Serçe

203 17 2
                                    

"Kan akıtarak kişi kendisini canlı, güçlü, eşsiz ve başkalarından üstün duyar." E.From

Ethem Bey'in kalbi çocukken yakalayıp avucuna aldığı serçenin kalbi gibi atıyordu. Hem avucundaki serçenin ölmesinden hem bu kalp atışının sıcaklığının avucunu yakmasından korkmuştu. Avucundaki serçenin ona yaşattığı yaşamsal sıcaklığı, var olma hissini bir daha asla hissedemeyeceğini bildiğinden midir, korkan kalbi de serçenin kalbi ile atmış onu bırakmak istememişti. Bu var olma hissini daha çok yaşamak istiyordu. Ama bütün çocuklar gibi yanılmıştı, işte hayat ona yine aynı korkuyu yaşatıyordu. Kalbi o serçe gibi derisini yakacak gibi atıyor ve serçeyi yakaladığı günden bugüne kadar yaşamadığı o hissi tekrar yaşıyordu. Hayat bütün gerçekliğiyle, sıcaklığıyla onu yakıyordu.

2 saat önceki televizyonun, düşüncelerinin ve sessizliğinin sesi yerine önce siren sesleri sonra nöbette sıkıldıklarından bir olayın gelmesinin heyecanını yaşadıkları belli olan yeni yetme polislerin, doktorların, hemşirelerin sesleri aldı. Ethem Bey, dışarıda polis aracının içinde olmasına rağmen bu seslerden hiçbirini duymuyordu. Duyduğu tek ses serçenin kalp atışlarının sesiydi. Ta ki polis aracının sürgülü sesi, acı bir çığlık çıkararak açılana kadar... Avucunda tuttuğu o serçe, kapının açılmasıyla uçuverdi. Avucu soğumaya başladı ve serçe gözden kayboldu .

30'larında bir genç kafasını içeri sokarak 'Ethem Bey iyi misiniz' diye sorana kadar Ethem Bey o 2 saatte ne olduğu üzerine düşünmemişti. Şuanda aklında sadece 2 soru vardı: İkisi dışında ofiste hiç kimse olmadığına emin olduğuna göre yerde yatan Feza ile (polisin ölmüş dediği) bu doğru ise ayakta ona 'Hepsi senin suçun' deyip Ethem Beye vurup kaçan Feza kimdi ?

Sonunda ikili yaşamı onu delirtmiş ve bu delilik ona bir cinayet mi işletmişti?

BoşlukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin