不快乐

672 92 60
                                    

Taehyung duşa girdiğinde onu evden göndermek için bir bahane düşünmeye başladım. Onunla kalmak istiyordum ama, utancımdan ne yapacağımı da bilemiyordum.

"Soo Hyun-ah! Bana sweatlerinden bir tanesini ödünç verebilir misin?"

"Sen kız mısın?"

"Hadi ama, beni kandıramazsın. Seni bir kez erkek reyonunda sweat alırken görmüştüm."

"Sen.. Sen bunu nerden biliyorsun?!"

"Takip etmiş.. Sayılabilirim."

Gidip aldığım sweatlerden birini ona verdim. Saçları ıslakken, cidden çok tatlı gözüküyordü.

"Şu an çok tatlı olduğumu düşünüyorsun değil mi?"

"Hayır."

Dışarı çıktığında ne kadar mükemmel göründüğüne baktım. Şu ana kadar gördüğüm en mükemmel insan olabilirdi.. Hayır hayır, kesinlikle öyleydi.

"Saçlarını kurutman gerek, üşüteceksin."

"İstemiyorum."

Gözlerimi devirip banyoya gittim ve saç kurutma makinesini getirdim. Arkasına geçtim ve saçlarını kurutmaya başladım. Arada bir gülüyor ve bana bakıyordu. Saçlarını tamamen kurutunca ayağa kalkıp bana doğru döndü ve elimi tuttu.

"Bugün içinde yaptıklarımız, tıpkı bir çift gibi değil miydik?"

"Bi-Bilemiyorum."

"Bana bir şans ver, çok zamanım yok. Bunu sende biliyorsun."

Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda gözlerinin dolduğunu görmüştüm. Onu böyle görmek isteyeceğim son şey bile değildi. Gözlerinden yaşlar akınca, baş parmağımla nazikçe sildim.

"Üzülmene izin vermeyeceğim."

Yanağıma küçük bir buse kondurdu.

"Teşekkür ederim, beni bırakmadığın için. Sahip olduğum tek şeysin."

Bende onun yanağına bir buse kondurduğumda, gülümsedi.

"Teşekkür ederim, beni sabırla bekleyip, hep sevdiğin için."

"İlk defa, romatik olmayı başarabildin, huh?" Utançla kafamı yere eğdim ve omuz silktim. "Olabilir."

"Sana kitap okuyacağım. Daha kolay uyuyabilmen için."

"Çocuk değilim, kitap okunmasa da kolayca uyuyabiliyorum."

"Uyku sorunları çektiğini biliyorum, hatta bunun için hap kullanıyorsun."

"Benim bedenimde falan mı yaşıyorsun?"

Omuz silkti ve odama girdi.

"Ne dağınık bir oda."

"Ne?! 2 saat önce topladım!"

"Dalga geçiyorum."

Raflarında olan kitaplara baktı, zaten çok fazla yoktu ve olanların da hepsini okumuştum. Bir tanesini alıp yatağa uzandı.

Aynı Yıldızın Altında

Neden bunu seçmek zorundaydın ki? Eğer onu okurken dinlersem, ağlayacağıma emindim. Kitabı ilk okuduğumda ağlamamıştım ve ağlarsam sebebim kesinlikle kitap değildi; kitabı Taehyung'un okumasıydı.

Yanını gösterip 'Gel' işareti yaptı. Yanına uzandım ve kitabı okumaya başladı. Çok geçmeden uykum gelmişti, çünkü dinlememiştim ve boş boş yatıyordum.

"Uyuduğumda git. Evimde kalmayı aklından bile geçirme."

"Sana sarılıp giderim."

Kafamı 'Tamam' anlamında sallayıp kendimi uykuya teslim ettim.

Taehyung'un anlatımıyla;

Kitabı okurken Soo Hyun'un dinlemediğini fark etmiştim. Ne kadar güçlü bir kız gibi gözükse de, kırılgan ve duygusaldı. Bir başkasının yanında asla ağlamazdı.

Uyuduğunu fark edince kitabı aldığım yere geri koydum. Saate baktığımda 23.58'di. Yanına gidip biraz yüzünü inceledikten sonra sarılıp, yanına yattım.

Bana 'Evimde kalmazsın' diye bir şey söylemiş miydi? Hatırlamıyorum. Sanırım söylememişti.

Goodbye, My Love.Where stories live. Discover now