PART 38: Çirkin Ördek Yavrusu mu? Miami de mi?

7.9K 302 33
                                    

Güneş ışınları tenimdeki boşlukları doldururken gözlerimi huzurla kapadım. Anlaşmamız gereken bir nokta var ki çırılçıplak güneşlenmek benim fikrim değildi. Kimin olduğunu umarım anlıyorsunuzdur. Durun, durun! Şu an neredeyim?

Miami!

Hayallerimin yeri. Buranın her şeyini seviyorum. İnsanlarını, sokaklarını, denizini, kumsalını; adını! Ne? Gerçekten havalı bir adı olmasının suçunu bana yüklemiyorsunuz öyle değil mi? Sonuçta adını ben koymadım. Tenim artık gerçekten koyu buğdaya dönmeye başlamıştı. Ve Harry ile neredeyse bir saattir konuşmuyorduk. Yani o beni güneşlenmem için burada bıraktı. Tabi ki onun önünde ve çıplak bir şekilde güneşlenecek değilim. Hiç görmediği şey değil. Artık. Haha.

Üzerime tiril tiril bir elbise geçirerek ayağa kalktım ve terastan odaya geçtim. Oda dediğim neredeyse bir saray yavrusu. Siz yokken değişmeyen tek şey Harry’nin egosu. Gösterişsiz bir tatil istemiştim ve o Miami’nin yüzde doksan altılık popülerlik yüzdesi olan bir otel seçmişti. Aslında tatile beni Miami’ye getirmiş olması bile gösterişsiz bir tatilin canına okuyordu. Yine de beni buraya getirmesinden ne kadar hoşnut olduğumu tahmin bile edemezsiniz.  Ah, her neyse. Burası çok sıcak fakat bir o kadar da havalı. Kafamdaki akıl almaz düşüncelerle boğuşurken kendimi serin yatağa attım ve biraz keyif yaptım. Ayrıca tam iki kez Harry’yi cep telefonundan aradım. Tabi ki bana cevap vermedi. Bir mesaj çektim.

“Senin canına okuyacağım. ;)x”

Ayakucumdaki laptopumu alarak hakkımızda çıkan haberlere bakmak istedim. Çünkü tahminimce Londra’daki hayranlar Harry’yi oradan uzaklaştırdığım için deliriyorlardı. Onlara göre onunla Miami’ye giderek sokakta karşılaşma oranlarını sıfıra indirmişim. Eh, sanırım haklılar. Yani Harry Londra’da olmadığına göre, tabi ki onu göremeyecekler. Ama, merhaba? Burada da internet var. Harry’yi video çekmesi için zorlayabilirim. Düşündüm de, bu baya iyi bir fikir oldu. Bu da ne böyle?

“EVELYN, STYLES’I KAÇIRDI!” Tanrım, bu nasıl bir haber başlığı? Görende beni dünyanın ünlü fakat asla polisler tarafından yakalanamayan kaçık mafyası sanacak. Kaçırmış..mış

Bir süredir ortalarda görünmeyen çiftin izine Miami’de rastladık. Uzun süredir ilişkilerini gözden uzakta yaşayan Harry Styles ve Gabriela Evelyn ünlüleri imrendirmeye devam ediyor. Son zamanlarda gündemden düşmeyen güzelin sosyal medyadaki aktifsizliği Hella hayranlarının canını sıkıyor. Gabriela Evelyn’e yakın bir kaynak:

“Gabriela twitter, instagram gibi sosyal ağlardan uzak duruyor çünkü sürekli nefret mesajı ve ölüm tehdidi alıyor. Harry bu durumdan oldukça rahatsız olduğu için Gabriela’nın bu sitelere girmesine izin vermiyor.” Ah, hadi ama! Saçmalık. Bana yakın bir kaynak yok. Bu site yalan haberlerle dolu! Sinirle siteden çıktım ve başka bir tanesinde şansımı denemeye karar verdim.

“HARRY STYLES’IN ÇEKİCİLİĞİ HER YERDE KONUŞULUYOR!” Benim sevgilim hakkında kim ne konuşuyor affedersin? Ah, bu siteleri bana yasaklamaları gerek, yoksa birazdan panik atak geçireceğim ve beni sakinleştirebilecek bir Lydia yok.

Harry Styles’in instagrama koyduğu resim kadın ünlüler arasında çok konuşuluyor. Bayan Evelyn bu imrenen kem gözler hakkında sizce nasıl bu kadar sakin kalmayı başarıyor?

Sizi sürtükler. İnternet özürlüsü bir kız olarak bu haberleri görmediğim için bu kadar sakin kalmam sizce de çok normal değil mi?  Agh, lanet olasıcalar.

…Harry Styles geçtiğim günlerde instagrama kız arkadaşı Gabriela Evelyn ile Miami’de çekilen bir fotoğrafını yükledi. Altına eklediği küçük yorum genç kızların delirmesine yol açmış görünüyor. (Fotoğraf multimedia’da.)

“Bunu siz yiyin. Çünkü benim istediğim tat yanımda duruyor.”

Aman tanrım! Seni aşk böceği! Deli gibi sırıtırken odanın kapısı açıldı fakat bakmadım. Kimin geldiği belliydi. Gözlerim ekrandaki fotoğraf ve Harry’nin yazdığı mükemmel derecelikteki şirin ve seksi yazıda gidip geliyordu. Fotoğrafa bakmaya devam edecektim ta ki Harry yanımdan koşarak geçip kendini tuvalete kapatmasaydı. Laptop’ımı öylece bırakarak şaşkınca ayağa kalktım ve tuvaletin kapısını tıklattım. Belki de çok sıkışmıştı. Emin olduğum bir şey varsa Harry kesinlikle tuvaletini tutamıyor. Geçen odamızdaki büyük saksıya işedi. Ciddiyim, evet evet güya o bir pop star. Hani şu tüm kızların hayran olduğu…

“Harry iyi misin? Yine mi sıkıştın yoksa?” İçeriden bir homurdanma duydum.

“Tuvalet sıkıntımı seninle konuşmayacağım.” Gözlerimi devirdim. Bir kerede benimle ciddi konuşsaydı şaşardım zaten.

“Giriyorum o zaman-“

“Hayır!” Fakat bağırması için çok geçti. Geniş banyoya girdiğimde onu altında bir baksır ve üzerinde yarısına kadar açılmış beyaz bir gömlekle buldum. Birde gömleğinden yoğun bir şekilde gelen kız parfümü. Yanağında da bir ruj lekesi var sanır- NE?!

“Yanağındakinin ruj lekesi olmadığını açıklaman için iki saniyen var. Ayrıca bu üzerinden yayılan parfümün kime ait olduğunu da. Çünkü ikisi de bana ait değil!” Ayağımı sinirle yere vurduğumda Harry silkelenerek gömleği hızlıca üzerinden çıkardım.

“Yemin ederim fanlarla boğuştum.” Elini suçsuzum dermişçesine havaya kaldırırken bana doğru bir adım attı.

“Bana daha çok fanlarla sevişmişsin gibi geldi.” Kafasını bezginlikle yana eğdi. İşaret parmağımı ona yönelttiğimde kafasını hızla kaldırdı.

“Sakın şirinlik falan yapayım deme. O yaşını geçtiğini kabul etmen gerekiyor. Şirin falan değilsin. Çirkin ördek yavrusu bile senden daha tatlı. S-Sen çok berbat görünüyorsun!” Ah, tanrım. Kesinlikle sinirlendiğimde ne dediğimi fark etmiyordum. Çirkin ördek yavrusu mu? Miami’de? Gerçekten mi?! Tedirgin olması gereken yerde kahkaha atması kesinlikle benim aptal sözlerimin sonucuydu. Bana böyle deseydi gülmekten altıma ederdim o ayrı mesele, yine de karşımda altına etmemesini umuyorum. Hem o kadar yakında bir saksıya sahip değilim.

“Bebeğim, ciddiyim. Neden şu lekeleri çıkarmama yardım etmiyorsun? Ya da sen daha güzellerini yapabilirsin.” Dibime ne zaman girmişti? Dudaklarını uzatarak dudaklarıma yumuşak bir öpücük bıraktı. Gözleri arkadaki yatağımın üzerinde açık duran dizüstü bilgisayarıma takıldığında bir süre fotoğrafımıza baktı. Ve sonra söyledikleriyle vücudum cehenneme döndü.

“Belki de biraz daha tatmalıyım.” Resmin altına yazdığı ‘tat’ ile ilgili bir gönderme beni daha fazla utandıramazdı sanırım. Ona bu kadar kirli konuşmaması gerektiği hakkında yaptığım uyarılar çöpe mi gidiyordu? Delirecektim. Ellerini sarmış olduğu belimden çekti ve aynalı masamın önünde kısa bir süre oyalandı.

“Git ve yüzünü yıka Harry. Görmek istemiyorum.” Aniden beni kalçalarımdan yakalayıp kucakladığında cırladım. Tek elini kalçalarıma sarıp diğer elinde tuttuğu şeyi gösterdi. Kırmızı rujum.

“Sen daha iyilerini yapana kadar onları silmeyeceğim.”

TWIX // h.sWhere stories live. Discover now