Falsch /Stony/

1

Umarım iyi olmuştur, beğenmediğiniz kısımlar olursa benimle düşüncenizi paylaşmaktan çekinmeyin. İyi okumalar. 

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

"Tony ihanete uğrayan tek sen değilsin. Bize oradayken neler gördüğünü anlatır mısın?"

Natasha geldiğinden beri Tony'nin ağzını açmaya çalışıyordu fakat esmer adam konuşmak yerine tek bir noktaya odaklanmıştı. Nasıl bu hale geldiklerinden emin değillerdi. Dün Steve ve Tony, Hydra'nın tesislerinden birini patlatmaya gittiğinde Natasha ve Vision merkezde onları takip ediyordu. Tesis'in ana bölümüne girdiklerinde ne olduğuna anlam veremeden tüm sistem çökmüş ardından Steve'in Hail Hydra dediği görüntüler ekranlarda görüntülenmişti. Sonrası ise çok hızlı geçti, Tony ağzı yüzü kan içinde merkeze geldi ardından diğer takım üyelerinin ihaneti öğrenmesi uzun sürmemişti.

"Onu nasıl tanıyamadık. Shield'ın en iyi ajanları olacağız. Herif senelerdir dibimizdeydi buna rağmen bir kere bile şüphelenmedik.  Şerefsiz rolünü iyi oynadı."

Clint yumruğunu masaya geçirirken çaresizliği iliklerine kadar hissediyordu. En yakın dostum dediği kişilerden biri en azılı düşmanlarının casusu çıkmıştı.

"Anlamadığım nokta şu yüzbaşı-"

"O pisliğe yüzbaşı deme."

Clint'in öfkesine hak veren Vision ufak bir onaylamayla cümlesine devam etti. "En başından beri bu örgüte mi hizmet ediyordu?"

Olay yaşandığından beri suskunluğunu koruyan Tony ayağa kalkıp şehir manzarasını ayaklar altına seren cama doğru ilerledi. Yaşadıkları, gördüğü en kötü kabustan daha kötüydü. 

"Bilgimiz yok. Elimizde bulunan tek veriler izlediğimiz görüntü."

"Acaba Steve'in beynini biri kontrol ediyor olabilir mi? Tony dün neler yaşandığını anlat. Belki yanılıyoruzdur, o hala bizim dostumuzdur."

"Değil."

Tony suskunluğunu bozarak arkadaşlarına döndü. Ne olursa olsun anlatmak zorunda olduğunun farkındaydı. Ellerini ceplerine soktu, gözleri yerin mermer zeminindeydi.

"Dün görev iyi ilerliyordu, her zaman ki sistemimizle ilerledik. O güvenliği sağlarken ben gerekli dosyaları inceliyordum. Eve dönünce ne yiyeceğimizi konuştuk, hafta sonu için plan yapıyorduk ta ki ben gizli yer altı sığınağını bulana kadar."

"Eeee?"

Esmer adamın sesinin titrediğini fark eden Natasha acele etmemeleri için odadakileri kaş göz işaretiyle uyardı.

"Ben sığınağa girmek için ısrarcı davranmaya başladım Steve ise garip davranıyordu. Sanki oraya girmemi istemiyor gibiydi... Tabi o böyle davrandıkça beni kışkırttı, Steve'i bir şekilde yanıltıp içeri girdiğimde büyük bilgisayar odasıyla karşılaştım. Ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordum, Steve ise yanıma çoktan gelmiş beni o iğrenç sığınaktan çıkarmaya çalışıyordu."

"Nasıl bir sığınak?"

Fury detayları öğrenmek için dikkatlice sordu.

"Bizim merkez büyüklüğünde, içinde 50'ye yakın bilgisayarın olduğu, tozlu, iğrenç ötesi bir sığınak. Tam çıkmaya ikna olmuştum ki bilgisayar birden öttü, büyük ekranlı bilgisayarda "GÖREV BİTTİ ROGERS" yazısı ortaya çıktı sonra dakikalar içinde görüntüleri izledim."

"Orospu çocuğu!"

Rhodes sinirle ayağını çöp tenekesine vurup odanın çıkışına yürümeye başladı, daha fazla bunu dinleyip sinirlerini bozmak istemiyordu. Tony onun tepkilerini yok sayarak dolmuş gözlerini kapadı. O anlar tekrar tekrar aklına geldikçe delirecek gibi oluyordu.

"Anlatmaya devam et Stark."

"Sizinle aynı şeyleri düşündüm. Steve'e uzak kurmuşlardır, beyni kontrol ediliyordur falan filan aklımdan bir sürü şey geçti. En sonunda ona dönüp 'Bu doğru mu?' dediğimde küstah bir şekilde 'Üzgünüm ama doğru. Kimse beni kontrol etmiyor, iyi bir amaca hizmet ediyorum." dedi. Sonrasını tahmin ediyor musunuz? Durun söyleyeyim savaşmaya başladık. Beni bir güzel benzetti üstelik Hydra logosunun olduğu şok cihazı ile beni etkisiz hale getirip kaçtı. Hepsi bu kadar."

Anlatması bittiğinde dolu olan gözlerini cebinde ki ufak  mendille silip ruhsuz ruhsuz etrafı izleyen Wanda'nın karşısına oturdu. Ağlamayacağına dair büyük yemin etmişti. Ne olursa olsun asla ağlamayacaktı. Güçsüzlüğünü, zayıflığını kimseye belli etmeyecekti.

"Hepimizi oyuna getirdi. Gördüğümüzde tebrik etmeliyiz. Bir gözümü ihanetten kaybetmiştim, ikinci gözüm ise yine ihanetten kör olacak."

"En güvendiğin adamının hain olması nasıl bir duygu Fury?"

"Kapa çeneni Clint."

"O pislik Laura'yı ve çocukları biliyor. Onları güvene alman lazım."

"Ajan Hill'ın onları güvenli yere yerleştirdiğine emin olabilirsin. Asıl meselemiz Rogers, şu an nerede olduğunu bilmiyoruz. Shield'ın ona sağladığı teknolojiyi Moskova'da bırakıp kayıplara karıştı." 

Doktor Banner'ın buraya gelirken gayet güzel planları vardı oysa ki şimdi tüm takımla beraber hayatının içine edilmiş gibi hissediyordu. Ayağa kalkıp Tony'nin oturduğu yere kadar yavaşça yürüdü. Akıl yürütmeye çalışıyordu ama her şey o kadar mantıksızdı ki.

"Hala inanılır gibi değil. Peki ya Bucky? İşbirlikçisi olabilir mi?"

Natasha tek kaşını kaldırıp cevapladı.

"Bunun tek bir cevabı var, onu uyandırmalıyız. Öyle ya da böyle bir şekilde Bucky bize neler olduğunu anlatacaktır."

---------

Tony ne kadar uğraşırsa uğraşsın öfkesine engel olamıyordu. Hayatında ki en değerli varlık olarak gördüğü adamın ihanetini kaldıramıyordu. Onun yerini bilse kimseye söylemeden çıkıp gider, intikamını tek başına alırdı fakat Steve sırra kadem basmıştı. Dostları ve vatanı için canını seve seve feda edecek bir adam nasıl olur da bunu yapabilirdi?

"Bucky buraya geliyor, sorgusu bitti."

Sorguya ilk başlarda katılmak istese bile diğerlerinin isteği üzerine vazgeçmişti. Olumsuz haber almak istemiyordu, zaten bunu yapacak kadar güçlü değildi. 

"Sonuç?"

Falcon düşünceli bir şekilde çenesini sıvazlayarak sorguyu kısaca özet geçti.

"Olanlardan haberi yok hatta ilk başta inanmamakta ısrarcıydı daha sonra ona görüntüleri izlettik. Tahmin ettiğimizden daha iyi geçti, doğrusu ile başlarda bize saldırmasını beklemiştik. Birazdan burada olur, o geldiğinde lütfen sakin ol Stark."

"Emin olabilirsin ki Bucky umurumda değil."