10. BİZ ONU YEDİK

7.4K 404 57
                                    


"Küçük insanlar ile büyük planlar yapmayın..."

Son bir buçuk dakikadır, bu söze bakıyordum. Bir zamandan sonra anlamını yitirdi ve ekranı kaydırdım.

"Gelme bu sefer çok geç oldu."

İçlerinde bir anlam aramak lazımdı. Ama nedense bana pek bir çağrışım yapmıyolardı.

Sadece inandıklarınız.

Veya inanmak istedikleriniz.

Veya sadece inanmak zorunda oldunuz.

Yatağa ters dönerek sert üstü yatmaya başladım. Nefesimi seslice dışarı verdim.

Hepsinin içinde an çok ilgi çekeni ne biliyormusunuz?

"Ben yıldızlardan kopmuş bir melekken, hayat neden bana şeytanı oynuyor?"

Biraz garip hatta fazla tuhaf. İnsanlar kendini nasıl birer meleğe benzetiyorlardı. Bir tuhaflık daha.

İnsanın kendi şeytanın ta kendisi değil mi?

Genel hatta hakaret gibi ama öyle.

Benim şeytanımda içimde saklıydı. Benim yüzümün arkasına saklanmıştı.

Alaz gideli yaklaşık yarım saat falan olmuştu. 

Dışarda atıştıran kara bakmak için yataktan çıktım. Her yer beyazlara gömülmüştü. Hem karın hem toprağın altı ölüm değil miydi?

Penceremi açıp elimi dışarı uzattım. Elime değen küçük soğuk şeyler içimi gıdıklıyordu. Önümde uzunan karla kaplı ağaçlara baktım.

Ve ardından her yeri saran sessizliği soludum. Kar yalıtım konusunda çok iyiydi... Her neyse bilimsel gerçekler işte.

Pencereyi kapatıp yeniden yatağıma döndüm. Uraş gerektirecek pek işle meşgul olmuştum yeterince. Ama bunlar bir zamanların hevesleri diyebiliriz.

Bir cam şişenin içine maket kurmak gibi veya 300 parçalık bir pazılı yapmak gibi.

Ve maalesef ben 300 parçalık pazıldan kaybolan tek bir parçaydım. İnsanı kafasını duvarlara vurma isteği arz eden bir parça değil sol altta bulunan koyu saçma bir parça, ama genede bir parça.

Düşünceleri bir kenara bırakarak yatağımda iyice yayıldım. Uyku vaktim geçmişti.

Ve şuan yatakta bir şey titriyordu.

Telefonu elime alıp ekrana baktım...

Eslem Güner arıyor...

Evet her kesi ad ve soyadı ile kaydeden havalı ve kimseyi takmayan köz bendim demek isterdim ama öyle değil, lakap taksam unutacağıma emindim. Rehberimde sadece 13 kişi olsa bile.

Telefonu açarak kulağıma getirdim.

"Alooo Diyar..."

'O'ları uzatması kaşlarımı çatmama sebeb olsada. Bunu gölgede bırakarak
telefondaki sese odaklandım. "Yarın okuldan sonra bir şeyler yapsak olur mu?"

Hayır sıkıcı babam ile yemek yiyip zoraki bir şekilde mum üflücem...

"Ne gibi?" Diye sordum. Onun heyecanlı sesine rağmen düz bir şekilde. Aklıma gelen cavabı ise başka bir yere çoktan itelemiştim.

"Ne biliyim..." Bir süre ses gelmedi. "Alışveriş falan sonra bir yerlerde oturup bir şeyler içeriz."

Cümlede birden fazla "bir" kulanması biraz tuhaf kaçsada. Sesimi çıkarmadım.

SUÇLU+16 Where stories live. Discover now