VAHA...
Sevgili dünlük;
Sessizliği ile kulakları sağır eden, bir Vaha'ya vuruldum.
-
Sen;
Ender rastlanan bir vakâsın yüreğimin Vaha'sında...Bense;
Bu sevdanın kırlangıcı, kumdan kalesi, kirazdan küpesi...***
Kafamın hemen dibinde duran namluya baktım yan bir bakışla. Şeytan doldurur, namlu soğuk olur, acısını hissetmezsin bile, bir hemşirenin iğneyi batırıp çıkarması gibidir ölüm anı, ayak parmağından başlar ruhun bedeninden ayrılmaya... Tüm bu sözler birer birer geçiyordu aklımdan.
Sahi tepemde dikilen, leş gibi pislik kokan bu adamın şalterleri atar da o tetiğe dokunursa beynimden geçen cümlelerin biri veya hepsini hisseder miydim? Benim elime kıymık bile batsa avaz avaz bağırırken, beynimi dağıtan bir kurşun sonrası ne hissederdim?
Allah'ım ben daha minicik, içi dolu fıçıcık bir kızdım. Tamam ölümün yaşı olmazdı ama bu kadar da genç ölmek, çok can yakıyordu. Bedenen bir acım yoktu -şuan için- ama ruhen çok acı çekiyordum.
***
VAHA
Yazar; haticekubraozcan
Kitaba profilimden ulaşabilirsiniz ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHÛZAR SERİSİ (TAMAMLANDI)
General Fiction[AHÛZAR SERİSİ -1- KELEBEK SESLERİ] Her kadının dışında fırtınalar koparsa da içinde rengarenk çiçekli umutlar yetiştirir... Rüzgârgülünün inadı misali işliyordu hayat Gülfem için. İnadına yaşıyordu bu hayatı. O kadar zorluğa göğüs gere gere yürüyor...