yirmi beş - "endless mind"

3.1K 405 361
                                    

Boğazım kurak bir toprakmışçasına kuruydu ve ağzımı açsam bile ses çıkabileceğinden şüpheliydim.

 "Beynim benimle taşşak geçiyormuş gibi hissediyorum." dedi başı elleri arasında yerde bir noktaya odaklanmış olan Taehyung. Ben de ondan farklı bir pozisyonda değildim.

 Hoseok geçmişimizi gözümüzün önüne bir film gibi getirmişti adeta, söyledikleri sinema salonundaymışçasına kulaklarımda yankılanıyordu.

 Gerçekten bir ucubeydim. Taehyung, Jungkook ve Hoseok aynı babadandı ve lanet Başkan nalları dikmişti. Hala anlamıyordum. Anlamak istediğime de emin değildim.

 "Şunu tamamen anlat." Sesin benden çıktığını ancak Hoseok gözlerini üzerimde sabitlediğinde anladım. Çünkü fazlasıyla çatallı. Lanet olsun.

 "Pekala, anlattığım yere kadar anladığınızı umuyorum. Geldik can alıcı noktaya."

"Evet, şu özel güçler ve sahte savaş mevzusunu anlat." Görünüşümün bir psikopat kıvamında olduğundan emindim.

 Hoseok derin bir iç çekti.

 "Savaş mevzusu tamamen bir kurguydu."

 Taehyung aniden başını kaldırdı. "Sikeyim böyle işi! Gerçekten göründüğü gibi olan bir şey var mı?!"

 Soğukkanlı olmak için kendimi zorluyordum.

"Babam Seo Ra'nın annesi ona Seo Ra'dan bahsettiği anda her şeyi planlamaya başlamıştı bile. Önce zaten çok daha önce yapmak istediği şekilde diğer adamı öldürttü, yanındaki adamlarıyla birlikte. Tabii bunu yaparken herkese onları birer çete olarak tanıttı, o zamanlar Başkan'lığının ilk zamanlarıydı ve halkı adeta kendine taptırmayı başarmıştı. Benim onu yaşıyor gösterdiğim gibi o da Seo Ra'nın babasını öyle gösterdi. Yani, aslında karşı taraf falan yok. Min Yoongi'nin bile bundan haberi olduğundan şüpheliyim. Ailesi uzun zamandır casustu ve babam bunları yaparken Yoongi olan biteni fark etmemiş olmalı. Var olmayan bir cephe için savaştı anlayacağınız. Trajik."

 Aklıma pislik içindeki hapishane görünümlü yerde oturmuş, gözleri kapalı bir halde hareketsiz duran Min Yoongi geldi. Kalbimin sızlamasına engel olamıyordum. Yaptığı her şeyin bir hiç uğruna olduğunu öğrenmiş miydi acaba?

 "Peki bunca zamandır aldığı emirler?" diye fısıldadım. Sesim o anda ancak bu kadar çıkabilirdi.

 Hoseok yüzünü ovaladı. "Babamdı, öyle hastalıklı bir ruh hali vardı ki; kendi kendiyle satranç oynar gibi yepyeni bir düşman yarattı. Kendine yenilmekten bile zevk alıyordu belli ki. Ama sonunda kendi olup karşı tarafın yerine geçen diğer kısmını yendiğinde... Tanrım. Cesedini moleküllerine ayırmalıyım. Şerefsiz herif."

 Taehyung ve ben tam anlamıyla mal gibi Hoseok'a bakıyorduk. Tüylerim diken diken olmuştu. Resmen delinin tekinin yazdığı bir filmi oynamıştık. 

 "Nasıl her zaman bir adım önde oldu zannediyordunuz ki?"

 İç çekti ve devam etti. 

 "Savaş kurgusunu çıkarmasının sebebi, bunu öğrendiğimde doğrusu bir süre kendime gelemedim ve nasıl olduğu hakkında hala bir fikrim yok ama hem annenin hem de Başkan'ın geride bıraktığı kaynak dosyalarında yer alıyor, sensin Seo Ra."

 Yüzümdeki her bir mimiğin donduğunu hissettim.

 "Ne diyorsun sen?" dedim korkunç bir beceriksizlikle gülmeye çalışıp başaramayarak.

 "Hemen açıklıyorum. 

Şöyle ki; ülke kanunlarına göre bazı deney eylemlerinin yapılıp yapılamayacağına dair belirli durumlar var. Seninkinin ne kadar büyük olduğunu söylememe gerek yoktur umarım. Bu denli büyük bir deney için ya kıyamet kopması ya da savaş çıkması gerekiyor. Aksi halde Başkan'ı en iyi ihtimalle idam ederler, kötü kısımlarına girmek dahi istemiyorum."

crossfire | kim taehyung.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin