Bölüm 21 = Meşe ağacı

3K 174 7
                                    

Çağla hoca Ecem ile beni disiplin odasına getirdiğinden beri benden daha tedirginmiş gibi bacağını titretip duruyordu. Ecem bana kaş göz yaparak beni güldürmeye çalışsa da hiç aldırış etmeden Çağla hocaya "Babamın telefonda sesi nasıldı hocam?" diye sordum.

"Oldukça tedirgin" dedi ve önüne düşen kızıl buklelerini saçının arkasına doğru yaydı.

"Bu konuda benim herhangi bir suçum var mı? Yani sonuç olarak kavgayı ben çıkartmadım" diye sordum oturduğum yerden.

"Genel olarak suçun yok ama olayın bu raddeye geliş sebebi de sensin, o yüzden tam bilmiyorum şuan ki durumunu."

Ecem bacak bacak üstüne atarak "Stratejik bir oyun yaptıkları kanaatindeyim" dedi hocanın ilgisini çekmeyi başararak. 

Çağla hoca ona dönüp "Nasıl yani?" diye sordu. "Bu kanıya da nereden vardın?"

"İlk olarak fotoğraflar nasıl onun eline geçti, hadi geçti diyelim neden bütün okulun önünde rezil etmeye çalıştı hemde Sera sevgilisi ile beraberken."

Çağla hoca biraz düşündükten sonra "Kendi sevgilisini bu gibi durumlarda kullanacak bir kıza benzemiyor ama" dedi. "Parti gecesindeki olayda onun parmağının olduğunu biliyoruz ama sırf Sera sevgilisi ile dans ettiği için yaptı bunu, şimdi birde o sevgilisini Sera ile bile isteye dışarıda yemek yedirtecek kadar fedakar olduğunu düşünmüyorum."

"Belki oda tam böyle düşünmemizi istemiştir" diye diretti Ecem.

"Bilmiyorum, bunu biraz araştırmamız gerekecek. Hem gerçekten böyle düşünüyorsan bize sağlam bir kanıt sunman gerek."

Olayı yeni yeni kavrıyormuş gibi yaparak "Nasıl yani?" dedim. "Bunların hepsi yine onun tezgahımıydı?"

Ecem "Ben öyle düşünüyorum" dedi.  "Sana ne kadar takık olduğunu görmüyor musun?"

"Sen o zibidi ile ne zaman ve neden yemeğe çıktın?" Babamın sesi odanın içinde duyulduğu gibi hepimiz birden kapıya baktık. Babamı uzun süredir hiç bu kadar hırçın ve sinirli görmemiştim.

"Ben yemekhanede Sultan teyzeye yardım etmek istedim ve oda bana dışarıda yemek yiyelim mi ben ısmarlıyorum deyince hayır diyemedim" dedim kendimi acındırmaya çalışarak. "Sana yemin ederim baba bana böyle haince plan kurduklarını bilmiyordum."

"Bıkmadın mı? Sıkılmadın mı? Üçüncü yılın artık bu okulda yeter kızım yeter. Bir olayda da adın çıkmasın, bir kerede bu lanet disiplin odasına çağırmasınlar beni" diye bağırarak babam üstüme doğru yürüyordu ki Çağla hoca hemen benim karşıma dikilip babamın göğüsüne doğru elini koyup onu durdurdu. "Bence hata yapıyorsunuz Okan bey, bu sefer de kızınızın suçu yokmuş gibi duruyor. Ben bizim okulun öğrencilerini bir kaç yıldır tanırım ve gerçekten bu gibi bir rezalet çıkartacak kadar acımasız olduklarını biliyorum. Lütfen bu konuda Sera'ya kızmayın."

Biz Ecem ile şaşkınlık içinde birbirimize baktık, ne kadar söyleyemesek de şu üç sene içerisinde ilk defa bir hoca bizi bu denli savunmuştu. Üstelik bize az önce onların yaptığını düşünmüyorum demesine rağmen yine de tamamen bizim tarafımızı almıştı. Sanırım bu hocayı biraz erken yargılamıştım, hiçte düşündüğüm gibi birisi değildi. En azından şimdilik öyle görünmüyordu.

Babamın sinirden içinde biriktirdiği nefesini hırslı bir şekilde geri verişini duydum. "Dersinize gidin gözüm görmesin sizi."

Ecem ile ben babamdan bir sürü laf işitmeyi beklerken böyle bir şey diyeceğini hiç beklemediğimiz için şaşkın bir şekilde hiç yerimizden kıpırdamadık. Çağla hoca bize dönüp "Hadi kızlar derslere" dedi. Gözleri ile de kapının yönünü gösteriyordu. 

Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now