Bölüm 20~

11.1K 968 132
                                    

Hiç beklemiyordunuz biliyorum :P Ne yalan söylim bende beklemiyordum uykum olmayınca çevirdim ekliyeyim bari dedim hem bu çabuk bitsin olanlarda Kailay'e izin alıp başlım diye düşünüyorum :P Tatatttmmm çokta kısa değil yarın bi böyle daha gelir. Önceki bölüm az mı okundu ne T.T Hayırlısı. Keyifli okumalar~supernaturel~~

BÖLÜM 20

Soo gözyaşlarını geri itmeye çalıştı, ağlamamalıydı.

‘Soo bebeğim iyi misin?’

Jongin gideli çok olsa da hala onun yürüyüp gözden kaybolduğu tarafa bakmaya devam ediyordu.

‘Kyungsoo sorun ne?’

Derin bir nefes alarak dolabını kapadı. ‘Ona olan duygularımı söyledim, o ise Kris’e gitmemi, onun bana iyi bakacağını söyledi.’

‘N..N..Ne? Ne yaptın? Jongin naptı? Ve Kris?!’

Karşısındaki şaşkın çocuğa dönüp kafasını dolabına yasladı.

‘Cuma günü mektupların sahibiyle tanıştım.’

‘Aman tanrım Kris miymiş yani?!’

Kafasını salladı Soo.

‘Peki ne söyledi? Tanrım Kris olduğuna inanamıyorum.’ diyerek  çcocuğu omuzlarından sarsmaya başladı Baek.

‘Evet, benden… benden hoşlandığını söyledi.’

Baek bir şey demeden onun devam etmesini bekledi.

‘Jongin dediklerini duydu ve ben arkasından koşup her şeyi açıklamak istesem de Kris’e geri dönmemi söyledi.’

Soo gözlerini kapadı, anılar tekrar beynine hücum ederken gözyaşlarının akmaya yakın olduğunu fark etti.

‘Beni reddetti Baek.’

‘Bu senden hoşlanmadığı anlamına gelmiyor.’

‘O zaman ne anlama geliyor?’

‘Bil…bilmiyorum. Belki de korkuyordur.’  diyerek kollarını Soo’ya sarıp ona sarıldı.

‘Onu korkutacak ne yaptım ki?’

Baek ne diyeceğini bilemeyerek, belki onu neşelendirir düşüncesiyle saçlarını karıştırdı.

‘Şimdi ne yapacaksın?’

‘Bilmiyorum ama pes etmeye niyetim yok.’ diyerek cevapladı Soo.

‘Whaaaaa işte savaşçı ruh diye buna derim! Sonunda ay savaşçısı olma vakti!’

--

Sınıfa girdiklerinde, eski yerinde oturan Kris ile göz göze gelince Soo’nun midesinde bir çalkalanma oldu. İkisi de kafalarıyla selamlaşsalar da, çocuk ona her zamanki gibi gülümsemeden bakışlarını kaçırmıştı.

 Soo derin bir iç çekerek yerine oturdu, daha güne yeni başlamasına rağmen mecali kalmamıştı.

--

Öğle arası boyunca Soo’nun kafasını dağıtmak için Baek’in yapmadığı şebeklik kalmamıştı ama Soo onu dinlemiyordu daha doğrusu dinleyemiyordu.

‘Soo neden yemiyorsun?’

‘Aç değilim.’

Baek elindeki sandviçi bırakıp ona endişeyle bakmaya başladı. Bu sırada Soo karşı tarafta ilgisini çekecek bir şey görmüştü.

‘Kyungsoo biraz konuşabilir miyiz?’ Sesin sahibine döndü.

‘Sehun?’

Sehun gülümseyip Baek’e göz kırptı. ‘Onu birazcık çalmalıyım.’

Drawn to You [Kaisoo Çeviri] ✔Where stories live. Discover now