3. Bölüm

980 118 45
                                    

-Düzenlendi-


"Neden bu kadar sessizsin ki?" Wonho gözlerini kısarak önündeki pastayı didikleyen Minhyuk'a söylendi.

"Gereksiz konuşmuyorum sadece,o kadar." Minhyuk hafifçe gülümserken,Wonho bu gülümsemenin içtenlikten çok uzak olduğunu hissetti.

Minhyuk neden böyleydi? Fazlasıyla içine kapanıktı. Köpeğinin resmini gördüğünde tam bir çocuk gibiydi. Fakat geri kalan zamanın tamamında ellisinde bir dede gibi sükunet içerisindeydi.

"Ben gereksiz mi konuşuyorum yani?" Wonho sonradan idrak ettiği söylemle kaşlarını kaldırdı.

Minhyuk,onu kırdığını veya yanlış konuştuğunu anlayınca panikle özür dilemeye başladı. "Hoseok üzgünüm,öyle demek istemedim. Affet lütfen..." Wonho o sırada Minhyuk'un ani mimik degişimlerine gülmemek için dudaklarını ısırıyordu.

"Önemi yok Minhyuk. Üzmedin beni merak etme. Biraz yürümeye ne dersin?" Wonho yaklaşık üç saattir oturdukları bu kafeden kurtulmak istiyordu.

Burası fazla,sıkıcıydı?

Minhyuk itiraz etmek için dudaklarını araladığında,Wonho çoktan kahve fincanının altına bir miktar para bırakmış kapıya yönelmişti bile.

'Baş belası' tabirini ona yakıştıran Minhyuk, tabletini ve kulaklığını masanın üzerinden toplayarak hızlıca Wonho'ya yetişmeye çalıştı.

"Birlikte geldiğimiz yerden(?) tek başına çıkarak kabalık yapıyorsun. Tanrı kaba davranışlardan hoşlanmaz." Minhyuk nefes nefese kalarak yetiştiği 'kaba' çocuğu hafifçe azarlarken gözlüğünü düzeltti.

"Öncelikle Min, buraya birlikte gelmedik ve tanrı kimin umrunda?" Wonho sırıtarak tekrar önde yürümeye başladığında,Minhyuk neye sinirleneceğini şaşırmıştı.

Onun adı Minhyuk'tu Min değil.
Tanrı'ya inanmayan bir günahkar mı?

Hayır,Minhyuk onunla arkadaş olamazdı.

"Üzgünüm ama eve gideceğim Wonho. Seninle zaman geçirmek istemiyorum. Benim görevim sadece sana ders çalıştırmak." Minhyuk uzun bacaklarıyla Wonho'ya yetiştiğinde, Wonho ondan etkilendiğini hissetti...

"Ne önemli tanrı imiş! Sen düzenli olarak kiliseye giden birisiysen,günahlarımı temizlememe yardım etmelisin? Sence de beni tanrıya inandırırsan sonraki dünyanda ödülün olmaz mı?"

Kepçe yine sinsi bir şekilde Minhyuk'u etkisi altına almaya çalışıyordu.

Minhyuk duyduklarıyla kekelemeden edemedi."A-ama sen yaramaz bir çocuksun. Pek te inancın olacak gibi değil."

Wonho gülümsemekle yetindi. Onu kandırmak neden bu kadar kolaydı? "Neden? Her kul bir şansı hak etmez mi?"

Minhyuk ne yapacağını bilemediğinde sıkıntıyla gözlerini etrafta gezdirdi. Sokak ortasında kepçe ona doğru yaklaşıyordu.Minhyuk olduğu yerde durmaya devam ettiğinde,şimdi aralarında sadece üç santimlik bir mesafe vardı.

Havva yasak elmayı yiyip cennetten kovulmuş olabilirdi. Ama Minhyuk, o yasak meyvenin büyüsüne asla kapılmayacaktı.

Belki sadece kepçenin dudaklarına kapılabilirdi. Sadece biraz...

Nabersiniz snxbdsi

Oy-yorum bekler miyim? TABİKİ💕

Amen-WonMin #Wattys 2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin