10

1.4K 134 135
                                    

----------------------------

"Bucky?"

Natasha'nın soru dolu sesi James'i düşüncelerden kurtarmaya yetmişti.  Normalde Quinjet'in hızından rahatsız olurdu fakat şu an rahatsız olamayacak kadar dolu bir kafası vardı. Çiğnemekte olduğu dudaklarını serbest bırakıp sarışın kadına döndü.

"Bir sorun mu var Nat?"

"Howard Stark neyin oluyor?"

Natasha gibi yetenekli bir ajanın gözünden bu detay asla kaçmazdı. Bucky bu durumu inkar etmedi, saklamadı hatta ilk defa birinden sır saklamayacağı için rahatlamış hissediyordu. Gözleriyle çevreyi kolaçan ettikten sonra Nat'ın oturması için yana kaydı.

"Onu ilk defa zafer sonrası kutlamamız da görmüştüm. Steve ile kadehlerimizi tokuştururken yanımıza gelip bizi tebrik etti ardından icatlarından bahsetmeye başladı. Howard çok gevezeydi, bir kere konuşmaya başladığında susmak bilmezdi. Hatta ilk başlarda ondan nefret ediyordum çünkü parası vardı. Biz savaşlarda çürüyüp giderken o kıçını yerleştirdiği koltukta oturup insanlara emir veriyordu. Onun umursamazlığından nefret ediyordum."

O günler aklına geldiğinde Bucky yüzüne buruk bir tebessüm yerleştirdi. Bunları birine anlatmayalı uzun zaman olmuştu ve anlattıkça rahatladığını hissediyordu. 

"Zaman gittikçe yakınlaşmaya başladık. O bensiz yapamıyordu, bende onsuz yapamıyordum. Sürekli onunla uğraşmak hoşuma gidiyordu, her şeye çok çabuk sinirlenirdi. Kızınca, gülünce hatta dalgın olduğu zamanlarda yaptığı surat ifadelerini izlemeyi çok severdim. Ve bir gün ona aşık olduğuma karar verdim."

Bucky hatırlamaya çalışıyordu. Kırıntılar canını acıtsa bile geçmiştekiler hatırlanmaya değerdi. Artık ağlayamıyordu bile. Kalbi mi çürümüştü yoksa Bucky hissettirilen duyguları da mı unutmuştu?

"Peki Howard bunu öğrenince ne tepki verdi?"

"Bana tekme tokat dalmasını bekliyordum ama o beni şaşırtmayı tercih etti. Öğrendiği an yanıma gelip bana sarılmıştı. Güzel bir ilişkiye başladık. Toplum umurumuzda değildi, biz mutluluğumuza bakardık. Evlilik hayalleri kurup bol bol zaman geçirirdik fakat olmadı işte. Durum ortada değil mi? Ben hak etmediğim bir yerdeydim o ise toprakta."

Ellerini açıp kendini işaret etti. Az önce dolmadığı için kızdığı gözler şimdi dolu doluydu. Gömülen yaralar deşildikçe can yakıyordu, bunu fark eden  Natasha devam etmemesi için eliyle dur işareti yaptı.

"Bucky geçmişte hepimiz hatalar yaptık. Ben ve Clint tahmin edemeyeceğin cinayetler işledik, Tony silah satıyordu, Bruce riskli olduğunu bile bile deneyler yapıyordu. Önemli olan geleceğe bakmak. Howard senin geçmişinse biz geleceğiniz."

Bucky Barnes o an daha fazla yorum yapmamaya karar verdi çünkü Natasha haklıydı. Bunca senelik acıların tekrar gündeme gelip can yakmasına hiç gerek yoktu. Hatta bir an önce Tony'i bulmak istiyordu. 

------------------------------------------------

"Siktiğim sarışın Rogers'ı."

Tony bilmem kaçıncı küfrünü havaya savurduğunu bilmiyordu. Dünden beri Steve bir daha uğramamıştı Tony'de inat edip getirilen yemekleri yemiyordu. Açlıktan karnı oyuluyordu ama Tony daha beterlerini görmüştü.  Ellerini birbirine sürtüp betondan zemine çöktü, zırhı kim bilir nerelerdeydi.  O sırada demirden kapının açılmasıyla Tony gözlerini ışık sızan koridora çevirdi.

"Vay vay vay kimi görüyorum."

Sarışın, uzun kadın içeri girdiğinde Tony kusmuğunun geldiğine yemin edebilirdi. Atabileceği en küçümseyici bakışı atıp ayağa kalktı. Bu kadın karşısında yerde duracağına ayakta canı yanardı daha iyiydi hatta İlk saldırıyı yapmaya karar verip kollarını birbirine bağladı.

Falsch /Stony/Where stories live. Discover now