BSL -25-

5.9K 291 23
                                    



“Annecim bu nasıl?” Dedi Sevgi elindeki elbiseyi Miray’a gösterirken. Genç kız inceledi elbiseyi.

“Evet bu güzelmiş. Bunu da alabiliriz.” Deyip koluna taktı elbiseyi. “Şu nasıl sence?” deyip başka bir elbiseyi bu sefer o Sevgi’ye gösterdi.

“Güzelmiş ama farklı bir kalıbı var bu elbisenin. Denemezsen anlayamayız.”

Genç kız ofladı denemek istemiyordu. Hala aşamamıştı bu titizlik olayını, deneyemiyordu kıyafetleri. Bu elbiseleri daha önce birileri denemiş olmalıydı ve daha önce giyilmiş olan bir şeyi yıkamadan giyemezdi.

“Ama anne... Deneyemem, midem bulanır.”

Sevgi o sırada yanlarında ki satış sorumlusunu durdurdu.

“Bakar mısınız? Bu ürünler ne zaman geldi?”

“Onlar bu sabah geldi efendim. İlk siz bakıyorsunuz.”

Bunu duyan Miray derin bir oh çekti. “Deneyeyim ben o zaman.” Deyip elbiseyi aldı ve kabine girdi. Kazağını, pantolonunu ve atletini çıkardı. Elbise biraz fazla açıktı. Zor giyilen bir elbise olduğundan kendisi tek giyemezdi, yardım lazımdı. Kabinin kapısından kafasını uzattı ve kimsenin olmadığından emin olunca araladı. “Anne giyemiyorum, yardım eder misin?” diye Sevgi’ye seslendi. Sevgi çantasını koltuğa bıraktı ve kabinden girdi. Miray’ın çıplak bedenini inceledi. Siyah iç çamaşırları bembeyaz teniyle dans ediyordu sanki. Çok güzel kızdı. Yüzünü hep görüyordu çok güzeldi ama vücudunun da kalır yanı yoktu. Uzun bacaklı bir kız değildi ama ince bele ve dolgun sayılabilecek göğüslere sahipti. Elbiseyi giymesine yardım ederken konuştu. 

“Oğlum çok şanslı, çok.” Dedi gülerken.

Genç kız Sevgi’nin imasını sonunda anladığında kızaran yüzünü gizlemek adına ellerini yüzüne kapattı.

“Anne!” Dedi yalandan bir sinirle.

“Yalan mı? Boran’ın ilk gece dili tutulacak, zavallı yavrum.”

Elbise sonunda üzerine geçtiğinde “Teşekkür ederim.” Dedi Sevgi’nin bu söylediklerini iltifat kabul ederken. Tabi o anda bunları düşünmedi de değil. Gerçekten bu anları bir gün yaşayacaktı Boranla. Çok utandı bu düşünceyle. Arsızca bir düşünceydi bu.

“Çok yakıştı Miray.” Dedi hayranlıkla elbisenin içindeki Miray’ı incelerken.

“Sağol anne ama benim bu elbiseyi giyme gibi bir imkanım yok. Ben bu elbiseyi giyersem Boran önce beni kurşuna dizer, sonra da almamda yardım ve yataklıktan dolayı seni kurşuna dizer. Durduk yere anne katili olmasın.” Dedi gülerek.

Sevgi de epey güldü Miray’ın bu dediğine. Sahi yapardı oğlu bunu. Kime çekmişti ki? Babası böyle kıskanç bir adam değildi. Tamam kıskanırdı ama dozunda. En azından giydiklerine karışmazdı karısının. Ne gençken, ne de şimdi. Aslında oğlu kendisine de karışmıyordu. Benim annem şunu giyemez, bunu giyemez diye ahkam kesmiyordu. Ama konu Miray olunca giydiği havuç paça pantolonu bile kıskanıyordu.

“Doğru söylüyorsun ama sana bu kadar yakışan bir elbiseyi almazsak benim aklım kalır.”

Sevgi’yi kıramadığından almışlardı elbiseyi. Kasaya geldiklerinde Sevgi ne kadar ısrar etsede genç kız aldığı her şeyin parasını kendisi ödemişti. Daha ortada hiçbir şey yoktu. Ne bir nişan, ne bir söz. Bu durumda asla onların aldığı bir şeyi kabul edemezdi.

Gülerek mağazadan çıkıyorlardı. Sevgi alışveriş maceralarını Miray’a anlatırken Miray kahkahalara boğuluyordu adeta.

“Anne sen gerçekten çok mükemmel bir kadınsın.” Dedi Miray kahkahaları arasında. O sırada karşıdan gelen kendi öz(!) annesini görmesiyle kahkahası bir anda söndü. Yanında üvey kızı Cansu vardı.

“Miray?” dedi annesi soran gözlerle. Az önce Miray’ın anne dediğini duymuştu. Kendisine daha önce hiç bu kadar içten anne dememişti.

Sevgi’nin de soran bakışları üzerine kendi annesine bakmadan Sevgi’ye döndü. “Annem, Sevgi Anne.” Dedi titreyen sesiyle. Daha sonra kendi annesine döndü. “Sevgi Annemde erkek arkadaşım Boran’ın annesi.”

“Merhaba, Gökçe ben.” Dedi annesi kendisini tanıtırken.

“Merhaba. Memnun oldum.” Dedi Sevgi gülümseyerek Gökçe’nin elini sıkarken.

“Bende memnun oldum. Vaktiniz varsa bir kahve içelim mi?” dedi annesi.

Annesinin bu teklifi üzerine Sevgi’ye baktı ve kulağına eğildi. “Anne lütfen kabul etme.” Dedi fısıldayarak. Ne yazık ki annesi duymuştu ve suratı asılmıştı.

“Annecim ayıp olur ama bir kahve içer kalkarız. Olmaz mı?” Olumlu anlamda kafasını salladı Miray. “Tabi içelim.”

AVM’nin kafeterya kısmına geçerken Cansu delici bakışlarını Miray’a atmayı ihmal etmiyordu. Genç kız bu bakışları umursamamaya çalıştı. Asıl böyle davranması gereken kendisiydi. Annesini çalan oydu, hayatını çalan oydu. Utanmadan bir de böyle bakması Miray’ı çok üzmüştü. Kahveleri geldiğinde annesi konuştu.

“Hiç erkek arkadaşın olduğundan bahsetmedin Miray.”

Genç kız dalmış bir şekilde bardak altlığıyla oynuyordu. 

“Sormadın ki. Hayatımda neler olup bittiğini bilmiyorsun anne. Ayda bir defa konuşuyoruz telefonda onda da ben arıyorum. Akıl edip bir defa da sen aramıyorsun. Kızım nasıl diye sormuyorsun.” Dedi dolan gözleriyle. Kadın kızının buğulanan gözlerine baktı. Tıpkı babasını hatırlatan o gözlere baktı.

“Bana daha önce böyle anne demedin.” Dedi  az önce Sevgi’ye anne deyişini hatırlatırken. Cansu ve Sevgi seslerini çıkarmadan dinliyorlardı onları.

“Cidden mi? Sen bana annelik yaptın mı ki anne diyeyim? Sen biliyor musun ben neler yaşıyorum anne? Babamla kavga ediyorum bazen, anlaşamıyorum. Erkek arkadaşımla tartışıyorum, aşık oluyorum ve sen bunların hiçbirinde yanımda yoksun. Ben Boran’a aşık oldum, ilk aşkım. Ama bunu arayıp anlatacağım bir annem olmadı. Dün ben onunla tartıştım ama senin ruhun bile duymadı, Sevgi annem vardı. Ben hasta oldum Sevgi Annem baktı bana, geceler boyu başımda bekledi. Elleriyle yedirdi içirdi. Sen neredeydin? Sen beni hep yok saydın ANNE!” dedi ağlayarak.

Dizinin üstündeki elinin üstünde Sevgi’nin sıcak ellerini hissetti. Bu bile ağlamasının arasında tebessüm etmesine sebep oldu.

“Miray ben gerçekten...” Dedi annesi de kendisi gibi dolan gözleriyle. “Bazen her şey istediğimiz gibi olmuyor. Biz babanla çok sorun yaşadık, yürütemedik ol-,”

“Babamla yürütemedin! Peki ya benle? Benim ne suçum vardı sekiz yaşında annesiz kalacak kadar?”

Annesi hiç sesini çıkarmıyordu. Miray kadar olmasa da o da ağlamıştı. Ortamda ki gergin havayı dağıtmak ve Miray’ın ağlamasına dayanamadığı için konuştu Sevgi. 

“Kızım tamam, ağlama artık.” Deyip Miray’ı göğsüne çekti. Miray’ın ağlaması yavaşlarken devam etti konuşmaya. “Bizde Fatih Beyle tanışmıştık ama sizinle tanışmak bugüne kısmetmiş.” Dedi Gökçe’ye dönerek.

“Öyleymiş Sevgi Hanım.” Dedi gülümseyerek. “Boranla da tanışmak isterim bir gün.”

“O da bunu ister.” “Miray’ı çok seviyor Boran. Onun adı geçince gözlerinin içi parlıyor.” Dedi göğsündeki Miray’ın saçlarını okşarken.

Kadın kendine kızıyordu kendi kızını annelik etmediği için ama en azından hayatının yolunda gidiyor olmasına sevinmişti. Miray’ın İstanbul’a alışamayacağını düşüyordu çünkü kızı İzmir’i çok seviyordu ama görüyordu ki şu anda iyi bir hayatı vardı. Bir erkek arkadaşı olmuştu ve onun ailesiyle iyi anlaşıyordu.


***

Genç kız yorgun bir şekilde kendisini yatağa attı.  O sırada içeri kızlar girmişti, yemekten dönüyorlardı. Kendisi bu gece yine ve yine açtı. Bir çubuk kraker yemişti sadece. Bu işe ne zaman son verebilecekti acaba?

“Miray, bunlar ne?” Dedi Nihal yerdeki paketleri gösterirken.

“Alışveriş işini biraz abartmış olabiliriz.” Dedi gülmeye çalışarak. Kötü olduğunu belli etmek istemiyordu. Boranla olanları atlatamamışken şimdi de annesiyle karşılaşmış olmak onu epey zedelemişti.

“Sen iyi misin Miray?” dedi Pınar yatağına oturup yanağını okşarken.

Daha fazla dayanamayıp ağlayarak Pınar’ın boynuna sarıldı.

“Annemle karşılaştık bugün kızlar.” Dedi yutkunmaya çalışarak.  “Cansu’yla alışverişteydi.” Dedi ağlamaya devam ederken.

Kapı çalınca Ayşe koşup kapıya baktı. Endişeli Boran’ı görmesiyle kenara itilmesi bir oldu. Bir hışımla daldı odaya Boran.

“Niye ağlıyorsun?” Dedi kızar gibi sorarken. Cevap vermedi Miray. “Bize biraz izin verin kızlar.” Dedi emredercesine. Kızlar odadan çıkarken kendisi az önce Pınar’ın oturduğu yere oturdu. Miray içini çeke çeke ağlıyorken sanki canından can kopuyordu. “Annem aradı. Miray iyi değil dedi, ne oldu Miray?”

“Soruyor musun bir de?” Dedi hıçkırıkları arasında. “Boran dün sen bana neler dedin! Bugün bırak gelip özür dilemeyi bir kere arayıp nasıl olduğumu sormadın.”

Genç adam sevgilisinin yüzünü avuçlarının arasına aldı. Yüzünün her bir noktasına öpücük bıraktı. Gözyaşlarını dudaklarıyla sildi. Ardından sarıldı. İçine sokarcasına sıkı sıkı sarıldı.

“Ben... Ben sinirliyken gözüm hiçbir şey görmüyor Miray. Saçmalıyorum. Geçmemişti sinirim.” Dedi saçlarını okşayarak. “Ama şimdi sen karşımda böyle ağlarken ben ölüyorum Miray.”

“Annemi gördük bugün. Cansu vardı yanında.” “Onu görmek bana iyi gelmiyor.”

“Annemle miydiniz siz?”

“Evet alışverişe çıkmıştık onunla.” Deyip kafasını yavaşça ayırdı Boran’ın göğsünden. “Cansu’nun bana bakışlarını bir görseydin... Sanki o benim annem değilde onun annesiymiş gibi davranıyor.” Dedi ağlayan devam ederken. Boran omuzlarından ellerini beline indirdi kızın. “Hep onun psikolojisinden bahsediyor. Cansu üzülür, Cansu kırılır... Peki ya ben? Beni ne hale getirdiğinin farkında bile değil. Benim psikolojim artık çok iyi durumda mı? Ben güçlü bir insan değilim. Ben bu kadar şeyi kaldıramam.”

“Ben kaldırırım. İkimizin yerine de ben kaldırırım. Acını bana ver.” Dedi ellerini tutarken. “İzin vermeyeceğim Miray. Kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim. Gerekirse annenden bile koruyacağım seni, gerekirse uzak tutacağım babandan. Seni üzen bensem bile kendime hesap soracağım. Yeter ki sen üzülme. Ben artık senin ağlamanı istemiyorum. Sen hiçbir şeyi tek başına yaşamak zorunda değilsin. Kimse yoksa bile ben varım. Ben hep buradayım. Ne yaşayacaksak birlikte yaşayacağız. Sevincimizi de, hüznümüzü de. Senin ailen artık benim.”

Genç kız boynuna sarıldı sevgilisinin. Ne kadar bekledi öyle bilmiyordu. Belki on dakika belki yarım saat. Kızların gelip onları rahatsız etmiyor olması bir kere daha ne kadar iyi arkadaş seçtiğini gösteriyordu. En sonunda konuşma gücünü kendisinde buldu.

“Çok yorgunum. Kaç gecedir uyumuyorum, bilmiyorum.”

Sahiden uzun süredir uyumuyordu. Az az, gecede yarım saati bulmayan uykuyla ayakta duruyordu ve yaşadıkları en sonunda ağır gelmişti. Ne ruhu  ne de bedeni artık bu acıları taşımıyordu.

“O zaman uyuruz biz de. Hadi üstünü değiştir, gel.” Dedi Boran. İlk defa yanımda değiştir diye ısrar etmemişti.

Genç kız geceliğini alıp banyoya gitti. Üzerini değiştirip döndüğünde Boran’ın ayakkabılarını çıkardığını ve yatağa uzandığını gördü. Gidip hemen yanına girdi. Yatak küçük olduğundan bedeninin büyük bir kısmı Boran’ın üstündeydi. Boran elini beline koydu, kendisi de kolunu Boran’ın karnına koydu.

“Merak ediyorum neden evlenmişler acaba? Tamam aşıklarmış birbirine, yani anneannem ve babaannem öyle söylüyor. Peki bu aşkı sonradan öldüren neymiş? Annemin babama ve bana karşı bu kadar nefret dolu olmasının sebebi neymiş? Aşk bu kadar çabuk biter mi Boran? Karşındaki seni paramparça etse de insan vazgeçebilir mi? Keşke hiç evlenmeselermiş.”

Genç adam sevgilisinin yanağına bir öpücük bıraktı ve diğer kolunu da beline doladı.

“Hiç evlenmeseler mi? Onlar evlenmemiş olsaydı ben ne yapardım? O zaman sen olmazdın. Eğer ki sen olmasaydın bende olmazdım. Onlara ne kadar az teşekkür etsem az. Seni yapmışlar benim için.” Dedi gülerek. Bu sözlerle Miray’ın keyfi yerine gelmiş gibiydi.

“Boran! Neden senin için yapsınlar beni?” dedi o da gülerek.

Genç adam Miray’ın kafasını kaldırdı ve gözlerinin içine baktı. Ardından bal yanaklarına öpücük bıraktı.

“Onlar seni yapmamış olsalardı ömrüm boyunca böyle bir tattan habersiz olacaktım.” Dedi gülerek. “Hadi sen şimdi uyu da bende senin nefes seslerinle huzur bulayım.”

Genç kız kafasını tekrar Boran’ın göğsüne yasladı ve çok geçmeden uykuya daldı. Genç adam tam da dediği gibi huzur bulmuştu bu nefes sesleriyle. Ömrünün sonuna kadar sadece bu sesi dinleyebilirdi.

Orada uyumak istedi onunla ama kızlar dışarda bekliyordu ve yeterince bekletmişlerdi onları. Miray iyice uykuya girince yavaşça yatağa bıraktı onu ve üstünü örttü. Yanağına tekrar bir öpücük bırakıp odadan çıktı. Ona meraklı gözlerle bakan kızlar kahkaha atmasına sebep oldu.

“Tamam sakinleşti. Şimdi uyuyor, çok sessiz olun uyanmasın.” Deyip kendi yatakhanelerine yürüdü.

25/01/2018

***




SİZ HEP BÖYLE GÜZEL YORUM YAPARSANIZ BEN AYNI GÜN İÇİNDE İKİ BÖLÜM BİLE YÜKLERİM ŞU ANDA OLDUĞU GİBİ. SİZ YETER Kİ SINIRI GEÇİN. GEÇEN BÖLÜM YAPTIĞINIZ ELEŞTİRİLERİ DE BÖLÜM HAKKINDA Kİ DÜŞÜNCELERİNİZİ DE ÇOK BEĞENDİM VE GERÇEKTEN ELEŞTİRİLERİNİZİ DİKKATE ALACAĞIMDAN ŞÜPHENİZ OLMASIN. SINIR GEÇİLİRSE İKİ ELİM KANDA BİLE OLSA BÖLÜM YÜKLERİM DEDİM VE SÖZÜMÜ TUTTUM. CEVAP YAZAMADIĞIM İÇİN ÜZGÜNÜM YORUMLARINIZA ZİRA O SIRADA SİZE BÖLÜM YAZMAKLA MEŞGULDUM. TEK TEK OKUDUM MERAK ETMEYİN. +15 UZUN YORUMDA YENİ BÖLÜM GELİR.

SEVGİLER.

Bana Sen Lazımsın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin