Δύο (2)

3.3K 314 154
                                    

"Medusa gitti!"

Çan sesleri yankılanmaya devam ederken babam hızla oturduğu yerden kalkıp merdivene tırmandı. Kapağı açtıktan sonra elini bize doğru uzattı.

"Carlos, Sofia'yı ver."

Carlos annemin kucağında uyuyakalan Sofia'yı alıp bana baktı.

"Düşmemem için beni tutman gerekiyor."

Üzerimdeki örtüyü kaldırıp ayağa kalktım. O kucağındaki Sofia ile beraber merdivenin ilk basamağına tırmandığında ellerimi sırtına koyup dengede durmasını sağladım.

4. basamağa kadar çıkıp Sofia'yı kaldırdı. Babam Sofia'yı koltuk altlarından kavrayıp yukarıya çektiğinde Carlos geri kalan basamakları da tırmanıp elini bize uzattı.

"Anne."

Annem yanan lambayı söndürüp merdivenlere tırmandı. Carlos'un yardımıyla dışarı çıkıp bana baktı.

"Hadi Mila, acele et. Dışarı çıkıp ne kadar kayıp olduğuna bakılacak."

"Tamam."

Vakit kaybetmeden basamakları tırmanıp dışarıya çıktım. Carlos kapağı kapattıktan sonra minderleri üzerine yerleştirdi.

"Çocuklar, siz benimle gelin."

Babam bizi beklemeden dışarıya çıktığında aceleyle peşinden gittik.

"Victor, durumumuz ne?"

Victor çan kulesine çıkan merdivenlerden inip elindeki mızrağı kenara bıraktı.

"İyi değil. Myron, Rodas ve Dimitri'yi kaybettik."

Babamın yüzünde üzgün bir ifade oluşurken gözlerimi etrafta gezdirdim.

"Toplam kaç kişi?"

"8."

"Bu hafta kaybettiğimiz kişi sayısı 35'e çıktı. İlk defa bu kadar çok kayıp veriyoruz."

"Daha kötüsü de var."

Babama onu takip etmesi için bir işaret yapıp tarlalara giden yola doğru yürümeye başladı.

"Şuna bir bak."

Kafamı eliyle gösterdiği yere çevirdim.

"Bu çok kötü."

Babamın yüzündeki üzgün ifade gittikçe endişeye dönüşürken Victor'a baktım. O, köyün askerlerinden biriydi. Sıkı bir vücudu, kaslı kolları vardı. Babamla yaşıt olmasına rağmen ondan daha genç gözüküyordu. Onunla beraber 300 asker daha vardı. 98'ini Medusa yüzünden kaybetmiştik.

Victor ve Rodas köyün erkek çocuklarını eğitmeye başlamışlardı. Carlos da eğitilenler arasındaydı ama eğitimini bitirmediği için bir asker sayılmıyordu. 3 asker daha kaybetmiştik, mecburen onların eğitimleri de hızlanacaktı.

"Sadece bir tarlamız kaldı. En küçük ve en verimsiz olan."

"Diğer köylerden erzak istemeliyiz."

"Sadece erzak değil, yardım da istemeliyiz."

"Köyleri aklınızdan çıkartın. Onlar bizden daha kötü durumda."

Lupus elindeki mızrağı öfkeyle yere saplayıp yumruğunu sıktı.

"O canavar bütün köyleri mahvetmiş. En iyi durumda olan biziz. En iyisi olmamıza rağmen bizim durumumuz bile çok kötü."

Victor ellerini yüzüne kapatıp kafasını iki yana salladı.

"Köydeki erkeklerin sayısı azalıyor. Sadece çocuklar ve kadınlar var. Bize erkek lazım."

The Curse of Medusa // Camren (gxg)Where stories live. Discover now