Uyanış

776 30 16
                                    

Mikael, heyecanına engel olamıyordu. Doktora, teklifini sunduğundan beri mucize olmasını bekliyordu.

Sultan Hanım'a, olayı anlatmış Sultan Hanım'ın, bile aklına yatmıştı bu fikir. Oda kendisi gibi sabahı zor etmişti.
Mikael, eve gelince oğlu Ateş, boynuna sarılarak ağlamaya başladı. Oğlunun, ağlaması ile birlikte kendini, daha kötü hisseden Mikael, .
Bütün gün oğluyla, zaman geçirdi.

Arada bir salonun ortasına kurulan top  yuvanın içinde ki,  Elif ve Demir ile de, ilgilendi.
Ateş'in, somurtması ile bebekleri bırakıp oğlu Ateş'i, kucağına alıp tekrar  sevdi.

"Annem, neden gelmiyo baba?"

Oğlunun, sorduğu soruyla konuşması gerektiğini düşünerek
oğlunu, yanına oturttu.

"Sen, anneni, çok mu özledin oğlum?"

"Evet baba, cok özledim annemi.
O beni özlemedi mi ?"

diyerek ağlamaya başladı.
Mikael, oğlunu kendine doğru çekip sarıldı. Bir süre saçını okşadı. Oğlunun, içerleyerek ağlaması ile kendisini  daha kötü hisseden Mikael, Onları yalnız bıraktığı için şimdi kendine kızıyordu.

Sakince;

Bak oğlum , annen, şuan hastahanede, orda yatıyor.
Seni, bugün, onun yanına götüreceğim! Anneni,göreceksin.Seni duyacak  ama oğlum, annen,
bizimle konuşamaz. Doktorlar anneni uyutuyor."

"Beni, görmeyecek  mi?"
diyerek dudak büzmüş tü.
Mikael , oğluna  sarılıp;

" Bak oğlum, annen, iyi olacak.
Şuan hasta olduğu için orda yatıyor. Annen, seni özlediği için  seni, ona götüreceğim."

"Hani annem, görmüyordu, konuşa mıyodu?"

Mikael, oğlunun, gözünden kaçmayan ayrıntı ile ne diyeceğini şaşırmıştı.

"Oğlum, seninle birlikte gidip anneni, uyandırmaya çalışacağız.
Yalnız oğlum, annenin, yanına gidince ağlama lütfen! Sadece ona, iyi olduğunu kendisini, çok özlediğini söyle. Ağlarsan annen, üzülebilir!"

Ateş, babasını, anlamak ister gibi babasının,  gözlerine bakmıştı.
Mikael, oğlunun, zeki bakışlarında kararsızlık yaşadığını görmüştü.

Ateş'i, kandırmak oldukça zor işti.
Kendince bocalarken Ateş , büyük insan gibi"Tamam baba, gidelim annemi gömeye. Onu cok özledim."

Sultan hanım, yaşlı gözlerle babaoğlu dinlemişti.
Gözyaşlarını elinin tersi ile silip salona yöneldi. "Mikael oğlum, hazırsan çıkalım hep beraber. Çocuklara, Hacer, göz kulak olacak"

"Hadi Ateş, gidelim oğlum!"
Hacer, iki adımda yanlarına gelip;

"Beni, habersiz bırakmayın burada"

Sultan hanım, Hacer' e  dönüp;

"Torunlarım, önce Allah'a, sonra sana emanet Hacer"

"Tamam hanımım, gözünüz arkada kalmasın"

Hep birlikte hazırlanıp arabaya bindiler.Mikael, oğlunun, nasıl davranacağını kestiremedi.
Sonuçta, 4.5 yaşında küçük bir çocuktu. Sağı solu belli olmaz dı.
Ağlasa da yapabileceği bir şey yok tu.

Kısa bir yolculuğun ardından Hastahaneye varmışlardı.
Arabayı park edip , hep birlikte aşağıya indiler.
Ateş, babasının elinden tutup;

"Annemi, görecem. Annemi, görecem. Hadi Anneanne, çabuk ol biyaz" deyince Mikael,oğlunu, ikaz ederek "Çok ayıp oğlum, anneanne ile öyle konuşulmaz " diyerek yürümeye devam ettiller.

Aşk ve Gurur (Amzeni) Tamamlanmış HikayeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin