20.Bölüm : Oğlum sende kendini görmüş olmalı

11.3K 630 43
                                    

Masanın başına gelindiğinde Hasret oturmak için sandalyesini çekecekken Orhan'ın "İzninle" demesiyle ona doğru baktı ve omzunun ucundan göz göze gelmelerinin ardından bakışlarını çekip bir adım kenara kaydı. Orhan oturması için sandalyesini çekip "Şimdi oturabilirsin" dedikten sonra Hasret'in bu nazik hareketinden hoşnut olmuş gibi bakıp dediğini yapmasıyla da sandalyeyi hafifçe ilerletip kravatını düzelterek yanına oturdu.


Gerçek bir evlilik yapmıyor olsalar da Hasret bu nazik tavırlarından dolayı ister istemez Orhan'dan etkileniyordu. Şimdiye kadar hiç kimse ona böyle davranmamıştı. Orhan'ın her hareketi her sözü ona kendisini değerli hissettiriyordu.


Hasret ellerini ovuşturarak sessizce otururken Orhan da masadaki kendilerinden bağımsız ilerleyen sohbeti fırsat bilip mahcup olmuş bir tavırla "Hasret..." diye fısıldadı. Hasret onu duyar duymaz bakışlarını yanında oturan Orhan'a çevirmişti. Mahcubiyeti Orhan'ın gözlerinden okunuyordu.


"Bir şey mi istedin?"

"Yok o değil de..."

"Ne peki?"

"Az önce sizi bırakıp gittiğim için çok özür dilerim. Mert çıkmadan önce ona ne oldu da babanı gözden kaçırdı diye sormam gerekiyordu. Kardeşim biraz boşboğazdır haberim olmayan bir şey demiştir ya da yapmıştır sonra önümüze sorun olarak çıkmasın dedim"


Hasret gözlerine çekinerek bakıp onunla aynı sessizlikle "Özür dilemene gerek yok. Hem ailen de karşılarında tedirgin olabileceğimiz insanlar değiller. Ayrıca çok da hoşsohbetler..." dedikten sonra Orhan'ın gülümsemesiyle o da gülümseyip önüne döndü.


Nihayet Fikret ile Firuze de gelmişti. Onlar yerlerine otururken Neyhan Hanım da herkese tek tek servis yapmaya çalışarak bir anda "Hiç de konuşamadık... Sahi siz nerede nasıl tanıştınız çocuklar?" diye sordu. Neyhan Hanım'ın sorduğu bu soru yan yana oturan Orhan ve Hasret'i yeniden göz göze getirmişti. Eyvah! Ne diyeceklerdi ki şimdi? İkisi de o günü düşünüyordu ama bunu nasıl anlatırlardı bilemiyorlardı. Sonuçta o gün Salih'in sebep olduğu tatsızlıklar yaşanmış ve bu tatsızlıklarda şu an bu masada aileleriyle birlikte oturmalarına zemin hazırlamıştı.


Kızından ekmek uzatmasını isteyen Neyhan Hanım cevap gelmemesiyle oğluna dönüp "Orhan..." deyince Fikret onların bu sessizliğini bozup "Çiçekçi de tanışmışlar" diyerek Orhan'a yol açtı. İki kardeş birbirlerine bakarken Fikret'in sen devam et der gibi işaret yapmasıyla sözü Orhan aldı ve onu onaylayarak "Fikret'in de söylediği gibi çiçekçi de tanıştık. Hasret dükkanlarında birbirinden güzel birbirinden eşsiz çiçek tasarımları yapıyor. Severek yaptığı da o kadar belli ki bu yüzüne de yansıyor. Onun o mutlu halini izlerken dalıp gidiyor insan..." dedi. Bu son dediği Hasret gibi Fikret'i de şaşırtmıştı. O ortamda kendisi de vardı ve bir yere dalıp gittiğini hatırlamıyordu. Belli ki orada bu dediğini yapan tek bir kişi vardı o da Orhan'dı.


Orhan aileye karşı bu evliliğin formaliteden yapılmış sahte bir evlilik gibi gözükmesini istemiyor ve Hasret ile tanışmalarını ona göre anlatıyordu ama Fikret kardeşinin bu sözüyle birlikte Hasret'i almaya gittikleri anı düşünmeye başlamıştı. Acele etmelerini söylemeseydi Orhan hâlâ o küçücük camdan Hasret'i izlemeye devam edecekti. Bunun altında bir mana aramalı mıydı bilmiyordu. Fikret suskun ama düşünceli gözlerle kardeşini dinlerken Orhan da annesinin tanışma anlarını sormasıyla anlatmaya devam etti.

Hasret (Dizi Tadında/Beklemede)Where stories live. Discover now