Seyahat

1K 26 3
                                    

...Doğukan ve Fulya korku dolu gözlerle birbirlerine baktılar
Fulya:Peki ne yapacağız?
Orhan hoca:Ben Doğukan ile birlikte babasının vefat ettiği yere gideceğim,sen de Firdevs ile ağabeyinin kayıp olduğu yere gideceksin olay orada çözülecek!
Fulya:Ee tamam kabul,yeter ki bu lanetten kurtulalım
Orhan Hoca:Peki,ben şehire inip yakın bir akrabamın arabasını alacağım,biz o arabayla gideriz,siz de Doğukan'ın arabasıyla gidersiniz
Herkes kabul eder.köydekilerle vedalaştıktan,helalleştikten sonra arabayla Ödemiş'e giderler,diğer arabayı alırlar
Orhan hoca:Artık yollar ayrılıyor,baban nerede vefat etmişti Doğukan?
Doğukan:Geverek Köyü'nde
Orhan hoca:Ne tarafta o köy?
Doğukan:Giresun taraflarında
Orhan hoca:Peki Fulya senin ağabeyin nerede kaybolmuştu?
Fulya:Samandağı Köyü,Kırklareli
Orhan hoca:Tamam,hadi o zaman yola çıkalım,çok uzun yolumuz var,Allah yardımcımız olsun
Doğukan ve Orhan hoca Bursa yolundan,Fulya ve Firdevs hanım ise Çanakkale yolu üzerinden hedeflerine gitmeye başlarlar.
Doğukan ve Orhan hoca,Mustafakemalpaşa'da dururlar,Orhan hoca eski bir dostu olan ve bu konularda çok büyük tecrübeye sahip olan Musa hocanın yanına uğrar
Orhan hoca:Selamın Aleyküm
Musa:Ve Aleyküm Selam,hoşgeldiniz sefa geldiniz
Orhan hoca:Hoşbulduk hoşbulduk,benim sana danışmam gereken çok önemli bir konu var
Musa:Hayrola
Orhan hoca:Bu arkadaşımıza bir büyü yapımı sonucu cin musallat oldu,cinler kendi alemlerindeki bir sırrı dünyaya aktarırken şifre yolunu kullandılar,bu şifreyi çözdük,babasının işlediği bir günah yüzünden cinler musallat olmuşlar,bu mümkün müdür?
Musa:Mümkündür tabi,eğer böyle bir durum var ise musallat olan kabile Kulyas kabilesidir,çünkü onlar cinler aleminin asayiş müdürleridir,onların intikamları çok kötü olur,ama korkmayın,Bakara suresinin onlardan koruyucu etkisi vardır,ben size bir muska yazayım,bu muskayı yanınızdan ayırmazsanız size hiçbir şey yapamazlar,
Musa hoca muskayı yazar,teslim eder,uğurlar ve bu ikili 12 saat sürecek bir yolculuğa çıkarlar,Korupark'a geldiklerinde bir yiyecek-içecek molası verirler,Doğukan yemek siparişi verecekken ön sırasında bekleyen kadın eline yemeğini alır almaz Doğukan'ın üzerine döker,yerdeki ekmek parçalarını toplarken aynı zamanda özür üstüne özür diler
Doğukan:Sorun değil hanımefendi
Doğukan eğilip yerdeki ekmek parçalarını eline alır,eline alır almaz ekmek parçaları çürümüş erlere döner,Doğukan Korkmaz çünkü yanında koruyucu muska vardır,kadının yüzüne bakar,kabuslarındaki gördüğü kadındı bu kadın,sanki hiçbir şey olmamış gibi devam etti,yemeğini yedi ve yola devam etti
Uludağ yolunda ilerlerken,yemek arabanın içerisini iyice kokutmuştu,Orhan hocaya civarda,uygun bir alanda üstünü değiştirmek istediğini söyler,uzun bir yolculuk olacağı için yanına kıyafet almıştır Doğukan,uygun bir yer bulunur,terk edilmiş bir otel,Doğukan içeriye girer otelin bir odasının eski,gıcırdayan kapısını kapatır.Giyinir,o sırada kapı çalar,Orhan hoca olduğunu düşünür,kapıyı açar,kapıyı çalan yaşlı bir teyzedir
Doğukan:Buyur teyze
Teyze:Susadımda evladım,suyun var mıdır?
Doğukan,yanında taşıdığı pet şişeyi arar,pet şişe arkada kalmıştır,arkaya gidip pet şişeyi alır ve teyzeye verir,teyze suyu içip Doğukan'a geri verir,Doğukan şişeyi alır almaz elinde bir acı hisseder,kapıdaki teyzeye bakar,teyzenin ağzından sülükler vardır.Korkudan kapıyı kapatır,elinde ki şişeye bakar,şişedeki su kan kırmızısı bir renge bürünmüştür ve içerisinde sülükler vardır,şişeyi camdan dışarı atar,kendisinde camdan dışarı çıkmayı düşünür,çok yüksektir,odada başka cam bulunmamaktadır.Orhan Hoca'ya sesini duyurmak için seslenir,Orhan Hoca kapıya gelir açar
Orhan Hoca:Ne oldu ?
Doğukan:Dışarıda bir teyze var mı?
Orhan Hoca:Yok,ne oldu ki?
Doğukan:Hemen çıkmalıyız,yolda giderken anlatırım
Arabaya kadar hızlı adımlar ile ilerlerler,yolda ilerlerken Doğukan olan bitenleri anlatır
Orhan Hoca:Demek doğruymuş
Doğukan:Ne doğruymuş?
Orhan Hoca:Altın diş vakası
Doğukan:Yani
Orhan Hoca:Yıllar önce 3 arkadaş Uludağ'da tatil yapmak istiyorlar ama paraları yok,aralarından birisi çıkıp "benim geçen yaz vefat eden büyükannemin altın dişi vardı,onu satar çıkan parayla Uludağ'a kayağa gideriz" diyor,bunlarda kabul ediyor,gece gece gizli bir şekilde mezarlığa gidiyorlar,çıkartıyorlar cesedi,alıyorlar altın dişi,3 hafta sonra Uludağ'da kayak yapıyorlar,ilk gün o fikiri çıkaran dahi ayağını kırıyor kayak yaparken,sonra bunlar çok ses çıkartıyorlar diye otelden atıyorlar,bunlar yalnız Uludağ'ın yollarında kırık ayakla Bursa'ya dönmeye kalkıyorlar,yolun yarısında yorgunluktan bu otelde uyumaya karar veriyorlar,gecenin bir yarısı yaşlı bir teyze bunların başında dikiliyor,ne oluyor filan diye bir düşünürlerken su istiyor teyze,yanlarındaki şişeden su veriyorlar,teyze suyu içiyor sonra bir bakıyorlar bardak altın dişlerle dolu,ne oluyoruz derken teyzeye soruyorlar "Teyze sen kimsin?" Diye,sonra bu otel ve civarında şu Çıkkaya köyünde deprem oluyor,çocuklardan da haber alınamıyor,kim buraya gelirse o teyzeyi görüyormuş
Doğukan:Peki bunu o teyze mi anlatmış?
Orhan hoca:Güzel yerden yakaladın,bu sadece bir rivayet,ben de inanmazdım
Doğukan:Neyse,bu Musa da bilgili birisi mi?
Orhan hoca:Onlar sülalece bilgili,babası rahmetli Sadri hoca benim çok sevdiğim bir hocamdı,Musa ile askerlikte tanıştık,onunda köyünde böyle bir olay yaşanmış,daha doğrusu bundan çok daha ciddi,insanlar ölüyor,hayvanlar ölüyor,kayboluyor filan çok daha berbat bir konu
Doğukan:Allah Allah! Ee nasıl çözdüler bu olayı?
Orhan Hoca:Hiçbir çözüm bulamayınca ve Cinler çok tehlikeli hale gelince Helak duasına çıkıyor tüm köy,sonra hepsi Ya Mustafakemalpaşa'ya ya da Bursa'ya göçüyorlar
Doğukan:Ee köy?
Orhan hoca:Köy sular altında
Doğukan:İlginç
Yolculuğa devam ederler...
Firdevs ve Fulya,Çanakkale üzerinden Kırklareli'ne gitmektedirler,
Fulya:Böyle olaylar yaşayan başka insanlar var mı?
Firdevs:Nasıl olaylar?
Fulya:Bu şekilde cin vakaları yaşayan kişiler
Firdevs:Çok fazla var,hatta insanların yüzünden cinlenen köyler,evler bile var
Fulya:Gerçekten mi? Mesela nerelerde bu köyler?
Firdevs:Heryerde var
Fulya:Çanakkale'de nerede var?
Firdevs:Issız Cuma Mezarlığı var
Fulya: Peki oraya gidebilir miyiz?
Firdevs:O kadar cesaretli misin?
Fulya:Cesaretten çok merak diyelim
Firdevs yolun rotasını Issız Cuma mezarlığına doğru çevirir,mezarlığa ulaşırlar,tam gireceklerken yaşlı bir teyze gelir yanlarına
Teyze:Firdevs kızım,Fulya kızım hayırdır?
Firdevs:Bir akrabamız burada yatıyorda onu ziyarete geldik
Teyze:Aman kızım dikkatli olun bak buralar tekin değildir
Firdevs:Tamam teyzeciğim sağolasın,Allah razı olsun
Teyze:Ee annengil ne yapıyor
Firdevs:İyi o da teyzeciğim sağol
Teyze:Bana bak sen yoksa beni tanımadın mı?
Firdevs:Yok teyzeciğim tanıyamadım
Teyze:Ben Hatice teyzen,Hatice Erkek
Firdevs:Aa şimdi tanıdım
Teyze:Heh tamam o zaman hoşçakalın
Teyze giderken ikiside birbirine garip garip bakarlar
Fulya:Bu teyze kimdi?
Firdevs:Tanıyamadım
Fulya:İkimizinde adını biliyor
Firdevs:Bende ona şaşırdım zaten
Fulya:Allah Allah...
Mezarlığın içerisinde gezinmeye başlarlar,bu sırada Firdevs bu mezarlıkta bulunan birleşmiş mezarı arar,uzun bir arayışın ardından mezarı bulurlar,ruhlarına Fatiha okurlar,tam bölgeden ayrılacaktırlar ki,mezar taşında yazan bir isim dikkatlerini çeker,mezar taşında "Hatice Erkek" yazmaktadır,bu az önceki teyzenin ismidir,bu bir tesadüf müdür yoksa cinlerin bir oyunu mudur? Bilinmez.buralarının pek tekin olmadığını anlayıp mezarlığı terk ettiler ve Kırklareli'ne doğru yollarına devam ettiler...

Haset 2:Cin Tuzağı Where stories live. Discover now