Dicle'm,
Üzgünüm. Seni bıraktığım ve sana bildiklerimi zamanında söyleyemediğim için üzgünüm. Böyle olmasını kim isterdi ki? Kim bilebilirdi buraya kadar geleceğimizi.
Sonumun bu şekilde olacağını bir süredir biliyordum. Beni öldüreceklerdi, artık beni ellerinde tutmak istemiyorlardı. Tugay'ın bile üst makamından biri akademiye geldiğinde beni saklamak istediler, görmesini istemiyorlardı. Yasak falanmış sanırım.
Eh, yalan olduğunu söyleyemeyiz, değil mi? Ben ve ajan olmak. Ne komik!
Bildiğim halde söyleyemediğim konulardan biri buydu. Diğer bi konu ise, başta beni senin gibi biri sandılar. Safkan. Gerçeği öğrenmeleri tabi çok zor oldu. Senin öğrenmendense ağırdan alıp gizlice araştırma yapmaları daha mantıklı gelmiş olmalı. Yoksa sen bu meseleyi öğrendiğinde bazı fikirlerinin değişebileceğini düşünmüş olmalılar. Sonuçta yeniden kendi akademine geçebilirdin.
Her neyse, işin aslı safkan değilmişim. O andan itibaren yaşam sürem belli olmuştu. Ve garip yanı bu tesadüf sayesinde birçok yeni bilgi edindim. Kaan'ın verdiği görevlerinin yanı sıra bol bol araştırma yapıp diğer akademi ile iletişim kurdum. Sonra senin küçük savaşçı takımını öğrendim ve seni oraya yönlendirdim. Bu fazlaca kolay oldu çünkü zaten yolunun üstüydü!
O günkü diğer görevin cidden tuhaftı. Hastane de neden Senem ile ilgilendin gerçekten merak etmiştim. Onu da araştırdım ama Senem ile ilgili ilgi çekici hiçbir şey bulamadım. Görevi sana kesinlikle Kaan vermişti. Bilemiyorum ama benim tahminime göre seni tanıyanların, seni sevenlerin ve senden korkakların aksine seni gerçekten hiç tanımayanlarında bulunduğunu göstermek istemişti.
Kaan bu sonuçta, her şey mümkün.
Kâğıdımın son satırlarında konu bize gelecek olursa, seni sevdiğim için kesinlikle pişman değilim. Asla da olmayacağım. Sen bu süresi kısıtlı ömrümde hiç bilmediğim bir dünyaya geçmemi sağladın. Melis silah tuttuğumu görse ne kadar şaşırırdı düşünsene!
Ah, Melis demişken, senden tek ricam ona ve aileme uzaktan da olsa, dolaylı da olsa onlara iyi bak ne olur. Başka türlü onları nasıl korurum bilemiyorum.
Pekala, pekala. Artık gidiyorum. Bunları yazarken beni motive eden tek şey bu hayatta herkes bir amaç için geldiğini ve bir amaç için gittiğini bilmem. Herkesin bir görevi vardır. Benim görevimde buraya kadardı. Umarım ki, beni hep iyi biri olarak hatırlarsın.
Seninle gurur duyan,
Ulaş Kaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Geçmişte Kalır mı?
Teen FictionDokuz yaşında kaçırılarak bir akademiye kapatılmış, daha sonra kendi başarım ile oradan kaçmıştım. Her şeyin bitmediğinin farkındayken bile normal bir yaşam sürmek için çalıştım ama tekrar en başa döndüm. Üstelik iki ayrı taraf beni isterken, özenle...