8. Bölüm

14.9K 1.3K 1.6K
                                    

Ay kontrol ederken sıkıldığım için hiç ama hiç kontrol etmedim. Umarım yazım yanlışım ya da mantık hatam falan yoktur. Yazık çocukları alaskaya bile göndermiş olabilirim bu saatte bölüm yazcam derken

Neyse iyi okumalar <3 


-----


Uykum vardı fakat bir an bile uyumak istemiyordum. Gözlerim kapalı, huzurlu nefeslerim eşliğinde dalga seslerini dinliyordum. Bir de Chanyeol'ün kalp atışlarını. Her zamanki gibi yavaş ama kuvvetliydi kalp atışları, ben buradayım diyordu, ben buradayım ve yanındayım.

Kalp atışlarını dinlemek bana her zaman huzur vermişti. Kalp atışlarını dinledikçe sevgisini de hissederdim. Benim için atan o kalbin çıkardığı sesleri duymak onun yanımda, benimle birlikte olduğunu kendime hatırlamamı sağlardı. O zamanlar bana mutluluk veren bu ses şimdi korku ve endişeyi getiriyordu. Ve iç yakıcı bir üzüntüyü.

Gözlerimi sımsıkı kapalı tutuyordum çünkü açtığım anda dolacaklarını biliyordum. Onunla olmayı, birlikte böyle uyumayı deli gibi özlemiştim.

Dışarıdan uyuyor gibi görünsem de uyumuyordum. Chanyeol de uyumuyordu, çünkü uyanık olduğumun farkındaydı. Belki de ben onun varlığı yüzünden uyuyamadığım gibi o da aynı nedenle uyumuyordu, uyumak istemiyordu. Ya da sadece uyku tutmamıştı.

Onunla yıllar sonra ilk gecemizin ve muhtemelen son gecemizin uykuyla harcanmasını istemiyordum. Ağır ağır aldığı nefesinin saçlarımı okşamasını, kokusunun ciğerlerimi ferahlatmasını uzun süre tatmak istiyordum.

Şiddetli bir rüzgarın esmesiyle içerisi soğumuş, soğumasıyla birlikte Chanyeol hareketlenerek kollarını biraz daha üzerime sarmıştı. Tamamen ısınmış ve üstün koruma etkisinde hissediyordum. Bana her zaman verdiği his buydu. Kendimi canlılık veren bir sıcaklığın ve güvenliğin içinde bulu verirdim. Bu hissin değişmemiş olması bile içimi titretmeye yeterliydi.

Muhtemelen dördüncü rüyasını gören Jaehyun'u düşünmeden edememiştim. Ne zaman sarılarak uyuduğumuzu hatırlamıyordum. O her zaman soğuktu ve soğuk kalmayı tercih ederdi. Uyurken sarılmanın saçma ve terletici bir şey olduğu konusundaki fikrini hiç değiştirememiştim, ya da değiştirmeye uğraşmamıştım bile. Uyuyup uyandığımın farkında olmazdı çünkü kendi uykusundan önemli değildi hiçbiri. Çünkü beynini kullanacağı o yorucu işine gidecekti ertesi gün.

Jaehyun'la Chanyeol'ü karşılaştırmayı bırakalı uzun bir zaman olmuştu. Ta ki Chanyeol'ü yeniden görene kadar. İşin en kötü tarafı ise kalbimin Chanyeol'ü sevmeyi bırakmamış olmasıydı. Kalbimin ona kendini bu kadar kolay teslim etmesi can sıkıcı bir durumdu. Fakat bunun bir seferlik olduğu konusunda kendimi ikna edebilmiştim. Bir daha, bir dahakine Chanyeol'den olabildiğince uzak duracaktım.

Aradan yıllar geçmişti, benim bir ilişkim vardı, onun kendine ait hayatı var, belki onun da sevgilisi vardı. Ya da olmuştu. Onu böyle kabul edemezdim. Benden ona geri dönmemi istiyordu fakat onun da bir anlık heyecana kapıldığından emindim. Eminim ki buradan gittiğimde beni yeniden unutacaktı. Bendeki hasarları da beraberinde unutarak...

Düşüncelerimin beni rahatsız etmesiyle birlikte hafif kıpırdamıştım. Ne onun dokunuşunu, ne de yakaladığım bu sıcaklığı kay betmek istiyordum. Konuşmak istediğinin farkındayım o hiçbir zaman susmazdı. Her zaman söyleyecek bir şeyi vardı ve bunda da oldukça iyiydi lakin bu sefer konuşursa her şeyi bozacağının farkındaydı.

O da dokunuşlarıyla konuşmayı tercih etmişti bu yüzden. Ellerinden biri saçlarımı bulmuştu. Düşüncelerimi sakinleştirmeye, belki de beni uyutmaya çalışıyordu. Uyuyabilmeyi çok isterdim fakat uyandığımda yalnız uyanacağımdan emin olmak canımı acıtıyordu. Yıllar öncesine geri dönmek istiyordum. Onun hiç gitmeyeceğini düşündüğüm o aptal günlerime geri dönmek, gideceğini söylediğindeyse elimden gelen her şeyi yapıp onu burada bırakmak istiyordum.

After AllWhere stories live. Discover now