Orhan Hoca ve Firdevs Hanım

1.1K 23 5
                                    

..."Allah Allah" diye cevap verdi Doğukan,sonra ekledi "Ben onun sesini duydum hatta" İki tarafta birbirine uzunca bir süre baktıktan sonra "O zaman bana öyle gelmiş" der.
İhsan Amca:Yeğenim istiyorsan,yardıma ihtiyacın varsa yardım edebilirim.
Doğukan:Yok sağol İhsan amca,yarın devam ederim ben
İhsan amca: Peki
Fulya:E hiç kapatamamışsın çukuru
Doğukan:Yok be bundan daha derindi yarın tamamını kapatacağım
Fulya:İyi tamam hadi gel içeri sana bir kahve yapayım ben
Doğukan:Tamam
Salonda toplanıp çay ve kahve içerler.Doğukan bir anda:Yarın hep beraber İzmir'de kahvaltı yapmaya gidelim
Hatice Teyze:Çok iyi olur aslında ama araban hepimizi alır mı?
Doğukan:Alır alır,Davut amca da gelir mi?
İhsan amca:Yok o gelmez,biz de gelmeyelim oğlum,işimiz gücümüz var,Davut'u köyde yalnız bırakmayalım,çok tekin biri değil kendisi
Fulya:Sahiden diğer köylüler nereye gitti?
Hatice teyze:Yaz tatili için hepsi Bodrum'a,Çeşme'ye,Kuşadası'na gidiyor,kimse kalmıyor bu köyde
Doğukan:Bu köyün o kadar verimli toprağı mı var ki herkes kışın çalışıp yazın tatile gidiyor ?
İhsan amca ve Hatice teyze birşey söyleyecekmiş gibi olur ama söyleyemezler.
İhsan amca:Ya boşver şimdi bunları sizin kabuslar ne oldu bittiler mi?
Fulya:Sormayın İhsan Amc...
Doğukan:Bittiler İhsan amca,kurtulduk şükür
Hatice teyze:Aman iyi,iyi
Gece 11'e kadar süren bu toplantının ardından
Doğukan:O zaman biz yarın gideriz İzmir'e kahvaltıya
Fulya:Daha geçen gittik ya
Doğukan:Olsun bu sefer kahvaltıyı orda yaparız,gevrek yeriz,boyoz yeriz özlemişsinizdir siz
Fulya:Bir yarın olsunda bakarız duruma göre şimdi hiç birşey söyleyemeyeceğim
Doğukan:Arif yattı mı?
Fulya:Çoktan uyudu o
Doğukan:Tamam o zaman,ben de uyumaya gidiyorum,iyi geceler
Fulya:İyi geceler.
Sabah olduğunda,sanki hiç uyumamışlar gibi yorgun uyanmışlardır,Arif dışında herkes ölü gibidir,Arif İzmir için çoktan hazırlanmış anne ve babasını uyandırmak için yataklarının ucunda beklemeye başlamıştı ama ne Fulya'nın ne de Doğukan'ın yataktan çıkmaya niyeti vardı,Arif ısrar ede ede onları yataktan çıkarmayı başardı,Doğukan ve Fulya hazırlandı ve yola çıktılar,İzmir'e vardıklarında bir pastane bulup durdular,iyice karınlarını doyurduktan sonra Karşıyaka'ya geçtiler,bütün günlerini orada geçirdiler akşam olacaklardan habersiz bir şekilde.
Akşamüstü Ödemiş'e,Topukçınar'a yola çıktılar,hani geçen Doğukan köye dönerken yolda bozulan bir araba vardı,he işte tam orada araba arıza yaptı
Fulya:Ne yapacağız?
Doğukan:Ben çalıştıracağım bu arabayı
Fulya:Şurada ki köylülerden yardım isteyelim
Doğukan: Tamam ben hallettim şimdi gerek yok
Fulya:Ne inatçısın Doğukan
Doğukan: Tamam bekle
Doğukan korkarak evin kapısını çalar,50 yaşlarında amca kapıyı açar
Doğukan:Selamın Aleyküm amca yardıma ihtiyacımız varda,bir yardım edebilecek misin?
Amca:Tabi ki oğlum,hayırdır
Doğukan:Araba arıza yaptıda
Amca:Tamam oğlum sen geç şöför koltuğuna ben hemen geliyorum
Doğukan şöför koltuğuna geçer,amca tek başına arabayı arkadan ittirir,araba 2-3 denemeden sonra çalışır ama asıl önemli olan şey amcanın tek başına bu arabayı bayır yukarı ittirebilmesi,Doğukan şaşırmıştı
Doğukan:Amca helal olsun sana biz bu kadar ittirmedik sen yaşlı başınla bayır yukarı kadar çıkarttın arabayı
Amca:Ee oğlum yıllardır burada tarlayı boşuna mı sürdük?
Doğukan:Helal olsun vallahi,amca,biz gidelim amca daha işlerimiz var,Allah senden razı olsun,sağlıcakla kal
Amca:Hadi hayırlı yolculuklar!
Gece olduğunda Topukçınar'a ulaşırlar,sabah ki yorgunluk hala devam etmektedir,bu yüzden verebilecekleri en kötü kararı verirler,yani uyurlar,hem de mışıl mışıl uyurlar ta ki o meşhur rüyalarını yeniden (iki gün evvel gördükleri tuvalet ve terkedilmiş köy temalı) görene değin,yine aynı şekilde uyanırlar duvarda yine נכלשכחטפיס şekilleri vardır,kalkarlar ve Arif'in odasına bakarlar,Arif yine yoktur,Dejavu,tam anlamıyla Dejavu yaşamışlardır,bir rüya içindeki rüyayı yeniden görmüşlerdir,biraz daha gerçekçi olarak,Arif çukurdadır -Spoiler- "onu çıkaracakken Arif onları çukura çekecek,yani bir önceki kabusta öyle oldu" Çukura gidip Arif'e seslendiler,bu sefer Arif ayakta değil yatıyordu,Arif uyandı,babası elini uzattı ve Arif'i yukarı çekti. Bir dakika! Bir önceki rüyada böyle olmamıştı,Arif'in babasını ve annesini "Neşt Kulkapa Lakhyas" diyerek çukura çekmesi gerekiyordu ama Arif korkudan ağlıyordu,korkudan babasının elini öyle bir sıkmıştı ki babası elinin acısını gerçekten hissediyordu,gerçekmiş gibi bir his,Arif çıkardıktan sonra onu sakinleştirmeye çalışırken burunlarına bi yanık kokusu gelmeye başladı,arkalarına baktılar,koku evden geliyordu.Fulya koşarak eve girdi,Çığlık attı,Doğukan eve koştu,yatak odası alevler içerisindeydi,Davut amca,İhsan amca,Hatice teyze hepsi eve gelmişlerdi,rüyaya onlarda mı dahil olmuştu? Hayır! Bu gerçekti rüya falan değildi,Hatice teyze yatak odasına girdi,duvara baktı,duvarda ki garip yazıları gördü,Doğukan'a bakıp:Oğlum,bu köyü dümdüz geç,arka köyde Orhan Hoca var,git onu bul getir,hızlı ol!
İhsan amca:Biz bu yangını hallederiz,sen sabah ezanı vakti geçmeden bul onu getir.
  Doğukan,hızlıca yola çıkar.Dağları,tepeleri aşar ve bahsettikleri köye ulaşır,Cami'ye gider,bir cemaat namaz kılmaktadır,içeriye girip,namazın bitmesini bekler,bu namaz biraz farklı kılınmaktadır,daha hızlı,meraklar içerisinde cemaat'i izlerken,bir grup küçük çocuk Cami'nin ortasında "Bugün Çarşambadır Çarşamba" diyerek çember şeklinde dönmeye başlarlar,Doğukan bu sesten cemaatin rahatsız olacağını düşünerek,çocukları dışarı çıkmaları için uyarır,çocuklardan birisi:Sen bize karşı mı çıkıyorsun?
Der,Doğukan cevap veremeden cemaatten namazını bitiren birisi:O müslüman adama ilişmeyin! Vallahi Allah sizi yakar.
Çocuklar sessizce bir şekilde Cami'den çıkarlar,ardından cemaat çok hızlıca cami'yi terketmeye başlar,meraklı bakışlarla cemaat'i izlerken İmam'ın yanına gider
Doğukan:Selamın Aleyküm hocam,ben bir konuda size danışacaktım
İmam gülümser ve elini Doğukan'ın omzuna koyar,hiç cevap vermez,kapıya doğru ilerler,şaka gibi bir gece geçiriyordur Doğukan,daha da şaşırtıcı birşey olur,Ezan okunur,Ezan şimdi okunuyorsa az önce cemaat hangi namazı kılıyordu,arkasına baktı,bakmaz olaydı,kapıdan dışarıya çıkan İmam'ın ayakları tersti,korkudan kendisini caminin camından dışarı attı Doğukan,arkasına bakarak ilerlemeye başladı,arkasına bakarak ilerlerken Orhan hocaya çarpar
Orhan Hoca:Hayrola hemşehrim
Doğukan:-Kekeleyerek- Hocam siz az önce kime namaz kıldırıyordunuz ?
Orhan hoca:Ben daha yeni geldim hemşehrim,kimseye namaz kıldırmıyordum
Doğukan-Kekeleyerek- Hocam az önce cami'de bir cemaat vardı
Orhan Hoca:Ne? Hırsız filan olmasınlar
Diyerek Cami'ye koşar,Doğukan'da ardından,Doğukan Cami'nin kapısına geldiğinde hoca yerde bulunan bir altını eline alır ve Doğukan'ı içeri çağırır
Doğukan:Hocam bu ne ?
Orhan Hoca:Altın,Nusaybin Cinlerinin bize hediyesi
Doğukan:Nusaybin Cinleri
Orhan Hoca:Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed'den Kur'an-o Kerim'i dinleyerek Müslüman olma şerefine erişmiş bir Cin topluluğu,ailelerine yeni bir gelin,damat,bebek katıldığında Camilere gelip şükür namazı kılarlar,Ademoğlu'na altın,gümüş gibi hediyeler ikram ederler.Zararsızdırlar,Hadi abdest al namaz kılalım
Doğukan,abdestini alır ve cemaate katılıp namaz kılar,namazın bitmesiyle Orhan Hoca'ya olan biten herşeyi anlatır.Orhan hoca,yanına eşi Firdevs hanımı da alır,Firdevs hanım aynı Orhan hoca gibi bu konularda bilgili birisidir,Topukçınar'a ulaşırlar,Orhan hoca ve Firdevs hanım yatak odasına girerler,duvarlardaki harflere bakarlar,harfleri mantıklı bir sıraya dizeler ve şöyle bir cümle ortaya çıkar  "נשט כלכפ לחיס"
Orhan hoca:Neşt Kulkapa Lakhyas
Doğukan:Burada o mu yazıyor?
Orhan hoca:Evet
Doğukan:Ne demek o
Firdevs Hanım:Masumlar Asla Ölmez! Nebatice bir cümle
Doğukan:Yani?
Orhan hoca:Daha henüz hiç birşey belli değil.Firdevs,siz Fulya ile bahçedeki çukurun etrafına iyice bakının muska,tılsım var mı diye.Doğukan,bizde seninle bu yatağı alt üst edeceğiz,hadi hazırlan
Her iki tarafta görev alanına dağılır.
Doğukan ve Orhan hoca;kanlı kilot,saç teli,düğümlenmiş ip ve bir muska bulurlar. Fulya ve Firdevs ise et,kemik,domuz bağırsağıyla düğünlenmiş bir muska bulurlar,Orhan hoca ve Firdevs hanım gerekli olan duaları okuduktan sonra muskaları açarlar,muskalarda kara büyü vardır,muskaları birleştirince "Diyar-ı İbrahim,Diyar-ı Süleyman" yazısı belirir.
Doğukan:Neresi orası
Firdevs Hanım:Diyar-ı İbrahim,İbrahim Peygamber'in diyarı yani Şanlıurfa,Diyar-ı Süleyman,Hazreti İbrahim'in diyarı yani Kudüs.
Doğukan:Bizim orayla hiç alakamız yok ki
Orhan hoca:O zaman ailenizde böyle birisi var mıydı?
Fulya:İbrahim abimin ismiydi,küçükken kaybolmuş,Süleyman da eşimin rahmetli babası,kalp krizinden ölmüş zamanında
Orhan hoca:Allah rahmet eylesin,baban nerede yatıyor Doğukan?
Doğukan:Manisa'da,Akhisar'da
Orhan hoca:O zaman toparlanalım çünkü sır o mezarda çözülecek
Doğukan:Bizim çok uykumuz var gündüz uyuyup akşam yola çıksak olur mu?
Orhan hoca:olur,bizde iyice dinlenmiş oluruz hem...

Haset 2:Cin Tuzağı Where stories live. Discover now