KUTSAL MABED - 49. BÖLÜM

8.1K 603 119
                                    

Multimedya; Can'ın bizimkileri gördüğü anda ki pozisyonları |Temsili| 🌸

KALBİM NERDEYSEN ÇIK GEL ÇOK ÖZLEDİM.
- ARADIĞINIZ KİŞİYE ŞUAN DA ULAŞILAMIYOR.

Neyse geçen bölüme gelen yorumlar çok güzeldi, sizi seviyorum. Çok. Yıldız Kalpliler topluluğu Ayşenur'un kalbini pıt pıtlatıyordbsbbshshsjsjs

•°•

Ellerimden sıkı sıkı tutmuş beni sürükleyen adama bakıyordum.

Evet. Ellerimi sıkı sıkı tutan adama. Güzel adamıma.

Ne güzel gözleri vardı. Yakından daha da çok parlıyordu sanki.. Saçları yumuşacıktı. Kokusu zaten ölümle yaşamın arasında kalmak gibiydi. Araftı ama daha fazla sevgiydi. Elleri de güzeldi.

Şöyle bakınca benden güzeldi.

Çünkü benim sevdiğimdi.

"Ahu'm beni duymuyor musun sen?"

O bunu diyene kadar sokak ortasında durup bana baktığının farkına varmamıştım.

Bakışlarıma rastlayınca güldü. Dudakları kıvrıldı. Ben yine orada soluklanmak istedim.

"Bana niye o kadar derin bakıyorsun? O kadar güzel nasıl bakıyorsun? Niye şu bakışlarına denk gelince kendimi kaybediyorum?"

Tebessüm ettim. Sindirmeye çalışıyordum olanları, olacakları. Kalbim hepsini birden hazmedemiyordu. Haklıydı. Alışkın olmadığı durumlardı.

"Ya şöyle deyince sokak ortasında sarılmak istiyorum. Hem burası o sokak.."

Kahkaha attı. Bana sarıldı ve etrafında döndürmeye başladı. Etrafta insanlar bakıyordu. Umrumuzda değildi. Kahkaha atıyorduk ve sımsıkı sarılıyorduk.

Alnını alnıma yasladı.

"Sen yapamazsan ben yaparım o sokakta. Bütün sokaklarda. Yeter ki seninle olsun. Her yerde."

Yanaklarına ellerimi koydum. Parmak uçlarımla dokunmaya bile kıyamayarak sevdim onu. Gözlerini kapattı. Öptüm yine o güzel kirpiklerinden.

"Ellerin üşümüş. Üşüdüysen niye söylemiyorsun güzel gözlüm?"

Birisi beni düşünüyordu.

Bu his güzelmiş.

Ben gözlerim dolu dolu onu izlerken o ceketini çıkardı bana giydirdi. Ellerime nefesini verdi. Gözlerimi görmedi. Telaşlıydı kafeye doğru çekmeye başladı.

O kafeye..

Beraber gideceğimizi söylediğim, onu ilk göreceğimi sandığım kafeye.

Girdikten sonra yan yana oturduk. Bana döndü, gözlerimi gördü.

"Bu kahveler niye böyle oldu ki şimdi?" Kafamı göğsüne bastırdı.

Babamın vermediği, vermeye tenezzül etmediği şefkati verdi. Saçlarımı okşadı.

"Bana kimse böyle şefkat vermedi Alatan."

Daha sıkı sarıldı. Kulağıma yaklaştırdı dudaklarını.

"Babanın belki hiç bilmediği saçlarına inat ben her bir telini ezberleyeceğım. Sana sözüm olsun."

"Teşekkür ederim. Çok."

Saçlarımdan öptü. Sonra eliyle garsona bir iki isaret yaptığını gördüm. Sık sık geldiği bir kafe olduğu için garson anlamıştı.

Fakat şuan karşımızda dolu dolu gözleri, elinde selpağı ile bize bakan Can'ın ne ara buraya geldiğini hiç anlamamıştım.

Sanırım Alatan onu da anlamıştı.

"Biz kendimize ait bir bölge oluşturalım, oraya da kimse giremesin bence Ahu'm. Başka rahat yok gibi bize."

"Seninle olduktan sonra sıkıntı yok." Dediğimde yine tebessümle baktı.

"Doyamıyorum ulan gel biraz daha sıkı sarılayım. Canın acırsa söyle tamam mı?"

"Sarıldığın her yanım çiçek açıp bahçeye dönüşürken bu imkansız ki." Diye fısıldadım.

Ellerini yanaklarıma koydu. Derin bir şey söyleyeceğini anladım. Nefes aldım. O konuştuktan sonra aldığım her nefesin onun için olduğuna artık iyice emin oldum.

"Güzelliğim o bahçeyi her gün sevgimle sularım ve bu benim için büyük bir onur olur."

Bu adama bütün nefeslerim feda olsundu.

•°•

Bu ikiliyi yazarken ben de Can gibi oluyorumxhxhzhzj

Biliyorum siz de.

Ne yapacaksın kader arkadaşım.

Öptüm sizi.

Ayşenur.

KUTSAL MABED |Texting| Where stories live. Discover now