Pilot

2.8K 185 113
                                    


"Tony bu görevden sonra tatile mi çıksak?"

Steve'in ani sorusuyla esmer adam sevgilisine dönüp dudaklarının arasından muzip bir kahkaha kaçırdı. Genelde böyle teklifleri yapan Steve değil kendisi olurdu fakat şimdi bir ilki yaşıyordu. Bunu fırsat bilip sonuna kadar dalga geçecekti.

"Vay canına yüzbaşı Rogers ilk defa benden bir şey istedi, beni şaşırtıyorsun yüzbaşı."

"Abartıyorsun, sadece tatile gidelim dedim."

"Nereye gitmek istersin?"

Steve hiç düşünmeden sevgi dolu gözlerle sevgilisine baktı.

"Seninle gideceğim her yer bana cennet."

Tony'nin üzerinde zırh olmasaydı nerede olduğunu önemsemeden yapılı sevgilisine koşup dudaklarını doyasıya öperdi, o an delice bir istekle zırhından çıkmayı bile düşünmüştü ta ki telsizden gelen tanıdık sesi duyana kadar.

"Çocuklar en azından görev sırasında fingirdeşmeyin."

"Ajan Romanoff yoksa bizi kıskanıyor musunuz?"

"Kapa çeneni Stark."

"Tony!"

İkisinin söylenmesiyle Tony bir kahkaha daha attı. Bu aralar çok sık kahkaha atıyordu, mütevaziydi, kibardı hatta daha olgundu. İnsanlar onu neyin değiştirdiğini ısrarla sorsa bile Tony yaramaz kahkahalarından birini atıp bu tür soruları sık sık geçiştiriyordu. Oysa ki cevap çok yakındaydı. 

"Tamam sustum- bir dakika şurada farklı bir kapı mı var bana mı öyle geliyor?"

"Evet ama girebileceğimizi sanmıyorum."

"İçeride yararımıza bilgiler bulabiliriz."

Steve inatçıydı ama Tony ondan daha inatçı ve dik kafalıydı. Yapma denilen her şeyin üzerine gidip karşısında ki insanı çileden çıkarma özelliğine sahipti.

"Tony-"

"Farkında mısın bilmiyorum ama beni engellemeye çalışıyorsun."

"Sadece iyiliğini düşünüyorum Stark."

Steve'in neden söylenip durduğundan bile emin değildi, yaşına göre genç bir vücudu olsa bile Steve sık sık 100 yaşındaki dedeler gibi davranırdı.

"Beni engellemeye çalıştığını anlayacak kadar  dahiyim Rogers."

Tony Steve'in homurdanmalarına aldırmadan tuğlaların arasında ki gizlenmiş kapıya ilerledi. Bir zamanlar gizli olsa bile şimdi aldığı hasardan dolayı kapı kabak gibi ortadaydı. Hydra'ya güvenmediğinden ateşleyicilerini hazır hale getirip temkinli adımlarla kapıdan içeriye doğru süzüldü.

"Benim gördüğümü görüyor musun Steve?"

"Evet ama buradan çık-"

Tony sabrının zorlandığını hissediyordu, sakin olmaya çalışarak yüzbaşına döndü.

"Bu panik hallerinin nedeni nedir? Verimini kaybettin yüzbaşı, seni ilk defa böyle görüyorum. Normalde olsa sen burayı didik didik arardın."

İçinde ki kötü his Tony'e buradan çıkmasını söylüyordu fakat burası tahmin ettiğinden daha büyüktü. Bir sürü bilgisayar görmeyi beklemiyordu üstelik buradaki teknoloji çok eski duruyordu. Bilgisayarların belleğine ulaşsa yeni bilgilere sahip olacağından adı gibi emindi, yere düşmüş moloz parçalarına basmamaya dikkat ederek büyük ekranlı bilgisayara doğru adım attı. Bilgisayarların yaşlı olmasından daha garip şey ise Steve'in tedirgin halleriydi. 

"Tony."

Steve'in sesinde ki tını neyden oluşuyor deseler Tony'nin vereceği ilk cevap kesinlikle 'Panik' olurdu. Bu garip panik havası yüzünden gittikçe huzursuzlaşıyordu. Ekranın önüne vardığında büyük kırmızı tuşa işaret parmağını yaklaştırdı.

"Bu bilgisayarda hala güç var. Bu tuşa basarsam yaşlı dostum açılacak ve biz yeni bilgilere ulaşacağız."

Steve ses çıkarmadığına göre herhangi bir sorun yoktu. Her ihtimale karşı zırhının korumasını birkaç seviye arttırıp zararsız duran düğmeye bastı. Beklediği gibi sorun çıkmamıştı, milattan kalma bilgisayarın yeşil ekranı ortaya çıktı. Tony ne olacağını bekler gibi dikkatle ekrana bakıyordu.

'GÖREV BİTTİ ROGERS.'

Ekranda yazan cümleye anlam veremezken arkasında put gibi duran Steve'e bakıp tekrar ekrana döndü. Steve'e bunun ne anlama geldiğini soracaktı ama ekranda ki yazı bir anda silindi, yerine kesik kesik görüntüler geldi. Steve değil miydi bu?

"Hail Hydra!"

Ekranda ki Steve kameraya doğrudan bakıyordu, üstünde ki kostümün üzerinde ilk dikkat çeken Hydra'nın sembolüydü. Gözleri tamamen kin ve nefret doluydu. Video sadece 5 saniye sürse bile verdiği etki berbattı. Tony ne yapacağını bilmiyordu, bu sığınağa girdikleri andan itibaren merkezle bağlantıları kesilmişti. Steve yoksa büyülenmiş miydi? Yoksa bunun başka açıklaması olamazdı. 

"Bu ne sikim?"

Hızla Steve'e döndü. 

"Tony sakin ol."

Steve hala nasıl güçlü gözükebilirdi? Bu videoya rağmen dik duruşunu kaybetmemişti, yakıcı bakışlarıyla Tony'nin bedenini cayır cayır yakıyordu. Aklında ki paranoyak düşüncenin gerçek olmamasını dileyerek Steve'in konuşmamasını sağlıyordu. Eğer Steve açıklama yaparsa Tony ölürdü.

"Loki'nin işi olmalı, Thor kusura bakmasın ama o lanet kardeşini boğazlayacağım."

"Tony-"

"Hemen geri dönüp seni göstermemiz lazım. Kanında ki serumdan dolayı daha az etkilendiğini düşünüyorum yoksa legolas gibi oraya buraya saldırırdın."

Steve daha fazla dayanamayarak endişeli gözüken 'sevgilisini' susturdu.

"Tony bunlar gerçek."

Tony'nin bedeninden sıçrayan ateşler kalbini de yakmaya başlamıştı. Zırh olmasa ayakta duramayacaktı, her şeye rağmen ağlamayı es geçiyordu. Belki de bunlar hayaldi, bunun olması imkansızdı. Burası gerçek değildi, Steve'in 'ajan' olma ihtimali gerçek değildi. 

"İzlediklerin gerçekti Tony, beynimle oynamadılar veya büyülenmedim. Uzun süredir Hydra'ya çalışıyorum, yaratılış amacım yeni dünyanın kurulmasına yardımcı olmak. Aşktan, sevgiden daha önemli olan şeyler var. Üzgünüm sana ayıracak zamanım yok ama eğer istersen bana katılabilirsin. Seninle yeni dünyayı yönetebiliriz."

Tony'nin bu teklife verecek tek cevabı vardı.

"Siktir git."

-----

Hatalarım varsa affola, beğendiyseniz vote atmayı unutmayın. :)

Falsch /Stony/Where stories live. Discover now