PART 26: Harold Edward Milward Styles Tarzı

10.3K 323 60
                                    

Multimedia'da Twix için yapılmış bir video var. 

________________________________________________________

Sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanmak kesinlikle beklemediğim bir şeydi. Günün ilk küfrünü ettiğimde odamda yalnız olmadığımı fark ettim.

“Neden küfrediyorsun?” Taylor kollarını beline yerleştirmiş abla edasıyla bana bakarken yüzümü buruşturdum.

“Başım ağrıyor… Lanet olsun çok ağrıyor!” Hızla yataktan kalktım ve kendimi banyoya atarak suratıma soğuk su çarptım. Suratımdaki gözeneklerin serin suyla rahatladığını hissederken ellerimi soğuk fayansa dayayarak birkaç derin nefes aldım. Aldığım derin nefes zihnimin bulanık perdesini kaldırmış ve dünkü olaylar kafamın içinde bir kez daha sahnelenmeye başlamıştı. Ah Harry, artık aldığım nefeslerden bile nefret etmeme sebep oluyorsun. Marul kafa.

“Shane aradı. 1 saate şirkette olmamız gerekiyor. Oradan da çekimlerin yapılacağı yere geçeceğiz.” Kafamı sallamakla yetindim ve dolabımın karşısına geçerek üzerime giyecek bir şeyler aradım. Ruh halimin ve dış görünüşümün aksine hava oldukça güzeldi. Üzerime aşırı derece mini bir elbise geçirirken bu elbiseyi ne zaman aldığımı düşünüyordum. Aşağı indiğimde Taylor beni kapıda bekliyordu. Gergin görünüyordu.

“Bir sorun mu var?” Kafasını kaldırıp bana baktı ve elini önemsiz dercesine geçiştirdi.

“Haydi çıkalım.”

Şirkete gittiğimizde insanların gözlerini üzerimde hissediyordum.

“Neden bana öyle bakıyorlar?” Taylor birkaç saniye bize bakan insanlara göz attı. Omuz silkti ve bana cevap vermeyip önden ilerlemeye başladı. Pekala, moralim yeteri kadar bozuktu. Bir de bana cevap vermeyip sinirlerimi altüst etmese olmuyordu. Kulisime girdiğimde Shane’i içeride buldum.

“Sonunda gelebildiniz. Size laf atmaya başlamadan önce Ella röportaj için sorulacak soruların bir kopyasını gönderdiler. Birkaç dakika göz atmak ister misin?” Kafamı iki yana salladım.

“Bir an önce şu çekim bitse olmuyor mu? Eve gidip uyumak istiyorum.” Tay yanımda sinirle soludu.

“O aptalı kafana takmayı bırak. Onun yüzünden işini doğru düzgün yapmıyorsun. Babamın lanet olasıca işleriyle uğraşmak yerine senin yanına geldim, destek olmak için. Yaptığına bak, rezil görünüyorsun! Birkaç saat sonra milyonlarca insanın okuduğu derginin kapağında yer alacaksın ve senin tek düşündüğün Harry mi?” Acımasızca söylediği sözler kalbimi kırmıştı. Fakat diyeceğim bir şey yoktu. Haklıydı.

“Başım ağrıyor.” Diyebildim sadece. Kısık ve titrek çıkan sesimle. Gerçekten berbat gözüküyor olmalıydım. Gece doğru düzgün uyuyamamıştım bile ve başım çatlayacak gibi ağrıyordu.

“Ağrı kesici ister misin güzelim?” Kafamı kaldırıp endişeyle bana bakan Shane’ e baktım.

“Kahvaltı yapmadım.”

“Pekâlâ, o zaman çekimlerin yapılacağı yere gidelim. Oradan sana bir şeyler ayarlarız.” Hızla kafamı salladım ve Shane elindeki dosyaları toparlayarak yanında getirdiği çantanın içine tıkıştırdı.

Çekimlerin yapılacağı yere geldiğimde insanların telaşla koşuşturduklarını gördüm. Güvenlikten geçtikten sonra yanımıza telaşla bir çocuk geldi. Burada çalışan bir görevli olmalıydı.

“Ah, Bayan Evelyn! Hoş geldiniz! Ben Bob. Çekimler boyunca size eşlik edeceğim.” Gülümsedim ve uzattığı elini sıktım. Bob yavaşça Shane’ e baktığında Taylor’ında gelmiş olmasını diledim. Ama yine de onunda kendi sorumlulukları vardı ve ben buna engel olamazdım. Niall olayını yeni atlatmışken benim onun yanında olmam gerekirken yine bana o destek oluyordu. Hiç iyi bir arkadaş değildim.

TWIX // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin