20. Bölüm (M)

19.4K 1.1K 1.2K
                                    

Bir bölüm nasıl 545465465 saatte yazılır ektedir lşkaslşskdlsaşkda

Gerçekten yazmaya başladığımda öğlen 3.45ti şimdi 0.48'de bitirdim...... 

Neyse zaten siz M'i görünce heyecana düştünüz 

En iyisi sizi ficle yalnız bırakayım şlaksdşlkslaşkd 

İyi okumalar 


------


Ne zaman kontrolümü kaybedecek derece içtim ve ne zaman Sanghun yanımda dikilip bana bir şeyler anlatmaya başladı bilmiyordum. İçimde volkanlar patlıyordu. İçimi yakıyor ve yine içimde sönüyordu. Canımın bu kadar acıyacağını asla tahmin etmemiştim. Elbette etmiştim, bir şekilde canımın yanacağını biliyordum ama bu şekilde yanacağını bilemezdim. Chanyeol'ün bir şekilde yine gideceğini düşünmüştüm sadece. Gidecek ve beni bırakacaktı. Onu başka biriyle göreceğimi düşünemezdim. Hala anlayamıyordum. Dün olanlardan sonra, dün aklımı olabildiğince karıştırdıktan sonra şimdi o kızla birlikteydi.

Kızla orada, benim varlığımın farkında bile olmadan konuşup gülüşmüş ve sonra kızın koluna girerek kulüpten çıkmıştı. Diğerlerinin yanına giderken kendimdeydim, sonrası ise yoktu. Chanyeol gelmemişti. Bizimkiler kelimenin tam anlamıyla eğlendiği için ortalıktan kaybolmuştu. Bir ara Sehun ve Yixing'i dans ederken görmüştüm sonrasında görüşüm tam anlamıyla gitmişti. Uzağa baktıkça başım dönüyordu. Sanghun'un gözlerinin içine bile bakamıyordum.

"Başlarda işimi gerçekten sevmiyordum ama alıştıkça gerçekten sevmeye başladım." Sanghun yanımda gerçekten ciddi bir şeyler konuşuyordu. Müziğin sesinden beni duyamadığını söylediği için yanıma oturmuştu. Kalbim kulaklarımı parçalayacak derecede attığı için müzik olmasa bile onu duyamazdım. "Defalarca istifa etmek için insan kaynaklarına gittim." Ona bakmıyordum bile, cevap da vermiyordum. Hala neyine konuşuyordu? Artık onunla iletişim kurmaya ihtiyacım yoktu. Planım suya düşmüş, Chanyeol başkasını bulmuş ve ortadan kaybolmuştu. "Sen beni dinliyor musun?"

"Üzgünüm. Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Lavaboya gitsem iyi olacak." Yerimden kalkmam benim için oldukça zor oldu. Başım dönüyordu.

"Seninle gelmemi ister misin?"

"Hayır, kendim gidebilirim." Kendim gidebilirdim evet. Defalarca bu duruma düşmüştüm. Hiçbir zaman alkol sınırım olmamıştı bir defa dudaklarıma değerse ayrılmam zor olurdu. O yüzden yürürken ayık kalan nerem varsa orayı ayık tutmaya çalıştım. Alkole direnmeye, birbirine giren ayaklarımı düzene sokmaya odaklandım. Lavaboya girip klozete oturdum aklımı temiz tutmaya çalıştım.

Ne bekliyordum? Gerçekten ne bekliyordum? Chanyeol'ün yeninden benim için geldiğini, peşimden sürekli koşacağını mı? Bu imkansızdı. Hem bunu istemiyordum ki. Filipinler'de karşıma çıkmasaydı ne olacaktı? O zaman da böyle olmayacak mıydı? Üzülmeyecektim, üzülmeyeceğim. Hem benim zaten bir sevgilim var. Beni çok seviyor ve ben de onu...

Tanrım onu sevmiyordum bile.

Ondan geriye sayarak derin nefesler aldım. Kabinden çıkıp aynaya baktım ve kendimi bu halde yıkılmış görmek canımı daha çok yaktı. Buraya gelirken yaşadığım heyecan, heves ve öz güven yerle bir olmuştu. Duvardan destek alarak lavabodan ayrıldım. Bir iki adım attım ve onu gördüm. Birbirine girmiş saçları, dirseklerine kıvrılmış beyaz gömleği ve uzun bacaklarını sıkıca saran pantolonuyla nefes kesici görünüyordu. Aynı zamanda dağılmış. Az önce gömleği bu şekilde değildi, saçları da.

After AllHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin