve anneni epeydir göremedim. Nermin Hanım nasıl, keyfi yerinde mi?"

"Annem iyi teşekkür ederim."

"Sevindim."

Turan Bey hatır soruyor gibi gözükse de, cevabı biliyordu. O yüzden verdiğim yanıtın gerçek dışı olduğunu anladı. Annem iyi falan değildi. Babamın yaşattıklarından sıkılmıştı. Çocuklarının bu durumdan daha fazla etkilenmesini istemiyordu, ama ne yapacağını da bilemiyordu. Ona artık çocuk olmadığımızı, başımızın çaresine bakabileceğimizi söylediğimde, yüzüne oturttuğu meleksi ifadeyle yanağımı okşamış; "Benim için hep minik bebeklerimsiniz" demişti.

"Senin iş güç nasıl Hazalcığım, memnun musun?"

İş denince aklıma arkadaşımı üzen Hakan gelse de;

"Gayet iyi Sema abla, zaten iki yılı geride bıraktım, iyice alıştım. Seviyorum işimi"dedim.

Tolga her zamanki patavatsızlığıyla araya girip beni mahcup etti.

"Annem senin asosyal olduğunu bildiği için, işlerin iyi gidip gitmediğini merak etti."

Benim rengim kırmızıya doğru dönerken, Sema abla hiç beklemediğim şekilde oğlunu payladı.

"O nasıl söz Tolga! Terbiye sınırlarını aşıyorsun. Keşke biraz Hazal'a benzesen!"

Bu çıkış karşısında şaşıran Turan Bey, sertçe karısına baksa da, annesine çok düşkün olduğunu bildiğim Tolga geri adım attı.

"Ya ben öyle demek istemedim. Çekingen ya hani..."

Bazen Tolga'yı yetiştirenin bu tatlı kadın olduğuna inanamıyordum. Belki de üzerinde tek çocuk olmanın şımarıklığını taşıyordu. Baba oğul, işle ilgili bir sohbete dalarken, Sema abla bana sıcacık gülümsedi.

KAŞIBEYAZ (RAFLARDA)Where stories live. Discover now