3- Günlük

104K 6K 1.8K
                                    

"Dediğim gibi olaylar bu yönde gelişti." dedim parmaklarımla oynarken.

Arif'in döndüğünü anlatmadığım için Ece çok sinirlenmişti. Aynel ise her zaman ki sakinliğini sürdürerek bana sarılmıştı.

"Arif'e neden sarıldın Eylül? Neden?" diyerek ayağa kalktı Ece.

"Anlamıyorsun." dedim başımı iki yana sallayarak.

"Anlamayan sensin Eylül. Biz seni toparlayana kadar canımız çıktı. Kaç ay o hastanede tedavi gördün sen? Bunları hatırlasana biraz. O kaçtı gitti. Seni en zor zamanında bıraktı. O kendi vicdanına yenilerek kaçtı. Altı yıl sonra hiç bir şey olmamış gibi karşına çıkıyor ve sen de ona sarılıyorsun. Öyle mi?" Ece odada volta atıyordu.

Aynel kulağıma yaklaşarak konuştu.

"Sanırım bu defa Ece haklı."

Haklıydı. Arif'e sarılmam büyük bir hataydı. Yapmamam gereken bir şeyi yapmıştım.

"Ece hatalıyım sarılmamam gerekiyordu. Ama biraz benim tarafımdan bakın olaya. Gençliğinizin en güzel yıllarını onunla geçirdiğiniz adam var karşınızda, ne yapardınız?"

"Ve gençliğinin en güzel dönemini hastanede geçirmeni sağlayan bir adam." diye ekledi Aynel.

"Ece ve Aynel bakın. Arif o gün gitti. Gittiği gün bitti." dedim ayağa kalkıp odama ilerlerken.

Odamın kapısını açarak içeriye girdim. Kapıyı kapatıp sırtımı kapıya yasladım.

Derin bir nefes aldım. Aklım fazla karışıktı.

Arif'i sevmiyordum artık.

Yani sanırım.

Sırtımın kapı ile ilişkisini keserek yatağıma ilerledim. Uyumalıydım. Bir haftadır yaptığım gibi. Düşünmemek için uyumalıydım.

Sarı puantiyeli pikeyi kaldırarak yatağın içine girdim.

---

"Hayır Ece bunu yapmamalısın!"

"Yapacağım Aynel. İşte şimdi geçmişiyle yüzleşmeli."

"Buna hazır değil daha."

"Hazır ve ya değil. Umurumda değil. Bırak şu defteri."

"Ece bu defteri Eylül'e veremezsin. Ona geçmişini hatırlatmaktan başka bir şey yapmayacaksın."

"Hatırlaması gerek. Hatırlasın ki kendine yapılanlara göre hareket etsin. Şimdi bırak şu defteri."

Oturma odasından gelen seslerle birlikte gözlerimi araladım. Neyin kavgasını yapıyorlardı yine? Hızla yataktan kalkarak odadan çıktım. Uzun ve dar olan koridorda ilerlerken hâlâ sesleri geliyordu.

"Eylül duyacak Ece! O uyanmadan şu defteri sakladığımız yere geri koy lütfen." diye sinirle bağırdı Aynel.

Aynel kolay kolay sinirlenen bir yapıya sahip değildi. Onu bu kadar sinirlendiren olayı merak ediyordum.

"Bu Eylül'ün duymaması gereken bir şey değil. Çek şu ellerini defterden!" Ece, Aynel'in aksine daha sakin konuşuyordu.

Oturma odasının kapısına ulaştığımda Aynel'in sesi ile ellerim kapının kulpunda durdu.

"Eylül'ün görmemesi gerekiyor!"

Ne oluyordu burada? Neyi görmemem gerekiyordu?

Merakla kapıyı açıp içeriye girdim.

"Neyi görmemem gerekiyor?"

Aynel beni görünce bir anlık telaşla defteri bıraktı.  Defter Ece'nin elindeydi artık.

Habersiz Şöhret (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now