KS - 28. Bölüm/Pt.2: ARKADA KALANLAR

15.3K 1.1K 408
                                    

Sabah attığım duyuruyu görmüşsünüzdür. Ben iyiyim çok şükür ancak bölümün son okumasını yapan arkadaşım sabah soluğu hastanede alınca bugün bölüm yayımlamama kararı almıştım, yarın atacaktım normalde bu bölümü. Ama "part 2" hazır olduğu için bekletmenin bir anlamı olmadığını düşündüm, fakat bugün ben de çok yoruldum, yoğun bir gün oldu benim için de dolayısıyla 29. Bölüm; sınırı geçerseniz yarın sabah gelecek çünkü bölüm tam hazır değil.

Yorum sınırı; 350

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar...

28. BÖLÜM: ARKADA KALANLAR

Sabah, güneş ışıkları odayı aydınlattığında odanın içinde bir kalabalık vardı. Cihangir çıkan sesleri duyuyor ama gözlerini açmamak için olanca gücü ile savaşıyordu.

"Kalk artık eşek herif. Yayılmışsın babanın hastanesi gibi," kafasında hissettiği acı ile olduğu yerde başını kaldırıp uyku mahmuru gözleri ile baktı tepesinde dikilen kadına. "Anne?"

"Anne ya, Kalk da kızın pansumanını yapsınlar," gece Gülfem'in gönlünü almış, barışmışlardı.

Ağrısı olup olmadığını sormuş, onunla ilgilenmiş, öpmüş, koklamış ve elinden geldiğince sevmişti. Gülfem'in gözleri kapanırken tekli koltuğu yatağın dibine kadar çekip o da oturmuştu. Gülfem'in uyumasının ardından o da gözlerini dinlendirmek istemişti. Gülfem'in avucunda tuttuğu eline yanağını yaslamış öylece dinlenmeye geçmişti. Öyle yorgun hissediyordu ki on gün kalkma deseler kalkacak takati yoktu. Ellerini kızın elinden çekip hızla kalktı yerinden.

Gülfem yeni uyanıyordu.

"Günaydın," derken Gülfem'den de aynı karşılığı aldı.

Gülfem uyuşan elini hareket ettiriyor, kan dolaşımını artırmaya çalışıyordu. "Ellerim uyuşmuş."

"Uyuşur tabi kızım. Koala gibi sarılmış eline bırakmamış ki."

"Sayenizde diyelim anne. Başka oda yok gibi yatmışsınız koltuğa, bana yatacak yer kalmamış."

"Sanki biz olmasak burada yatacaktın. Gerçi ben kızın yanına yatarsın diye beklemedim değil ama yatmamışsın."

"O kadar da değil anne. Yanına yatayım da dikişleri mi attıralım?"

"Dikişlerin atmayacağına emin olsan yatacaksın yani?" Annesi biraz şaşkın, biraz şakacı bir sesle sormuştu. Biliyordu oğlu on defa düşünür öyle harekete geçerdi. Gülfem zarar görecek diye öyle bir şey yapmazdı.

"Düşünebilirdim."

"Cihangir..." Gülfem'in uyaran sesi ile gülümsemesi büyüyen adam uzanıp Gülfem'in saçlarından öptü.

"Ben bir eve kadar gideyim olur mu güzelim? Cihanşah'a bakayım. Üzerimi değiştirip gelirim hemen."

"Tamam, git sen. Dikkat et. Cihanşah'ı öp, kokla benim yerime," odadan çıktığında Ali ve babasını koridorda sohbet ederken buldu. Bu çocuk geceden beri burada onu mu bekliyordu?

"Ali senin ne işin var oğlum burada? Gitseydin ya evine."

"Yok, ağabey gitmedim. Giderim birazdan."

"Çocuklara söyle bıraksınlar seni eve. Baba ben bir eve kadar gidiyorum. Çocuğa bakayım, üzerimi değiştirip gelirim."

"Tamam oğlum. Sen git gel biz de öyle gidelim."

AHÛZAR SERİSİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now