Unlucky: The Mask Serisi 2

5. Bölüm: Oyun Daha Yeni Başlıyor, Gabriel!

UYARI

Bu bölüm çok kısa. Vaktim yok, ilham da yok. Özür dierim sizi de o kadar beklettim :(

Adrien ve Marinette kaldırımda yürüyordu. Marinette'i her gören fısıldaşıyor, gözlerini ondan alamıyordu. Sonuçta o Uğurböceği idi, öyle değil mi?

"Uh, Adrien? Nereye gideceğimizi söyleyecek misin?"

"Üzgünüm ama hayır, leydim." Leydim... Bunu Adrien'dan duymak gerçekten çok tuhaf ve hoştu. Az da olsa kızarmasına engel olamamıştı. Adrien, onun kızardığını görmesin diye başını öbür tarafa çevirdi. Herkesin ona baktığını o zaman fark etti. Adrien'in elini tuttuğunu da...

Uğurböceği olduğu için herkesin ona bakması onu rahatsız etmemeliydi, ancak rahatsız oluyordu. Adrien bunu fark etmiş olacak ki,

"Sorun nedir?" diye sordu.

"Hiç. Hiçbir şey." dedi ve gülümsedi Marinette.

"Bana pek öyle gelmedi ama madem öyle diyorsun..." Daha sonra onları izleyen insanlar dikkatini çekti ve, "Merak etme, gideceğimiz yer bu kadar kalabalık olmayacak."

"Ah, sonunda bir ipucu! Tanrım, teşekkürler." dedi ve kıkırdamaya başladı Marinette. Kaldırımda yürüye yürüye merkezden uzaklaştılar ve ormanlık alana girdiler.

"Adrien? Uh... Ormanlık alan?"

"Aklına bir iki yer gelmiştir herhalde."

"Evet, geldi aslında."

"Anlat bakalım neler geldi aklına?"

"Umm... Piknik olabilir. Bir klasik, ama hala hoşuma gidiyor. Çimenler, çiçekler, kelebekler... Kelebekler? Ay artık kelebek deyince aklıma akumalar geliyor, kelebeklerden soğuyorum resmen! Daha sonra..." Marinette konuşup yürümeye devam ederken Adrien belirlediği çalılığın arkasına sakladığı piknik sepetini aldı. Piknik sepeti deyince aklınıza direk 'piknik' geliyor, değil mi? Bu sefer değil.

Adrien elindeki sepet ve poşetlerle Marinette'in yanına döndü. Marinette hala anlatmaya devam ediyordu.

"...Belki bir ağaç evde falan yemek yiyebiliriz. Öyle yani." dedi ve Adrien'a döndü safcığım.

"Hmm, güzel tahminler."

"Yaklaştım mı bari?"

"Göreceğiz." dedi ve durdu. Çünkü karşılarında sarmaşıklar ve çalılıklar vardı.

"Ne tarafa gideceğiz?" Adrien sırıttı ve elleriyle sarmaşıkları kenara çekti.

"Bu taraftan." Marinette'in gördüğü manzarayla nutku tutulmuştu. Göl kenarındaydılar. Ama öyle böyle değil, rengarenk çiçekler, kırmızı, sarı, yeşil yapraklı ağaçlar... (Göl kenarını beklemiyordunuz değil mi? Jshdjs)