Bölüm 18 = Gece Buluşması

3.8K 199 6
                                    

Resimdeki kişi Tarık'tır. :)

Ben: Gelmedin mi hala?

Tarık: Yoldayım ve sırf sen istiyorsun diye bu kadar erken geliyorum bilgine bebeğim.

Ben: Bana bebeğim demeyi keser misin ve bu imalı imalı konuşmayı da bırak. Yazıp somurttum.

Tarık'tan mesaj beklerken yataklarında mışıl mışıl uyuyan kızlara baktım. Gece saat 12'de kim uyurdu ki. 

Telefonumun ışığının birden aydınlanmasıyla gelen mesaja baktım.

Tarık: Tamam fıstık sen nasıl istersen, peki bu acil görüşmemiz gereken konu ne?

Ben: Tam olarak nerede olduğunu söylersen bende sana sebebini yazarım. 

Telefonumun ekranını kapatıp üstümde ki yazlık pikeyi bir kenara topladım. Üstümde ki Kırmızı şort ile siyah askılı badime baktım. Belki bu saate Tarık ile dışarıda buluşurken giyinecek en uygun şeyler değildi fakat yinede şuan bunlarla idare etmek zorundaydım.

Telefonumun ekranı yine aydınlandı ve parmak izi şifremi girerek Tarık'tan gelen mesajı açtım.

Tarık: Yemekhanedeyim.

Telefonumun ekranını kapatıp yastığımın altına koydum. Yatağımın hemen kenarında ki spor ayakkabılarımı da giydim ve yatağımın üstünde yatan kızın uyanık olduğunu görünce ona bakıp "Ben bir lavaboya kadar gidip geliyorum" diye fısıldadım. Şimdi onun saçma sapan sorularını çekemeyecektim.

Odadan olabildiğince sessiz bir şekilde çıktığım gibi koridorun loş ışığında önce bir etrafıma bakınıp biraz bekledim. Bu saate kimseye yakalanmamam gerekti, geçen seneki işlediğim disiplin cezaları yüzünden bu sene babam hata veya herhangi yanlış bir hareketimi daha kabullenmeyeceğini kesin ve net bir şekilde belirtmişti. Şimdi adamın damarına basmaya hiç gerek yoktu. Zaten beni kendi dersinden de geçirmemiş ve bu senede aynı dersi almak zorunda bırakmıştı.

Yatakhanenin kapısına kadar resmen parmak uçlarımda yürüyerek geldim ve kapıyı çok hafif bir şekilde aralayarak bahçeye göz gezdirdim.

Karşıda ki erkek yatakhanesi'nin bazı odalarının hala lambaları yanıyordu. Bir tek ailelerinin yanına gitmektense okulda kalıp erkenden yatmayı tercih eden salakların hepsi bizim odadaydı herhalde.

Bahçenin boş olduğunu görünce yatakhaneden hızla çıktım. Etrafıma hiç bakınmadan hızlı adımlarla okulun kapısına kadar yürüdüm. Kapıyı usulca açmaya çalıştım fakat kapı kilitliydi. Bu salak o zaman kafeteryanın arka kapısını kullanmış olmalı. 

Hızla döndüm ve kapıdan ayrılarak okulun etrafından dolandım. Okulun arka kısmı oldukça ağaçlık ve karanlıktı. Allahtan kapının yerini ezbere biliyordum da bu karanlıkta ve vücudumu sarıp sarmalayan soğuk havada üşümeyecektim.

Arka kapıya vardığım gibi kapı kulpunu ellerimle aradım. Hadi ama bu karanlıkta burada tek başıma olmak beni ister istemez ürkütüyordu.

Ben daha kapı kulpunu bulamadan kapı birden açıldı ve bir kaç adım öne doğru tökezledim.

"Hey hey yavaş."

Tarık ile resmen burun buruna geldik ve bir anlık refleksle ona sarıldım. "Ya neden bana arka kapıdan geldiğini söylemedin, en azından yanıma telefonumu filan alırdım ışık yapması için."

Tarık tek eliyle bana sarılırken öteki boşta kalan eliyle de kapıyı geri kapattı. 

Kapının kapanma sesi ile birlikte ellerini belime götürerek bir kaç adım geri gitmemi sağladı ve sırtımı soğuk çelik kapıya dayadı. "Tarık sen ne yap..." dememe bile kalmadan dudaklarıma yapıştı. 

Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin