selam dostlar
Bölümün fikir annesi olması açısından bölümü sevgili arkadşaım @Esra_Yildiz'a ithaf ediyorum <3
yağızı bizimle beraber çekiştirmek isterseniz sizi whatsup grubumuza bekleriz. iletişim için @kitaptakiben arkadaşımıza başvurabilirsiniz.
ayrıca instagram hesabımıza ve facebook grubumuza da davetlisiniz.
instagram --> https://www.instagram.com/sennur.kasa.official/
facebook --> https://www.facebook.com/groups/sennurkasaromanlari/
keyifli okumalar..
selam ve dua ile..
**
Arabadan indiğimde üzerime büyük bir yük binmiş gibi ağırlık hissediyordum kalbimde. Kaybetmiştim ve yine töre kazanmıştı. Yine amcam kazanmıştı. Yine Yağız kazanmıştı! Ben belki de hiçbir zaman kazanamayacaktım bu yarışı. Acizdim, küçüktüm, sahipsiz ve güçsüzdüm.
Gözyaşlarımı kirpiklerimin ucunda zar zor zapt ederken arkama bakmadan apartmana girdim. Gözüm önümde olsa da kulaklarım giden arabanın sesi ile sızlıyordu. Derin bir nefes aldım. " Senden kurtulacağım... Bu neye mal olursa olsun yapacağım..." diye mırıldandım. Buna kendim bile inanmasam da bu adamdan kurtulacaktım, niyetim buydu. Nasıl olacağını bilmiyordum. Yerini zamanını bilmiyordum. Sonunda katil mi olurdum yoksa mevta mı olurdum onu da bilmiyordum. Ama Yağız'la evlenmek istemediğime adım kadar emindim.
Ablam evin kapısını asık hatta öfkeli bir yüzle açtı ve beni görür görmez ilk cümlesi " Neredesin kızım sen?" oldu.
" Buradayım abla, geldim işte. Yağız bıraktı beni. Görmedin mi?" dedim bir şey anlamamış gibi yaparak.
Ablam kolumu çimdikleyerek beni içeri soktu. Sesini kıssa da bağırmaya çalıştığı belliydi. " Sen beni salak mı sanıyorsun Zeynep? O kadar saat gecikince Yağız'ı aradım ben, Zeynep artık eve gelsin geç oldu dedim. Yağız da ' Yaren benim yanımda değil?' dedi şaşırarak. O zaman ne hissettiğimi düşünebiliyor musun Zeynep? Babam, abilerim beni öldürür annem yüzüme bakmaz bir daha, kızımı kaybettin derler. Allah muhafaza. Ben telefonda ağlamaya başlayınca Yağız seni bulacağını ortalığı telaşeye vermememizi söyledi de ondan haber bekledik. Kimseye demedik. Sen kafayı mı yedin Zeynep? Evden mi kaçacaktın?"
Ablam öfke ile konuşurken ne ara oturma odasına gelmiştik, hatırlamıyorum. Gözleri kızarmıştı kadının. Ağlamaklı bir hali vardı. Korkmuştu belli ki. bir yandan da beni tartaklamayı ihmal etmiyordu tabi ki.
" Ne yapayım abla?" dedim sesimi yükselterek. " İstemediğim bir adamla mı evleneyim? Ben sadece kurtulmaya çalıştım. Ama beceremedim, merak etmeyin. Bak buradayım." Dedim.
" Ne kurtulmasından bahsediyorsun Zeynep? Seni bulurlar yaşatmazlar, bizi de sana yardım ettik diye yaşatmazlar. Bu kadar acıya değer mi?"
Değmez miydi? Benim canımın, benim hayatımın hiçbir ehemmiyeti yok muydu? Bu kadar yük ağır değil miydi benim omuzlarıma? Ya taşıyamazsam bunca canın yükünü? Kimse bunu hesaba katmak istemiyor. Küçücük kızların omzuna veriyorlar töre yükünü.
" Abla, başım ağrıyor. Yatacağım ben biraz." Dedim ablamı başımdan savuşturmak için. Biraz sessizliğe ihtiyacım vardı. Aç, yorgun ve bitkin hissediyordum. Şuan en çok ihtiyacım olan şey huzurlu bir uykuydu.

YOU ARE READING
Yâren
SpiritualBaşımı geriye doğru savurmuş ve " Allah'ım ne olur bitsin bu kâbus..." diye yalvarırken onu gördüm; müstakbel kocamı. Suretini sevdiğim! " Senin ne işin var burada ya!" diye terslendim ilk önce. Sesim ağlamaklı çıkmıştı. Midem kasılmaya devam ediyor...