Είκοσιεφτά (27)

2.7K 289 96
                                    

Mala önümdeki bardağı doldurmak için kalktığında Lauren onu durdurdu.

"Yeterince içti."

Sesinin hafif sinirli geldiğini fark etsemde umursamayıp Diana ve Mala'ya baktım.

"Bu adayla ve tanrılarla ilgili birçok şey biliyorum ama ikinizin nasıl tanıştığına dair en ufak bir fikrim bile yok."

Mala'nın gözleri heyecanla parladığında gülümsedim.

"Bu çok güzel bir hikaye."

"Anlatmak ister misin?"

Kafasını iki yana sallayıp Diana'nın çenesine bir öpücük kondurdu.

"Seni anlatırken izlemek daha güzel."

Kısa bir süre birbirlerine gülümseyerek bakıp ardından bize döndüler.

"Anlatıyorum öyleyse."

Diana elindeki bardağı taşın üzerine bırakıp Mala'nın elini kavradı.

"Genç Amazonlar arasındaki en güçlü savaşçıyı bulmak için her yıl bir turnuva yaparız. Bu turnuvanın sonunda kazanan herkes tarafından saygı görür ve herkes ona Wonder Woman der."

"Ama Diana bir yarı tanrı olduğu için bu turnuvalara katılamaz."

"Doğru. Bu beni sinirlendirse de annemin yanından ayrılamazdım. Yine bir turnuva sabahı annem yarışçılara moral vermek için yanımıza geldi. Yanında ben de vardım. 7 yıl üst üste turnuvayı kazandığı için herkesin gözdesi Mala'ydı. Bu yüzden annem onunla özel olarak ilgilenmişti. Herkes ondan daha güçlü kimse olmadığını düşünüyordu ama ben ondan güçlü olduğumu biliyordum."

Mala alaylı bir kahkaha attığında Diana gülerek kafasını iki yana salladı.

"Bu yüzden yarışı daha kısa sürede tamamlayabileceği bir tüyo verdim. Beni dinledi ve ona anlattığım yoldan gitti."

"Ama maalesef bana tavsiye ettiği yol tuzaklarla doluydu."

"Mala'nın üstesinden gelebileceğini tuzakların sadece birinci olmasını engelleyeceğini düşünmüştüm ama yanılmışım. Mala kurduğum tuzaklar yüzünden sakatlanmıştı. Yarış bittiğinde herkes gelmişti ama Mala hala ortada yoktu. Birkaç asker onu aramak için ormana girdi. Ben de tapınaktan kaçıp ona önerdiğim yolu kontrole gittim ve Mala'yı yerde kanlar içinde otururken buldum."

"Hiçbir şey söylememe izin vermeden beni kucağına alıp tapınağa götürdü. Beni kendi odasına kadar taşıyıp yatağına yatırdı ve kraliçeye haber verdi. O ana kadar ondan nefret ediyordum ama pişmanlığını ve endişesini görünce tüm nefretim yok olmuştu."

Mala kolunu Diana'nın beline dolayıp yanağını öptü.

"Benimle mükemmel bir şekilde ilgilendi. Her şeyimi o yaptı. Yemeğimi bile o yedirdi. Bu sayede yakınlaştık. Kraliçe zaten onun biriyle birlikte olmasını istiyordu ve kızını sevdiğimi öğrendiğinde çok mutlu oldu."

"Önümüzde hiçbir engel olmayınca nişanlandık ve birkaç asır sonra da evlendik."

Onlar birbirlerine sevgilerini göstermeye başladıklarında şaşkınlıkla Lauren'a baktım.

"Birkaç asır sonra mı?"

Lauren bu duruma hiç tepki göstermemişti.

"20 asırdan daha uzun süredir birlikteler."

Gözlerim istemsizce büyürken bu halime güldü.

"Sonsuz bir yaşamları var Camila. Bu gayet normal."

The Curse of Medusa // Camren (gxg)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن