Bölüm 17

305 39 16
                                    

Merhaba arkadaşlar! 

Sabredemedim ve yeni bir bölüm attım.

Umarım bölümü beğenirsiniz.



Hayatta bizi her zaman şaşırtacaklar olaylar olur, sizi öyle şaşırtır ki diz çökmek durumda kalırsınız. Benim şu an ki durumum bu şeyi kanıtlar nitelikte. Hangisine şaşıracağımı bilmiyordum. Polislerin beni Herda'ya çalışan köstebek olduğumu zannetmeleri mi, yoksa Chelsea'nin kafama doğru silah doğrultması ya da Danny'nin Chelsea'ye silah çekmesi miydi.

Bir de bu kadar şaşkınlıkların arasında Brad'in sinirlerimi bozan alaylı gülümsemesi beni delirtiyordu. Bir şeyler yapmalıydım ama ne yaparsam yapayım sonuç belliydi. Kaybedecektim...

Brad kollarını gösteriş yaparcasına iki yana açtı:

"Hadi ama Green! Bir şey yapmalısın." dedi. Öfkeyle kaşlarımı çattım.

Bu adam ne karar verirsem vereyim sonuçlarının kötü olacağından habersizdi. Chelsea'nin ölebileceğinden de habersizdi. Belki de haberi vardı ama benim tutuklanmam onun daha önceliği gibi gözüküyordu. Kendime hakim olmaya çalışarak:

"Şöyle yapacağız Brad. Herkes silahlarını indirecek ve sakince departmana gidip olan biteni öğreneceğiz." Brad başını salladı.

"Olmaz." dedi. "Dedektif Kim Thomson bana kesin emir verdi. Seni departmana tutuklayarak götüreceğim."

Eğer departmana tutuklanarak gidersem kariyerimde büyük bir leke olurdu ve gözleri kötü anlamda benim üstüme çekerdim. Bir şeyler yapmalıydım ama elimden ne gelirdi ki? Seçeneklerim sınırlıydı. Çevremizde insanlar toplanmıştı bile meraklı gözlerle bize bakıyorlardı. Eminim ki içlerinden bazıları silahlı bir çatışma görmek için, içinden dua ediyorlardır.

Ellerim heyecandan terlemişti ve nedense bedenimde dolaşan titremeye engel olamıyordum. Eğer bu vaziyette daha fazla beklersem büyük ihtimal destek ekipler gelirdi ve ayrıyeten bazı haber programları gelip bu anı kaydedip televizyonda yayınlayabilirlerdi. İşler daha kötüye gitmeden önce yapılacak en iyi şeyi yaptım. Gözlerimi yumdum.

"Lanet olsun sana Brad!" dedikten sonra yavaşça elimdeki silahı yere bıraktım. Kollarımı yukarı kaldırıp yere diz çöktüm. Çöker çökmez Brad belinden kelepçeleri çıkardı ve kollarımı arkadan birleştirip taktı. Ve her polisin tutuklama yaparken söylediği o havalı sözü söyledi.

"Logan Green. Herda X'e bilgi sızdırdığın için tutuklusun. Sessiz kalma hakkına sahipsin. Söyleyeceğin her söz mahkemede aleyhine kullanılabilir ve kullanılacaktır. Avukat tutma hakkına sahipsin eğer avukat tutacak paran yoksa senin yerine mahkeme bir avukat tutacak." dedi. Öfkeyle ona baktım.

"O zaman bunu da mahkemede kullan seni adi orospu çocuğu." dedim. Brad ise dediğimi umursamıyordu bile yüzündeki o keyifli sırıtma halen vardı.

Danny ile Chelsea 'ye baktım, silahlarını indirmişlerdi. Chelsea'nin suratında hafif bir üzüntü var gibiydi. Danny ise durumdan hiç memnun değildi, oldukça kızgındı. Brad kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı ve arabasına doğru yürütmeye başladı. İnsanların bana imrenir şekilde bakışlarını gördüm. Bu bakışlar karşısında kendimi bir an suçlu hissettim ve başımı eğdim.

Brad'in arabasına bindim, tabi ki de suçluların olduğu arka koltuğa bindim. Brad beni bindirdikten sonra toplanan kalabalığa bağırdı.

"Hadi millet! Herkes evine gitsin! Gösteri bitti!" diye bağırdı. Bunu duyan temin ki aksiyon dolu anı evindeki televizyonundan izler gibi izleyen kalabalık gerçek hayata döndü ve dağılmaya başladılar. Bazı meraklılar ise Brad'in yanına geldi.

Katil Avcısı (BİTTİ)Where stories live. Discover now