不快乐

778 103 42
                                    

"Her gece bana 00.00'da sarılacaksın."

Bu cümle beynimde yankılanıp duruyor, gülümsememe sebep oluyordu.

xrememberx
Yarın hastaneye gitmem gerek, yanımda gel.

Yanında gidip, doktorun söylediği sözleri nasıl kaldıracaktım?

ksoohyun
Aslında.. Tek başına gitmen daha iyi olur sanki?

xrememberx
Lütfen?

ksoohyun
Peki, peki geleceğim.

Sonraki gün

Gitmem gereken hastaneyi öğrenip hazırlanmıştım. Hayır, hazırlanmamıştım. Sadece saçımı taramıştım, herneyse. Hastanenin önüne geldiğimde heyecandan nerdeyse kalbimin sesi duyuluyordu.

Yapabilecek miydim? Hiç sanmıyorum. Eve gidip ona bir bahane uydurup mesaj atacaktım. Arkamı dönüp hızlı adımlarla yürümeye başladığımda kolumda bir el hissettiğimde durdum, bu kesinlikle o'ydu.

"Nereye gidiyorsun? Hem de buraya kadar gelmişken?"

Sesini 3 haftadır ilk kez duyuyordum. Sanırım azcık da olsa, özlemiştim. Yavaşça arkamı döndüğümde, mükemmel yüzü ile karşılaştım.

"Yapabileceğimi sanmıyorum."

"Hasta olan sen değilsin, benim."

Sorun da zaten bu..

"Hadi gel."

Hastane kokusundan nefret ediyordum. Asansöre bindiğimizde gülmeye başladı.

"Ne var? Komik olan ne?"

"Hiç değişmemişsin, cidden."

"Nasıl?"

"Hala yataktan kalktığında sadece saçlarını tarayıp dışarı çıkıyorsun. Bense çekiciliğime çekicilik kattım, fark etmedin mi?"

"Hiç bir zaman öyle değildin, nasıl farkedeyim?"

Kahkaha attığında ben de gülümsedim. Doktorun kapısını tıklattı.

"Hala içeri girmeme konusunda ısrarcı mısın?"

Kafamı hayır anlamında salladım ve içeri girdik.

"Kim Taehyung, sonunda geldin. Sana her gün kontrole gelmeni söylemiştim."

"Kontrole gelince bir şey değişmeyecek, durumumu kız arkadaşıma anlatmanızı istiyorum."

Kız.. Kız neyimi? Kız arkadaşımı mı? Bunu o "kanka" anlamına gelen anlamda söylememişti değil mi? Tabiki de söylememişti!

"Öncelikle.. Davranışların da beklendiği gibi yavaş yavaş değişmeye başlamış. Davranışların artık yavaşça değişip, farklılaşmaya başlayacaktır. Hafızan yavaş yavaş silinecek. Bir şeyi neden yaptığını, etrafındaki kişileri unutacaksın."

Kafasını yavaşça çevirip bana baktı, olabildiğince sıcak bir şekilde gülümsedim. Elinden sıkıca tuttum.

"Bizim için bu bir engel değil, ona yardım edeceğim."

"İstediğiniz kadar zorlayabilirsiniz, hafızası yerine gelmeyecektir. En fazla üç buçuk hafta içinde hafızası tamamen silinecek."

Taehyung'un elini bırakmadan ayağa kalktım ve peşimden gelmesini sağladım. Davranışları değiştiğinde, bana da kötü davranacak mıydı? Ya da daha mı iyi davranacaktı?

"Ne yapsak? Oyun alanlarına gidelim mi? Bu hafta çok iyi oyunlar gelm-"

"Hala yanımda kalmak istiyor musun?"

Yavaşça omzuna vurup gülmeye başladım.

"Hadi ama! Neden seninle kalmak istemeyeyim ki?"

Kolumdan tutup yavaşça kendine çekip sarıldı. Ailem dışında ilk defa birine sarılmıştım.

"Teşekkür ederim, neler olacağını bilmene rağmen, beni bırakmadığın için.."

Kendimi geri çektim.

"Bu arada.. Şu an bana sarıldın, o zaman 00.00'da sarılmamıza gerek y-"

"O farklı, bu akşam yine sarılacağım. Hadi gel şu oyun yerine gidelim."

4 saat sonra

Gülmekten karnıma ağrılar girerken oradaki bir banka oturdum. Hayatımda ilk kez bu kadar gülüp eğlenmiştim.

"Saat 9 oldu, seni eve götürmemi ister misin?"

"İyi olur, çok yoruldum. Biraz dinleneceğim."

Ayağa kalkıp yürümeye başladım, ya ona 00.00'da sarılacağımı unutursa?

"Telefonunu ver."

Sebebini bile sormadan cebinden çıkarıp bana uzattı. Her gün düzenli olarak 00.00'a alarm kurdum. Yaptığımı görmüş olacak ki gülümsedi. Elimden telefonu alıp resmimi çekmeye başladı.

"Ne? Napıyorsun?! Çekme! Kötü çıktığımdan eminim! Taehyung!"

Ne kadar bağırsam da gülerek karşılık vermişti. Evimin önüne geldiğimizde gülümsedim.

"Çok eğlendim."

"Biliyorum bende. Hadi içeri gir."

"Sen git, gittikten sonra ben girerim."

Kafasını öne eğip güldü.

"Hayır hayır, ilk sen git."

"Tamam"

Arkamı dönüp eve giderken

"2 dakika romantik olamayacaksın değil mi?"

Dediğini duymuştum. Eve gider gitmez kendimi yatağa atıp uyudum.

Gözlerimi açtığımda telefonumun alarmı çalıyordu, ve ben asla alarm kurmazdım. Telefonu elime aldığımda 23.35'e kurulmuş bir alarm gördüm.

Ne ara telefonumu almıştı ki? Alarmı kapatınca gelen mesaja baktım, beni bıraktıktan sonra mesaj atmıştı. Ev adresini yazıp göndermişti. Üstümü düzelttikten sonra verdiği adrese doğru yürümeye başladım. En fazla onbeş dakika sürerdi.

Oraya gittiğimde kaldırıma oturmuş beni bekliyordu. Bana doğru döndü.

"Soo Hyun-ah! Gel oturalım, bende babamı bekliyordum."

"Ne-Ne yapıyordun?"

Babası hapiste değil miydi? Tanrım..

"Uzun zamandır babamı bekliyorum ama gelmedi, işi çıktı sanırım."

Gözlerimin dolmasını engelleyemedim, gidip ona sıkıca sarıldım. Keşke daha önce bulsaydı beni. Daha önce mesaj atsaydı.

Onu zar zor ikna ederek eve girmesini sağladım. Yatağa yatıp uyuduğundan emin olduktan sonra evden çıktım. Bir süredir tuttuğumun gözyaşlarını serbest bırakarak sahile doğru yürüdüm. Oluyordu, yavaş yavaş hafızası siliniyordu.

Goodbye, My Love.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin