BSL -17-

7.3K 368 36
                                    

“B-Boran?” dedi titreyen sesiyle. Dudakları şaşkınlıkla aralandı. Boran onun bu haline kahkaha atmak istedi ama bunu yapıpta onu kırmak istemiyordu.

“Seninde söylemen gereken şeyler yok mu Miray?” Dedi elinin tersiyle kızın yanağını okşarken.

“Var. Var ama...”

Kendini toparlayamıyordu bir türlü.  Ya da inanamıyordu. Boran ona aşkını itiraf ediyordu. Rüya gibiydi.

“Ama ne? Sende benim duymak istediklerimi söylesene.”

Gözlerine bakarak söyleyemezmiş gibi hissediyordu. Bu yüzden kafasını Boran’ın göğsüne gömdü.

“Bende sana aşığım.” Dedi ağlayan sesiyle.

Boran şaşırdı onun ağlamasına. Göğsündeki kafasını kaldırdı Miray’ın. “Niye ağlıyorsun?”

“Sadece inanamıyorum. Sanki her şey bir rüya ve birazdan uyanacak gibiyim.”

Tekrar göğsüne yasladı Miray’ın kafasını. “Her şey gerçek. Rüyaysa bile söz veriyorum, uyanmayacağız.” Dedi Miray’ın saçlarına öpücükler bırakarak.

Aslında onu dudağından öpmek istiyordu ama Miray ne der diye düşünmeden edemiyordu. Hem Miray’ın erkeklere karşı çok temkinli olmasından, hemde midesinin bu kadar hassas olmasından dolayı çekiniyordu. Şimdi midesi falan bulanırsa gururu kırılırdı genç adamın.

“Hadi bahçeye çıkalım.” Dedi Miray.

“Hava çok soğuk. Hasta olursun.”

“Lütfen. Montumu giydim zaten, bak botlarım da ayağımda.”

Mavi gözlerini dikmiş öyle ısrarcı bakıyordu ki kıyamadı Boran. Gözlerine ardarda birkaç öpücük bıraktı.

“Tamam. Ama çok kalmayacağız.”

Genç başıyla onayladı sevgilisini. Bahçeye çıktılar. Ne kadar oturdular bilmiyordu Miray. Üşümüştü, çok üşümüştü ama yine de içeri girmek istemiyordu. Ya da Boran’dan ayrılmak istemiyordu. Hava yavaş yavaş aydınlanıyordu. Kafasını kaldırıp sevgilisine baktı.

“Sen hiç uyumadın. Dayanabilecek misin?”

“Sen dayanabilecek misin Miray? Bildiğim kadarıyla sende hiç uyumadın.”

“Ben alışkınım. Geceler boyu uyumadığımı bilirim ben.” Dedi iç çekerek.

“Neden peki? Bu bir alışkanlık mı? Uyumamak?”

“Çocukluktan kalmış bir şey.” Deyip kafasını gökyüzüne çevirdi. Alacalı havaya baktı. “Annem ve babam çok sık kavga ederlerdi. Hep uyanırdım seslerine. Sonra da uykum gelmez, sabaha kadar otururdum. Ardından okul işte.” “Biliyor musun? Onların kavga etmediği bir gün hatırlamıyorum. Ailecek oturduğumuz bir sofra hatırlamıyorum. Oysa sen ne güzel bir ailen var. Annen, baban çok tatlı insanlar. Çok şanslısın.”

Boran munzurca gülümseyip dudaklarını kızın yüzünde gezdirdi. Dudağı hariç her yere değmişti dudakları.

“Sende şanslısın. Artık onlar senin de ailen.” Bu ileriye dönük bir ima mıydı? Genç kız gülümsemeden edemedi bu itiraf karşısında. “Hem bugün okul çıkışı eve gidelim. Annem çok mutlu olur.”

“Bilmem ki... Hemen şimdi mi?”

“Evet. Bu güzel haberi vermeliyiz onlara.” Deyip ayağa kalktı. “Hadi gidelim. Dondun.” Miray elini tutarken tekrar konuştu. “Gidince de banyo felan yapma. Bugün hava çok soğuk. Giyin okula gel.” Dedi emredercesine.

Bana Sen Lazımsın Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang