Ep.23

3.9K 381 104
                                    


Namjoon'un kapısını çalarken hâlâ elimdeki cihazı inceliyordum. Bu küçücük alet aklımı biraz olsun meşgul etmiş, kendimi sonsuz depresyonun kollarına bırakmama ramak kala engellemişti.

Kapıyı açan Namjoon beni görünce şaşırsa da kendini çabucak topladı.

"Yoo Min Shin. Bir sorun mu var?"

"Sanırım. İçeri gelebilir miyim?"

"Ah, tabii. Kusura bakma odam biraz dağınıktır."

Odanın içine adım attım ancak ilerleyemedim. Adım atabileceğim yer yoktu. Her şey her yerdeydi. Tanrım, gerçekten çok dağınıktı.

"Biraz mı? Birazdan daha fazla gibi duruyor." dedim elimle yerlere saçılmış kıyafetlerini göstererek.

"Ah, şey odama genellikle kimse gelmez. Bu yüzden..."

Yerdeki kıyafet yığınını kucaklayıp başka bir tarafa fırlattığında parkeyi görebilmiştim.

"Her neyse. Sana önemli olduğunu düşündüğüm bir şeyi göstereceğim."

Yumruk yaptığım avucumu açıp içerisindeki yuvarlak şeyi ortaya çıkardım. Kaşlarını çatan Namjoon, elimden alacakken bana soran gözlerle baktı. Kafamı sallayıp alabileceğini belirttim.

İki parmağı arasında tuttu. Önünü ve arkasını çevirdi. Gri renkli, yuvarlak, plastik bir cisimdi ve hiçbir şeye benzemiyordu.

"Bu şeyi ensemden çıkardım. Derimin altındaydı. Daha önce böyle bir şey hissetmemiştim."

"Ensenden mi? Tanrım, çok garip."

Pencerenin yanına gitti ve ışığa doğru tuttu.

"Bekle bir dakika."

Çalışma masasına kurulduğunda kıyafetlerin üzerine basarak yanına gittim. Basabileceğim başka boş alan yoktu.

Mikroskopun içine yerleştirip incelemeye başladı. Ön tarafında bir şey bulamayınca arkasını çevirdi.

"Hadi, illaki vardır."

"Ne arıyorsun?"

"Evet, buldum!" Oturduğu sandalyeyle birlikte yana kaydı ve bilgisayarını açtı.

"Basit plastikten bir parça gibi duruyor ancak öyle olsaydı ensende olmazdı. Bu yüzden üzerinde bir marka olması gerektiğini düşündüm. Çıplak gözle göremeyeceğimiz kadar küçük yazılmış, Tanrı'ya şükür mikroskobum var."

Vay canına. Bu benim hiç aklıma gelmemişti.

Arama yerine yazdığı şeye baktım.

Skeleton.

Bu saçma sapan kelime de ne anlama geliyordu?

Çıkan sonuçların kenarında fotoğrafını gördüm.

"İşte bu!"

Namjoon ekranda yazılanları okumaya başladı.

"Oh, Tanrım. Bu olamaz."

Daha sonra geriye yaslanıp mikroskoptaki küçük cihaza baktı şok olmuş hâlde.

Meraktan çatlayacaktım.

"Neymiş? Ne diyor?"

"Bu şey...bir takip cihazı. En başından beri takip ediliyormuşsun Yoo Min Shin. Şu ana kadar seni adım adım takip ediyorlarmış. Yani, nerede olduğunu hep biliyorlardı."

Tüm kaslarım kasıldı. Bu imkânsızdı. Mantıksızdı.

"İyi ama...benim nerede olduğumu bunca zaman biliyorlardıysa neden ilan verdiler? Neden terörist ilan ettiler?"

Consciousness // Min YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin