4. Yedi Cehennem

1.4K 122 73
                                    

Momo tehlikenin ortasında yalnızken diğerleri bir an önce onun yanına ulaşmaya çalışıyorlardı. Kai endişeyle bağırdı "Diğerlerinin kokusundan Momo'nun kokusunu ayırt edemiyorum. Nerede bu lanet olası dere!'' Sana ''Beni takip edin!'' deyip en öne geçtiğinde Kris tekrar Momo'ya seslendi.

Momo Kris'in ona tekrar seslenmesiyle irkildi, karşısındaki kırmızı gözlere öyle odaklanmıştı ki nerede olduğunu, ne yaptığını unutmuştu. ''Momo, olduğun yerde kal ve sakın kıpırdama!" dediğinde Kai ''Sekiz kişiler değil mi?'' diye sordu.

Momo Kai'nin sesini duyduğunda tepki olarak geriye sendeledi, bu yapılması gerekilen son hareketti. Momo geriye sendelemesiyle birlikte karanlıktan ok gibi fırlayan sekiz kurdu karşısında buldu. İçlerinden en büyüğü onun üstüne atladığında karşısında Kris'i bulmuştu. Kris boyut olarak Momo'nun iki katıydı ve karşısındaki gri kurtla eşit duruyordu. Dişleri öfkeyle birbirine çarptı.

Kai'nin varlığını hisseden Momo dönüp geriye baktığında olağan gücüyle kendisine doğru koşan kurdu gördü. Kai Momo'nun yanına ulaşıp ani bir hareketle onu arkasına aldı ve karşısındaki kurtlara dişlerini gösterdi. Diğerlerinin de olay yerine gelmesi uzun sürmemişti. Sehun ve Sana arkada dururken Suho, Kai ve Kris diğer kurtlarla aralarına duvar örmüşlerdi. İki taraftan da bir tepki gelmemesi ortamın gerginliğini artırıyordu. Şiddetli bir rüzgâr kurtların kokusunu birbirine karıştırdı.

Kırmızı gözlü kurtların en genç olanı delici gözlerini Momo'ya diktiğinde Kai tepki olarak karşısındaki kurda ormanı inleten bir uluma sundu. Bu savaşın çanlarını çalmıştı ve kurtlar savaşa hazırdı fakat yabancı olanlar son bir kez altılının üzerinde göz gezdirdikten sonra geriye çekilmeye başladılar. Diğerlerinin ormandan çıktıklarını anladıklarında sürü birbirine baktı. Momo hala Kai'nin arkasında, onun korumasındaydı. Bir yanı Kai'nin korumasından hoşlanan genç kızı bir tarafı ise kimsenin korumasına ihtiyacı olmayan dişi kurdu oynuyordu. Kris'e bakarak "Babama ne söyleyeceğiz?" diye sorduğunda Kris gözlerini ormanın derinliklerine dikti ve sonra cevap verdi. "Gerçeği."

Dönüş yolunda herkesin söyleyecek bir şeyi vardı fakat kimse sessizliği bozmuyordu. Eve yaklaştıklarında Sana ve Momo sol tarafa ayrıldılar. Sana kırmızı, ağzı büzgülü torbadan çıkardığı kot şortu ve beyaz gömleği Momo'ya uzattı. Momo Sana'nın uzattıklarını çıplaklığının üzerine geçirirken hislerine bir kimlik belirlemeye çalıştı. Eve girdiklerinde herkes salondaydı ve kurtlar hakkında bir film izliyorlardı. Ne ironik bir durumdu.

Kris olanları alfaya anlattığında evde bir gürültü koptu. "Size avlanın dediğimi hatırlıyorum. Başınıza bela alın dediğimi hatırlamıyorum!" diye bağırdığında herkes bulunduğu köşeye sinmişti. Alfa son kez altılıya baktıktan sonra evin tahta kapısını çarparak dışarı çıktı. Biraz yalnızlık, düşüncelerini düzene koyması için gerek ve yeterli tek şeydi.

Alfa dışarı çıktıktan sonra ortamdaki sessizlik Jaehyun'un sesi ile bozuldu, Kris'e dönüp ''Kaç kişilerdi demiştin?'' diye sordu. Kris ''Sekiz.'' diye cevap verirken salondaki geniş siyah koltuklardan birine oturdu. Luhan "Gözleri kırmızı dediniz, kurtların gözleri sadece bir durumda kırmızı olur." derken sırtını dayadığı kolondan ayrıldı ve Luhan'ın cümlesini Sana tamamladı. "Yakın zamanda insan etiyle beslenmişler."

Kai sağına döndüğünde Momo'yu tek kaşı kalkık bir şekilde kendine bakarken buldu. "Ne var?'' Momo ''Neden o kadar korumacıydın?" diye sordu. "Çünkü ilk defa tehlikenin ortasında kalmış küçük bir prenses gibi tir tir titriyordun." Kai'nin cevabı aceleciydi. "Daha önce bir savaş görmedin mi Küçük Prenses?" Kai'nin dudağının kenarı alayla yukarı kıvrıldı.

Momo'nun aklı annesini kaybettiği savaşa gitti. Yedi Cehennem olarak anılan savaşta yedi sürü savaşmış ve elli kurt ölmüştü. Kan ve ateşin hâkim olduğu günde Momo'nun dünyası kırmızı ve turunculara boyanmıştı. "Yedi Cehennem'i gördüm." diye cevap verdi Kai'ye. "Yedi cehennemi de bizzat gördüm." Momo merdivenlerden yukarı çıkıp odasına girdiğinde kapıyı kapattı ve kapının hemen önünden yere oturup dizlerinin kendisine çekti.

Lay Kai'nin kafasına bir yastık fırlattı. "Kız senin girmekten ödünün kopacağı savaşta annesini kaybetti!" Kai yüzüne çarpan gerçekle savaşırken o gece uyuyamadı.

Momo yine kurt rüyalarından birini görüyordu. Islak bir ormanda tek başınaydı. Esen soğuk rüzgâr Momo'yu titretirken koşmaya devam etti. Açık bir alana ulaştığında durdu ve havaya doğru uludu. Onun ulumasını başka ulumalar takip etti, ormanda yalnız değildi. Tek bir kalp atımı süresinde etrafını kırmızı gözler sardı. Etinden kanlı bir parça koparmak isteyen sivri dişler Momo'nun olduğu yerde kıpırdanmasına neden oldu.Kırmızı gözlerin sahipleri ona adım adım yaklaşırken zifiri karanlıkta, aşağıda bir boşluk aralandı ve Momo o boşluktan aşağı düştü.

Momo birinin onu dürtmesiyle gözlerini açtı. Doğruldu ve "Şafak sökerken uyandırmak için güzel bir yöntem bulmuşsun.'' dedi. Sana bir yandan üzerini değiştirirken bir yandan da saçlarını topluyordu. ''Çok konuşma da aşağı in! Baban sabah yoklaması alıyor.'' Momo gözlerini ovuşturarak aşağı indi. Herkes mutfakta toplanmış, dikkatli bir şekilde alfanın söylediklerini dinliyordu.

Momo'nun kapıdan girdiğini gören alfa ''Geç otur." dedi. Momo Kai ve Marin'in ortasındaki sandalyeye oturdu ve önündeki meyve suyundan bir yudum aldı. Bardağı masaya bırakırken Kai ile göz göze geldi. Kai'nin gözleri "O bardak benimdi!" diye bağırıyordu. Momo bardağı tekrar aldı ve ağzındaki meyve suyunu bardağa geri bıraktı. Kai yüzünü buruşturarak başka yere bakarken Momo elini ağzına kapatarak güldü.

''Marin, Jaehyun, Chen, Xiumin, Baehyun, Chanyeol birbirinizden ayrıldığınızı görmeyim. Sana, Momo, Kai, Kris, Sehun ve Luhan aynısı sizin içinde geçerli. Kyungsoo, Tao, Suho, Lay ve Jeajong siz de benimlesiniz. Ayrıca herkes eğitim partnerini biliyor mu?'' diye sorduğunda Jeajong ''Benimki Tao hyung.'' deyip lafa atladı. Tao küçük çocuğa gülümseyip eliyle saçlarını karıştırdı. Jaejong Marin'in kardeşiydi ve on beş yaşındaydı. Geldiklerinden beri Tao'nun yanından ayrılmıyordu.

İlk grup avlanırken evdekiler de normal yemeklerini yediler. Yemekte limon ve balla kızartılmış koyun eti vardı. Momo yemeği hazırlayan Marin'e yardım ederken ona Jaehyun ile ikisinin ne zaman bir çocuk yapacağını sormuş, kızı utandırmıştı. Yemekten sonra avlanma sırası Kris'in grubuna geldi. Alfa onlara avlanabilecekleri yeri tarif ettikten sonra "Dediğim bölgeye girene kadar dönüşmeyin." dedi. Kris onayı aldıktan sonra grup ormanın sağında kalan kayalıklara doğru yürüdü.

Kris en arkadan gelen Kai'ye "Bol yıldızlı bir gecede yürüyüşe çıktığını mı düşünüyorsun?" diye sitem ettiğinde Kai adımlarını hızlandırıp sürüye yetişmeye çalıştı. Öndekilere yetişmeye çalışan Kai dengesini kaybedip kayalıklardan aşağı düşeceği sırada Momo onu kolundan yakaladı. Sol tarafındaki ağaçtan destek alıp sağ eliyle Kai'yi sıkıca tutarken "Bu sahne bir yerlerden tanıdık geliyor ama sanırım erkek olan kızı kurtarmalıydı." dedi. Kendini yukarıda tutmaya çalışan Kai istemsizce Momo'nun söylediğine güldüğünde gözünün hemen altında, elmacık kemiğinin üzerinde gümüş grisi mühür belirdi; bu kez mührü gerçekti.

Medyada Momo'nun bu bölüm içindeki ruh halini yansıtan bir çalışma var. Bölüm hakkındaki görüşlerinizi bildirmeyi unutmayın ^-^

Alpha | Kim JonginDonde viven las historias. Descúbrelo ahora