11. İki Ay

988 97 59
                                    

Tüm vücudunda hissettiği karıncalanma ile gözlerini açtı Momo. Başı patlayacak gibi ağrıyordu. Doğrulmaya çalıştığında karıncalanma hissi daha da arttı. Küçük küçük iğneler vücuduna batıyormuş gibi geliyordu.

Kolunu kendine çektiği anda bir zincire bağlı olduğunu gördü. Kafasını kaldırdığında büyük halkalı valyrian zincirleri gözlerinin önünde ışıl ışıl parladı. Mahzendeki zincirler, diye düşündü. Zincirler ve o... Buraya nasıl gelmişlerdi? Taeyong, diye düşündü sonra.

Zincirlere aldırmadan endişeyle yattığı yatağın üzerinde oturur pozisyona geldi. Demir başlıklı yatak, köşede duran üç gözlü çekmece ve tahta bir dolap vardı bulunduğu odada. Diğer ayrıntılara dikkat etmemişti. Her hareket ettiğinde zincirler ses çıkarıyordu. Arkasındaki pencereden dışarı bakmaya çalıştı. Sadece bir ağacın uç dallarını ve ayı görebiliyordu.

Dönüşüm geçirmeyi ve zincirleri kırmayı düşündü fakat atalarının bile kıramadığı zincirleri kırmaya çalışmak aptallık olurdu. "Taeyong!" Öfkeyle dişlerini birbirine çarptı.

"Burada olduğunu biliyorum seni lanet olası!"

Gözlerinin önüne düşen saçlardan kurtulmaya çalıştı. Aldığı derin nefesi verdiğinde tahta kapı gıcırtıyla açıldı ve içeri Taeyong girdi.

"Bu kadar erken uyanacağını tahmin etmemiştim." Sesi öyle sakindi ki Momo bir an için aklını kaçıracağını düşündü.

"Çabuk çöz şu zincirleri!" Momo dizlerinin üzerine kalktı. Yumuşak yatağın içine gömüldüğünü hissediyordu.

"Önce beni dinleyeceksin." Taeyong'un sesinin rengi değişmişti. Üzeri kapalı bir tehdit gönderdi Momo'ya.

"Beni hiçbir şey yapmaya zorlayamazsın!" Momo ileri atıldığında zincirler onu geriye çekti. 

"Şimdi çöz beni. Sürümün yanına gitmek istiyorum!" Duyduğu uluma sesleri hala Momo'nun kulağındaydı.

"Artık bir sürün yok senin, sadece ben varım." Taeyong Momo'nun arkasındaki pencereyi açıp yatağın kenarına oturdu.

"Sen ne dediğinin farkında mısın!" Momo Taeyong'un ağzından çıkan kelimeleri kabullenemiyordu.

"Evet Momo, hepsi öldü."

"Hayır." dedi Momo. "Yalan söylüyorsun!"

Taeyong onu korumasız bırakmaya çalışıyordu. Gözlerinin önüne düşen terle ıslanmış bir tutam saçı geriye itti ve Momo'nun dehşete düşmüş yüzünü ortaya çıkardı.

"Sürüm diyebileceğin bir tek ben varım."

"Yalan söylediğini biliyorum. Ölmüş olsalardı bunu hissederdim." Momo biliyordu, onlara bir şey olmamıştı. Eğer sürüsünden biri ölse bunu hissederdi. Taeyong onu bir yalana inandırmaya çalışıyordu, bunun farkındaydı.

"Hisler yanıltıcı olur Momo. İstediğini hissediyorsun gerçekleri değil." Bu doğru olabilir miydi? 

"Seni adi herif! Hisler hakkında ne bilirsin ki sen!" Momo'nun öfkeli yüzü şimdi Taeyong'un yüzünün tam karşısındaydı.

"İnsan etiyle beslenmeye başlamış bir canavarsın sen!"

Taeyong karşılık vermeden önce Momo'nun yüzünü inceledi. Hırçın ve kaprisli Momo... Onun sevdiği kadın. Onun efsanesinin içinde olmak için her şeyi yaptığı kadın.

"Biliyorum senin için bir yabancı oldum ama tekrar yakınında olmak için ne istiyorsan yaparım." 

Elinin tersi ile Momo'nun yüzünü okşadığında Momo onun dokunuşu ile titredi.

Alpha | Kim JonginDove le storie prendono vita. Scoprilo ora