33-Yalanlarla Örülü Bir Hayat (Düzenlendi)

25.9K 1.7K 285
                                    

Düzenlenme Tarihi: 19.05.2021

************************************

Bu, hayatının kaçıncı ihanetiydi ? Kaçıncı kez yıkılışıydı? Bir, iki, üç, dört... Şimdilik öğrendikleri bu kadardı. Belki daha bilmediği olaylar da vardı. Olanlar artık içinde bitmek bilmeyen bir şüphe bırakmıştı. İnsanlar farklı da olsa yaşanan olay, hep aynı olmuştu. En güvendikleri, tehlikenin ta kendisi olmuştu. Sırtından bıçaklayıp, yüzüne karşı oynamışlardı. Ama Doğu, sevdiklerinin bunu yapabileceğini düşünmemişti. İlkinde de konduramamıştı. Bebeğimiz var yapmaz demişti. Küçücük çocuğu bırakıp gitmez demişti. Ama hayat, ona hep en ağır darbeyi vurmuştu. Şimdi de tarihin tekerrürden ibaret olduğunu göstermişti.  Güvene dair, ortada hiçbir şey bırakmamıştı.

Azat ve Zenan... Ağabeyi ve Zenan... 

İç sesi, iki ismi yan yana getirirken midesi bulandı. Ağabeyine bunu yakıştırmak imkansız geldi. Azat, onun kimi zaman dostu kimi zaman babası gibiydi. Adam gibi adam gördüğü ağabeyiydi. Azat onun gözünde öyle bir konumdaydı ki... Herkes yapsa bile Azat yapmazdı. Kardeşine kıymazdı.  Ama duydukları,  her şeyin sonunu getirecek cinstendi. Öğrendiği gerçek, büyük bir deprem etkisindeydi. Önce korkutucu biçimde sallanmış çok geçmeden de saniyesinde yıkıma uğramıştı. Geçmişi, yıkık harabelere dönüşmüştü. Elinde sağlam bir şey kalmamıştı. Anıları karanlığa gömülmüştü. Benliği hiçliğe karışmıştı. Acı gerçeğin karşısında, onu savunmasız bırakmıştı. Güvendiği son liman da onu terk etmişti. Karanlığın içinde yapayalnız bırakmıştı. 

 Gözleri ağabeyini bulurken, iç sesi birçok soru getirdi. Şimdi  ne yapacaktı? Kime bu kadar çok güvenecekti? Kime bu kadar çok inanacaktı? Önceden olsa cevabı belliydi. Büyük bir inançla ağabeyim derdi. Şimdi verebileceği hiçbir cevap yoktu.  

Öfke... Hayret... Hüzün... Baskın bir şekilde zulme başladığında, gözlerini kapattı.  Duydukları da bir hiçliğe karışsın istedi. Söylenenleri unutmak istedi.  Ama hiçbir eylemi, gerçeğin gücüne karşı gelmedi.  Azat'ın sözleri etrafında yankılanmaya başladı.

"Zenan'la önceden bir ilişkim vardı. Bu senden çok önceydi. İlk evliliğini yaptığın zamanlardaydı."

"Üzgünüm kardeşim. Böyle bir şey yaşandığı için çok üzgünüm. Keşke o kadın  hayatımıza hiç  girmeseydi. Onu hiç tanımamış olsaydık."

"O an bunu, sana söyleyemedim. Evliliğinde sorunlar vardı. Bütün olaylar üst üste gelmişti. Çok kötü bir durumdaydın. Sen üzgünken karşına çıkıp bir ilişkim var diyemezdim. Herkes berbat durumdayken, ağzımı açıp bunu söyleyemezdim."

Ellerini  başına koyup, gözlerini açtı. Ağabeyinin gözlerinin içine baktı.  Uzun zamandır suskun kalan dudaklarını araladı.

"Eşek şakası yapıyorsun. Hatta daha beter bir şaka! Değil mi?"

Azat'tan bir cevap gelmedi. Gözlerini kaçırdı. 

"Cevap ver. Gerçek olmadığını söyle. Kardeşine bunu yapmadığını söyle!"

Suskunluk onun için en ağır cevap oldu. Son çabası da ellerinden kayıp gitti. Ağabeyinden gözünü ayırmadı. 

"Bu hayatta, en çok sana güvenirdim. Sözünün üstüne söz bilmezdim. Ne dersen ağabeyim dedi. Haklı bir yanı vardır derdim. Şimdi kalkıp bu dediğin..."

Dişlerini sıkıp, öfkeyle sesini yükseltti.

"Zenan'la ilişkin varmış. Onunla sevgiliymişsin. Ve bunu bana şimdi söylüyorsun. Yıllar önce söylemen gereken şeyi şimdi açıklıyorsun. Bu yaptığın nedir?  Cevap ver! Artık şu lanet ağzını aç. Hadi konuş.  Gözlerimin içine baka baka anlat. Sen bir yalana inanırken, hiçbir şey yapmadım kardeşim de. Sadece sustum de. Bir korkak gibi sustum de. Desene Azat Kadirhan! Her zaman yaptığın gibi sözlerinin arkasında olsana! "

HARAM SEVDA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now