beş

324 40 34
                                    

Gerard neler olduğuna anlam veremiyordu. 

Yutkundu.

"Gerard!" Anın şokundan ilk kurtulan Michael olmuştu, aslına bakarsanız, Bay Iero'nun herhangi bir şok durumuna düştüğü bile söylenemezdi. Her zamanki gibi, boş bakışlarıyla tıklatma gereği dahi duymadan içeri giren adama bakıyordu. 

Bay Iero büyük t'li trajik bir tiyatro seyirinin en duygusal -aslında ona göre acınası- bölümüne gelmişcesine kısaca iç çekip geriledi. 

"Ben... öyle demek istemedim..." Michael ağabeyine doğru panik dolu adımlar attı, kırdığı potu nasıl toparlayacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu.

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum kardeşim, ben yalnızca seni almaya geldim." Gerard yutkundu ve istemese de, bakışlarının Bay Iero'ya çevrilmesine engel olamadı. 

O da aynı ilgiyle kendisine bakıyordu, gözlerini kaçırma zahmetineyse hiç girmiyordu. Kolları arkada birleşmiş, şaşırtıcı derece tek bir kırışıklık dahi bulunmayan takım elbisesiyle masanın yanında öylece dikiliyordu. 

"İnanın bana kaçırdığınıza üzülmeyeceğiniz bir şeydi Bay Way," Mükemmel kıvrıma sahip kaşlarını kaldırıp, kardeşini işaret etti. Ancak asla gözlerini Gerard'dan ayırmıyordu. "Kardeşiniz odamdan bir beyefendiye hiç de yakışmayan bir şekilde çıkıp gitmeniz konusunda beni suçluyordu." 

Gerard yukarıya doğru kıvrılan Bay Iero'nun, sıradan bir hanımefendinin saatlerce çimdiklemenin ardından ancak elde edebileceği kırmızı dudaklarına bir yumruk ya da bir öpücük koyma isteği arasında gidip geldi. En sonunda, her ikisinin de birbirinden beter olduğuna karar verdi.

Tanrım ne oluyordu ona böyle, bir beyefendi böyle şeyler düşünmezdi. 

Gerard boğazını temizledi, aynı meydan okur tavırla burnunu havaya kaldırdı, ancak büyük bir hata yaptığını sonradan anladı çünkü Bay Iero minik burnuna tuhaf bakışlar atmaya başlamıştı. "Kardeşim haksız sayılmaz Bayım," 

Michael ağabeyinin arkasında, kendisini az önceki kaostan kurtaran Bay Iero'ya teşekkür mü edeceğini, yoksa şimdi çıkan kaosa dalması mı gerektiğine karar veremez halde dikiliyordu. İkilinin birbirlerine attığı bakışlara bakılırsa, kendisi odayı terk etse ya birbirlerini deli gibi tırmalamaya, ya da öpüşmeye başlayacak gibi görünüyorlardı.

Michael iç çekti, ne çok ikilem vardı burada böyle? 

"Ah," Bay Iero elbette bunu karşılıksız bırakmayacaktı, "size buradan çıkıp gitmenizi istediğimi söylemedim, yalnızca size ders vermeyeceğimi söyledim. İkisi aynı şeyler değildir Bay Way." 

Gerard, bugün ettiği küfürleri paraya dönüştürse, ülkenin en zengin adamı olacağını düşündü.

"Ancak bazı şeyleri doğrudan söylemek gerekmez Bay Iero." Bu meydan okuma durumundan sıkılan Gerard, arkasında bakışları bir o yana bir bu yana çevrilen kardeşine baktı. "Şimdi, izin verirseniz kardeşim ve benim halletmemiz gereken önemli bir mesele var."

Gerard'ın yapmacık gülümsemesi ile Bay Iero'nun kısık gözleri, dümdüz dudağı karşılaştı.
"Tabii." Dedi Bay Iero ve onları uğurlama zahmetine girmeden, odanın karanlık tarafına çekildi tekrardan.

Büyük kardeş, şimdi dünyada daha önemli bir şey yokmuşcasına önündeki kemanını temizlemekle uğraşan Bay Iero'ya daha fazla bakmaya katlanamayıp küçük kardeşin dirseğinden çekti ve kapıdan çıktılar.

Michael sert merdivenlerden inerken ağabeyine soran bakışlar attı.
"Halletmemiz gereken önemli mesele nedir?"

Gerard kravatını bıraz çekiştirdikten sonra ofladı.
"Baş belası Iero'dan kurtulmak."

Sizce Gözlerinin ardındaki ışık mı daha iyiydi early sunsets over monroeville mı?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 23, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

early sunsets over monroeville ~frerardfanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin