Dördüncü Bölüm

581 61 34
                                    



Hikaye tamamıyla kurgudur ama bu bölümde Tomris Uyar'ın Görkem Elitan'a verdiği cevaplar Tomris Hanım'ın çeşitli söyleşilerinden alınarak derlenmiştir.

********************************************************************

Bütün iyi kitapların sonunda

bütün gündüzlerin,

bütün gecelerin sonunda

meltemi senden esen

soluğu sende olan,

yeni bir başlangıç vardır.

Edip Cansever

Siyah yorganını üzerine çeken gökyüzünü seyre koyuldu genç kadın geniş balkonunda. Sigarasını yaktı, dumanını çekti içine. Dışarı verdiği dumanın havalanışını ve ardından da yok oluşunu izledi. Bir arada olan duman birbirinden ayrılarak yok oluyordu. Bir aradayken beyazımsı olan rengi ayrılırken griye dönüyor ve genç kadının yüreğine batıyordu. O da yüreğinin labirentlerinde kayboluyordu, aşkın gelgitlerinde yok oluyordu. Sokaktan gelip geçen insanlara baktı uzun uzun. Eylül yağmurlarından kaçanlar, aceleyle şemsiyesini açanlar, koştura koştura evlerine gitmeye çalışanlar... Hepsi bir olmuş yedi tepeli şehrin kalabalığının bir parçasını oluşturuyorlardı.

"Mevzular ağır galiba."

"A Poyraz geldiğini duymadım." dedi genç kadın yarısına bile gelmediği sigarasını söndürürken.

"Farkındayım, nasılsın?" dedi karısının yanına oturup kolunu onun omzuna atarak.

Derin bir iç çekti genç kadın, nasıl olduğunu kendi bile bilmiyordu aslında.

"Sen geldin ya daha iyiyim." dedi kocasının yüzüne gülümseyerek ve sonra ekledi: "Sen nasılsın?"

Buruk bir tebessümdü Poyraz'ın karşılığı...

"Nasıl gidiyor hikayen?"

"Hikâye... Masal... Nasıl olsun hüzünlü iyi ki sen varsın da tüm hüznümü alıp götürüyorsun gelişinle." dedi genç kadın başını onun göğsüne koyarak.

"Canım benim." dedi adam onu kollarında sararken. En zorlu fırtınasından çıkıp da sığınmıştı adama genç kadın. Adam en zorlu fırtınasından çıktığında sarmıştı kadını kollarında. Birbirine muhtaç iki yürekti onlar, birbirine iyi gelen iki yürek... Hayattan beklentileri kalmadığı sırada birbirini bulan bir gelecek oluşturmaya çalışan iki âdem. Görkem'le mutluluklarına mutluluk eklenen bir yuvanın sahibiydiler.

"Biliyor musun sona yaklaşıyorum sonra sıra sana gelecek seni de anlatacağım ona. Bana evlenme teklifi ettiğin günü hatırlıyor musun Poyraz?"

Güldü adam, kocaman tebessüm belirdi dudaklarında.

"Hatırlıyorum, 'Sana çok şey vaat edemem ama mutsuzluk garanti. Tüm mutsuzluğunla evlenir misin benimle?'

"Tüm mutsuzluğumla mutsuzluğuna ortak olurum. Ekim on dokuz." dedi kadın dudaklarındaki buruk tebessümü devam ettirirken sonra dağıttı tüm hüzün bulutlarını gözlerine mutluluk pırıltıları yerleştirdi ve devam etti: "Biz o mutsuzluktan çok güzel bir mutluluk oluşturabildik mi Poyraz?"

Ah Ekimle GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin