KS - 18. Bölüm: TAK PARMAĞINA YÜZÜĞÜ

17.7K 1.3K 432
                                    

Yorum sınırı; 400
Sınırı geçerseniz ve düzenlemeyi bitirmiş olursam hemen atarım bölümü ama en geç yarına kadar mutlaka 19. Bölüm düzenlemesini bitiririm.

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar...

18. BÖLÜM: TAK PARMAĞINA YÜZÜĞÜ

Her seven âşık mıydı?

"Abla, nerede kaldın?" Dilruba sarıldı ablasına. Bu işe başladığından beri görüşemiyorlardı ve ablası ile vakit geçirmeyi özlemişti.

"Anlatacağım hadi içeriye geçelim," birlikte geçtiler içeri. Kız kardeşine her şeyi anlatacaktı. Utanmayacak, çekinmeyecekti. Zaten günlerdir sakladığı için huzursuz hissediyordu. İki güne kalmaz mahallede de dedikodu başlayacakken kardeşi ondan duysun istedi.

"Çay getireyim mi? Sen geleceksin diye demlemiştim. Kek de yaptım," yanağını okşayıp öptü. Dilruba hevesle koştu mutfağa, tepsiyi hazırlayıp getirdi.

"Bugün Fatma ile biraz dolaştık. Arkadaşları ile tanıştırdı beni."

"E... Nasıldı yeni arkadaşlarla günün o zaman?"

"Çok iyi geldi biliyor musun? Özlemişim birileri ile farklı şeylerden konuşmayı," haklıydı Dilruba. Bir hengâmenin içine doğmuştu. Hayatı hep koşturmakla, birilerinin eksiğini tamamlamayla geçmişti. Anne sevgisine muhtaç olduğu zamanda annesine analık yapmaya başlamış, zalim babası tarafından bir sevgi göremeden küçük yaşta büyümüştü. Gülfem her ne kadar onu korumak istese de bir yerden sonra onu sıktığının farkındaydı.

"Senin için sevindim Dilruba. Artık büyüdün, kendi arkadaş çevreni oluşturman lazım ama dikkatli ol. Hepimiz hata yapa yapa büyüdük fakat dönüşü olmayan hatalar bizi sonu olmayan pişmanlıklara sürükler kardeşim. Sana güvenim sonsuz, sen kiminle görüşüp, kiminle konuşacağını bilirsin."

"Abla Fatma iyi biri. Yani öyle kötü bir hareketini görmedim."

"Tamam, canım, sıkma sen canını. İzinli olduğum bir gün tanışırım bende olur mu?"

"Olur abla. Eve davet ederim, çay falan hazırlarız."

"Hazırlarız güzelim..." Birkaç saniye duraksadı. Ortamın sessizliği rahatsız etti Gülfem'i. Boğazını temizledi, terleyen avuçlarını dizlerine sürtüp konuşmak için uygun anı kolladı. "Dilruba benim sana anlatmam gereken bir şey var."

Dilruba merakla baktı ablasına. Biliyordu ondan sakladıkları vardı. Kaç gündür sormak istese de ablasının kendi isteği ile anlatmasını istemişti. Bu gece kapı önünde gördükleri anlaması için yeterliydi ama ablasının ona güvenerek anlatmasını istiyordu.

"Dinliyorum abla."

"Biliyorsun kolay şeyler yaşamadık. Sende, bende çok çektik. Dünyaya geldiğimiz andan itibaren hep bir şeyleri tamamlamak için uğraştık. Anamız hastalandı ana olduk, başımızda sağlam baba yoktu baba olduk, abla olduk, kardeş olduk, ikimiz birbirimize her şey olduk. Sevenimiz olmadı, kollayanımız olmadı, sahip çıkanımız olmadı. Biz hepsini kendimiz yaptık. Sevilmedik ama birbirimizi sevmeyi iyi bildik kardeşim."

"Âşık mı oldun?" Dedi daha fazla dayanamadan. Mırın kırın ederken ablasının nasıl zorluk çektiğinin farkındaydı. Ona yardım etmek istiyordu.

"Hı?"

"Abla, âşık mı oldun? Kıvranıp duruyorsun, bir yere bağlayamadın." Gülfem kardeşinin dikkati ile utançla eğdi başını. Kimseyle konuşmamıştı bu şeyleri. Cihangir'i seviyordu ama bunu dile getirmeye utanıyordu.

AHÛZAR SERİSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin