Kerem'in ağzından;
''Abi ben Zeynep'i aslında öpmedim.''
Muhtemelen Barış şu an şaka yapıyordu. Hemde kötü bir şaka. Eminim öyledir yani. Ya da yalnış duydum.
''N-ne? N-nasıl yani?''
''Yaa abi işte biz tam öpüşcektik ama sonra korna çaldı ayrıldık birbirimizden işte. O da hızla arabadan indi ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. ''
''Ne dedi?'' dedim merakla. Ben Barış yüzünden deli gibi aşık olduğum kızdan ayrılmıştım. Ve sadece bir yalan üzerine. Zeynep'i dinlemeliydim işte. Kahretsin! Dinlemeleydim! Ona inanmalıydım.
''Ya işte abi onu söyleyecektim bende sana şey diyordu 'ona ihanet edemem, ben sadece onu seviyorum, bunu nasıl yaptım' falan diye bir şey işte tam duymadım. Ama anlamadım kim olduğunu. Bende acaba başka bir sevgilisi mi var diye merak ettim. Ama sonra bana çok yakın davranmaya başladı. Bende birşey demedim. Bana akıl ver diye geldim. Zeynep öyle bir şey yapmaz değil mi?''
Şu an hala şokta olmamın dışında Barış'a ne cevap vereceğimi düşünüyordum. Zeynep'e inanmalıydım işte. Artık beni asla affetmiyecekti.
''Y-yok Zeynep öyle bir şey yapmaz. Yani sen yalnış duymuşsundur.''
''Neyse zaten çok takılmamaya karar verdim ben de.''
Eğer Zeynep'e kendimi affetirmek istiyorsam bunu hemen şimdi yapmalıydım.
''Barış benim bir işim var da sen burda böyle takıl ben birazdan geleceğim.'' dedim ve hıza sınıftan çıktım.
Koşarken tek düşündüğüm Zeynep'in ne hissettiğiydi. Melis'i öptüğüm sırada ne hissettiği.
''Y-yağmur Zeynep nerede?''
Yağmur bir an tereddütle bana baktıktan sonra yutkundu.
''Aşağıda depoda oturuyor.''
Hiç bir şey demeden aşağı indm.
Zeynep'in ağzından;
Kapının açılma sesiyle yerimde doğruldum ve göz yaşlarımı sildim. Gelen kim diye baktığımda yine her zaman ki yakışıklılığıyla Kerem Sayer duruyordu. Kim bilir bu sefer neler söyleyecekti? Bana doğru biraz daha yaklaştığında geri çekilme isteği duydum ama Kerem'e bakmaktan bunu yapamıyordum.
''G-gerçekten çok özür dilerim. ''
''Ne?''
''Ç-çok özür dilerim seni dinlemeliydim. B-ben sana inanmalıydım. Sadece sana. Seni üzdüğüm için özür dilerim.''
Ağlıyordu. Onun bu halini görmek beni de ağlatmaya yetecek kadardı. Ama onun karşısında güçlü durmak zorundaydım.
''N-ne saçmalıyorsun sen?''
''B-bir şey saçmalamıyorum. Ama birazdan yapacağım şey yüzünden beni öldüreceğini biliyorum.''
''Ney-''
Dudaklarımın üzerinde Kerem'in dudaklarını hissetmemle sanki her şey tersine dönmüştü. Onu uzun zamandır öpmemiştim. Bu duyguyu tatmayı çok özlemiştim. Şu an ona karşılık vermemem gerektiğini biliyordum. Ama bu duyguyu öylesine özlemiştim ki.
Uzun bir süre öpüştükten sonra nefesimiz tükenmişti.
Geri çekilirken dudaklarına doğru fısıldadım.
''Bunu şimdi neden yaptın?''
''Çünkü seni çok özledim ama asıl önemlisi şu an beni öldürmeni bekliyorum.''
Bu sefer dürüst olacaktım.
''H-hayır seni öldürmeyeceğim. Çünkü bunu özlemişim.''
Gülümsedi.
''Ve bu çok iyi hissettirdi. Ayrıca sana hala aşığım.'' dedim gülümseyerek.
''Ama bana kızgınsın da.''
''Ev-vet! Doğru cevap!''
''Beni affettin mi?''
''Öyle bir şey demedim.''
Onu biraz süründürmem gerekiyordu.
''Yaaa güzelim lütfeeen! Bak hem sende bana karşılık verdin.''
''Sadece seni özlediğim için.'' dedim omuzlarımı kaldırarak.
''A-ama hala bana aşıksın.''
Bütün çıkış yollarını deniyordu ve bu çok şirindi.
''Evet ama bu affettiğim anlamına gelmez.''
''Bak güzelim. Sana inanmadığım için özür dilerim. Söz veriyorum böyle bir şey bir daha olmayacak.''
''Fikrini ne değiştirdi?''
''Barış her şeyi anlattı.''
''Ama bu hala Melis'i öptüğün gerçeğini değiştirmiyor.''
Aklıma o an gelince tekrar duygularım değişikliğe uğradı ve yüzüm asıldı.
''Onu öpmem onu sevdiğim anlamına gelmez.''
''Beni de öpüyorsun yani bu sevdiğin anlamına gelmiyor mu?'' dedim dudaklarmı büzerek.
''H-hayır sevmiyorum.''
Bu cevabı beklemiyordum. Çok ağır olmuştu. Tam arkamı dönüp gidecekken kolumdan tuttu.
''Çünkü sana aşığım.'' dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Dudaklarımız birbirinden ayrıldığında bu romantik anı bozmamak için zorladım ama içimdekini daha fazla tutamadım.
''Bu çok klişeydi yalnız. Daha yaratıcı olmanı beklerdim.''
İkimizde bu söylediğim söze kahkahalar attık ve dudaklarımız birbirine yakınken aynı anda söyledik; ''Seni seviyorum.''
Elimden geldiğince uzun bir bölüm yazmaya çalıştım. Bu hafta sınavlarım olduğu için biraz kısa yazıyorum. Ama her gün bölüm koymaya çalışacağım. Yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Umarım beğenmişsinzdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin! (ZeyKer)
FanfictionBüyük aşklar nefretle mi başlar? Ah, çok saçma. Aşk diye bir şey yoktur. Hem de nefret ile başlıyanı hiç yoktur. Yani en azından ben öyle zannediyordum. Ta ki karşıma Kerem Sayer çıkana kadar ve beni mahvedene kadar. O kadar nefret doluydum ki ona...