(MR)Bölüm 36: Onu Korumak İçin

64K 5.9K 629
                                    

Seren, ona endişe ile bakan genç adama hemen Kutlu ile konuşmalarını anlattı. Genç kızın konuşması devam ettikçe adamın gözleri de korkuyla ardına dek açılmaya başlamıştı. Konuşmaları sonrasında Ulaş oturduğu yerden hemen kalktı. Elini saçlarının arasından geçirdiğinde düzgün görüntüsünü de bozmuştu. Konuşmadan önce gergin bir halde dudaklarını yaladı. Çalışan beyninin vızıltısını Seren bile duyuyordu.

"Onu hemen bulmamız lazım. Şu an aklı yerinde görünmüyor. Kahretsin! Onunla bunları konuşmak zorunda mıydın?" Ulaş'ın sesinde ki öfke, genç kızı baştan aşağıya titretti. Ona böyle kin dolu gözlerle bakılmasını hak etmiyordu. Sadece Kutlu'dan özür dilemek istemişti. Adamın intihara meyilli olduğunu nereden bilebilirdi ki?

Seren'de içinde büyüyen panikle ayağa kalktı. Her geçen saniye Kutlu'yu kaybetme risklerini artırıyordu. Bu yüzden ikili salondan hızlı adımlarla çıkıp oteli baştan sona aramaya başladılar.

Dışarısı gecenin karanlığına bürünmüştü ve üstüne üstlük kar yağmaya başlamıştı. Seren yarım saattir Kutlu'yu otelde aramasına rağmen bulamamıştı. Nereye gidebilirdi?  Onu bu denli sınırına ulaştıran genç kızdan başkası değildi. Eğer tüm bunları biliyor olsaydı hayatta o mafya bozuntusu adamın sözlerine inanıp Kutlu'yu peşinden o lanet eve sürüklemezdi. Şimdi genç kızın sebep olduğu olaylardan sonra intihar ederse Serem me yapardı? Gözyaşları yanaklarından boynuna sessizce ilerlemeye başladı. Bedeni yer değiştirdiğinde bile ağlamamıştı. Şaşkın bit halde yanağına dokundu. Kutlu için ağlıyordu. Ne ara onun için bu kadar değerli olmuştu ki? Kendini hiç şu an da olduğu gibi çaresiz hissetmemişti. Hatta annesi onları terk ettiğinde bile. Eğer genç adama bir şey olursa kendini asla ama asla affetmeyecekti. Lobide başıboş dolanırken yanında Ulaş'ın olmadığını fark etti. Ne ara ayrılmışlardı ki? Otelin girişinde dolanırken yanına bir kız yaklaştı.

"Merhaba Asel... Ben şey diyecektim..."

"Evet" dedi Seren sinirle. Farkında olmadan öfkeyle konuşmuştu. Onu kimsenin oyalamasını istemiyordu. Kız ise iyice paniklemiş, elindeki kitapları yere düşürmüştü. Endişeyle yere eğilip kitaplarını topladı. Seren olduğu yerde derin bir nefes alıp kıza yardım etmek için eğildi.

"Özür dilerim. Sinirimi senden çıkarmamalıydım." Dedi yerden aldığı kalemlik ve defteri uzatırken.

"Önemli değil." Diye cevapladı kız. Kitaplarını alıp göğsüne sıkıca sarıldı. Yanakları al al olmuştu."Kutlu'yu yarım saat önce dışarı çıkarken gördüm. Biliyorum, belki bu seni ilgilendirmiyor ama aynı gruptasınız diye söylemeliyim dedim. Üstelik geri döndü mü bilmiyorum. Fırtına da çıkmak üzere. Bir öğretmen onun yokluğunu fark ederse başı belaya girebilir." Genç kız söylediklerinin ardından kitaplarına daha sıkı sarıldı. Seren için etraftaki her şey bulanıklaşmaya başlamıştı. O yüzden onu otelde bulamıyorlardı. Kutlu dışarı çıkmıştı demek. Kız yanından uzaklaşırken o otelin kapısına bakıyordu. Gerçekten kendi canına kıyabilir miydi? O kadar gözü dönmüş müydü? Konuşurken ki yüz ifadesi gözlerinin önüne gelmişti. Seren farkında olmadan kapıya doğru yürümeye başladı. Onu bulmak ve korumak istiyordu. Bu kadar güçlü tavırlarının arkasında kalbi kırık, küçük bir çocuk vardı. Ve Seren o kırık kalpli çocuğu bulup, iyileştirmek istiyordu.

Kapıdan dışarı çıktığında hafifçe yağan kar yerdeki diğer tanelere katılmaktaydı. Seren önce nereye gittiğini bilmeden bilinçsizce yürümeye başladı. Kutlu'yu bulup onu düşüncesinden vazgeçirmeliydi. O... O gerçekten Seren için değerli biriydi. Şimdi anlıyordu. Ona zarar gelmesini istemiyordu. Bu Asel ile alakalı değildi. Tamamen kendisi ile alakalıydı. Kutlu'yu bulup yaralarını sarmal istiyordu.

Misafir RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin