26- Hercai

47.5K 2.8K 1.2K
                                    

Multimedya; Koray

---

"Allah aşkına alın şu kızı başımdan." Abimin feryadı üzerine salondan çıkarak koridora gittim.

Bir saat önce ekmek alması için abimi bakkala yollamıştık. Şeyma da abimin peşine takılarak gitmişti.

"Eğer biraz daha geç kalsaydınız Müge Anlı'ya gitmek için hazırlanacaktım." dedim başımı yana eğip sırıtarak. "Bu arada Şeyma nerede?"

"En son gördüğümde cips standını sırtlamaya çalışıyordu." dedi abim dudaklarını bükerek.

O sırada kapının önünden bir patırtı sesi duyduğumda aralık olan kapıyı sonuna kadar açtım.  Şeyma elindeki poşetlerle kapının önüne yığılmıştı. Başımı onaylamazca salladım. "Poşetin içinde hazır pizza mı var? Hem de süperfresh?" diye sordum inanamazcasına. Gerçi neden şaşırıyordum ki? Şeyma'nın pizza canavarı olduğu gerçeğini hepimiz biliyorduk. Paraya kıyıp almıştı işte. Şahsen ben o kadar para vermezdim donmuş pizzaya. Bimde daha ucuzdu bir kere!

"Ne sandım gülüm?" dediğinde gülerek Şeyma'yı kolundan tutarak yerden kaldırdım. Onunla iyi anlaşabilirdim sanırım. Kızın süperfreshi vardı! "Ablan kaliteli takılıyor bebeğim."

"Paraya kıymış olmalısın." dediğimde abim gülerek araya girdi.

"Onlara para falan vermedi." dediğinde Şeyma şirince sırıttı.

"Çaldın mı yoksa?" dedim gözlerimi irice açarak. Şeyma başını hayır anlamında salladığında "Nasıl aldın o zaman?" diye sordum.

"Meslek sırrı." diyip omuz silktiğinde abim gülerek Şeyma'nın saçlarını karıştırdı.

"Aman ne meslek!" diye homurdandım.

"Cheetos'dan çıkan çıtır paralarla aldı." dediğinde Şeyma kaşlarını çatarak abimin eline vurdu.

"Senin burada gizem yaratmak için güneş gözlüğü falan takıp susman lazımdı. Sırrımı açıklamamalıydın." dediğinde abim omuzlarını silkti.

"Şubatın başındayız ve güneş gözlüğü takmamı mı istiyorsun?"

Şeyma düşünür gibi dudağını sarkıttıktan sonra "Bana ne." diyerek abimi salona doğru ittirdi. "Bana ihanet ettin."

"Sanki illuminatinin sırlarını açıkladım." Abim gülerek salona girdiğinde Şeyma'ya döndüm. "Cheetostan bana en fazla yirmi beş kuruş çıkıyor. Sana elli lira çıkmadı herhalde?" dedim pizza poşetini sallayarak.

"Bana da yirmi beş kuruş çıkıyor." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Bunları yirmi beş kuruşa aldığını söyleme bana." dediğimde güldü.

"Saçmalama." dediğinde kendimi garip hissetmiştim. Lüzumsuz işler müdürü olan Şeyma bana saçmalama diyordu! "Tabiiki yirmi beş kuruşa almadım. Bir senedir o kuponları biriktiriyorum. Dün saydığımda elli lira olduğunu fark ettim. Ee ne demişler? Damlaya damlaya göl olur. Sakla çıtır parayı indir midene pizzayı." Gülerek mutfağa girdim.

"Ayıptır sorması bu kadar çok donmuş pizzayı ne yapacaksın?"  Donmuş pizzaları buzluğa yerleştirirken Şeyma da peşimden mutfağa girdi.

"Yiyeceğim." dedi ve ona sanki Özgür ile Semih'in öpüştüğünü söylemişim gibi baktı. "Tabii sen illa ki başka bir şey yapalım diyorsan, bilemem." Gülerek buzluğu kapattım ve ona doğru döndüm.

"Sana bir şey söyleyeceğim fakat cırlamandan korkuyorum." dediğimde sırıtarak tezgâhâ yaslandı. "Çikolatalarıma dokunmadığın sürece cırlamayacağımı biliyor olman gerekiyor."

Habersiz Şöhret (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now