9

1.5K 125 113
                                    

Not: Medyada ki şarkıyla okumanızı şiddetle öneririm  İyi okumalar ahaliii.

"Açın şu kapıyı!"

Tony demir kapıya milyonuncu kez tekme attı. 2 Gündür bu lanet yerde tutsaktı, yemek veren görevliler dışında yanına kimsecikler uğramıyordu.  Zekası tarafından kıçına iyi bir tekme yemişti üstelik zırhın sistemi herhangi bir tehlikeye karşı kendini bloke ettiği için elinden hiçbir şey gelmiyordu. Yere çöküp başını ellerinin arasına aldı. Burada biraz daha durursa çıldırması an meselesiydi. 

"Riski seversin değil mi Tony?"

Kapının açılmasıyla beraber özlediği sesi duyması bir olmuştu. Gözlerini beton zeminden ayırmamaya kararlıydı. Dudaklarını birbirine bastırdı, iradesini zorlaması gerekiyordu. 

"Cevap vermemek senin tarzın değildi. Sanırım tek değişen ben değilim."

Cevap vermemek adına kendini zorluyordu fakat bu sesi o kadar özlemişti ki. Bu ısrarcı ses tonu kalbine gömmeye çalıştığı duyguların tekrar canlanmasına neden oluyordu. Buraya gelmesi hataydı. Yakalanma riskini göz ardı etmişti şimdi ise cerimesini çekiyordu. En sonunda dayanamayarak başını kaldırdı. 

Okyanus toprak ile buluşmuştu.

Tony bu gözleri ne kadar özlediğini yeni yeni kavrıyordu. Birkaç kere fotoğraflara bakarak özlemini gidermeye çalışmıştı ama canlı canlı görmek farklıydı. O gözlerin eskisi gibi kendisine bakamayacağını bilmek canını yakıyordu. 

"Ben sevdiklerimi korumak için risk aldım Rogers. Senin diline düşmek için değil."

Sesine duygularını yansıtmadığı için kendiyle gurur duyuyordu. Ses tonu beklendiği gibi titrememişti veya sinirli de değildi. 

"Aldığın riskler hep sonu tetikledi Tony."

Steve değişmişti. Tony biliyordu, o videodan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı fakat yine de bir umut değişmemesini istemişti. Gözlerini iri adamın üzerinde uzun uzun dolaştırdı. Üzerinde siyah Hydra üniforması vardı, omuzlarında asılı duran madalyonlar parlıyordu. Saçlarının bir tarafını sağa yatırıp jole sürmüştü. Oysa ki Tony o saçları dağınık severdi. 

"Bana bunu öğretecek en son kişi bile değilsin. Kendine bak. Sen gerçekten bu musun Rogers?"

Steve yutkunarak Tony'e yaklaştı. Ona attığı her adımda kalbinin derinliklerinde sızlama hissetmesi normal miydi. Elini kemerinin üzerine koyup duvara yaslandı.

"Ben hala aynı adamım Tony."

Tony hayal kırıklığıyla iç çekti. Başını iki yana sallayarak dudaklarını dişledi ve gözlerini sımsıkı kapadı.

"Benim tanıdığım Steve ailesine ihanet etmezdi, şu an gördüğüm ise bambaşka biri. İğrenç bir Hydra ajanı olmuşsun. Sen gittiğinden beri kalbimde ufacık bir umut vardı fakat görüyorum ki şimdi taşıdığım o küçük umutlar birer yükten ibaretmiş."

Steve o an kurşun yemişe dönmüştü. Göğsünün ortasında ufak bir yaranın belirdiğini hissetti. Tony'nin duygusuz sesi, mesafeli oluşu ve ağzından çıkan sözlerin ağırlığı açılan yarayı genişletiyordu. Cevap veremiyordu, ne diyeceğini bilmiyordu. Haklısın mı demeliydi yoksa kızıp bağırmalı mıydı? 

"Beni hala seviyorsun? Buraya benim için geldin Anthony."

"Bu seni ilgilendirmez."

Steve'in dudakların buruk bir gülümseme belirdi. Eskiden olsaydı ona sarılır saçlarının kokusunu içine çekerdi, dudaklarının hoş aromasını tadardı. Şimdi ise aralarında aşılmayan duvarlar vardı. Steve refleks olarak elini kaldırdı ardından hemen indirdi. Yanmaya başlayan gözlerini kaçırıp geriye doğru yürüdü. Her şey için çok geçti.

Falsch /Stony/Where stories live. Discover now