5

29.5K 2K 1.1K
                                    

Sınıfta birbirine bağladığım kollarımla boş bir ifadeyle direkt karşıya bakıyordum. Bay Sorunlu Jeon'un dersindeydim. Salaklığıma özür dilemiştim o mendeburdan. Evet, müdüre bir şey söylememişti ama 100 kimya sorusu çözmekle cezalandırmıştı beni.

Üstelik yarınki ilk dersimizde kontrol edeceğini söylemişti. Tanrım neydi benim günahım?

Yüzümde hafif bir tebessüm oluşurken gözlerimi ders anlatan bedenden tarafı çevirmiştim. Soruların hiçbirini çözmeyecek, çözdürecektim.

Çoktan Taehyung'a söylemiştim. Ders çıkışına hazır sorular elimde olacaktı. Ahh, benim için yapmayacağı şey yok..

Derin bir nefes alıp kaldırdığım tek kaşımla Bay Jeon'a bakmaya devam ettim. Anlattıkları hakkında en küçük bir fikrim yoktu. Hangi akla hizmet Kimya öğretmeni olmuştu ki? Bu kadar sıkıcı bir dersin öğretmeni olmayı kim neden isterdi ki. Oysa ki şöyle bir bakıyorum da avukatlık ona yakışırdı, ya da bir yunus polisi.. fazla çekici olurdu.. Hayaller hayatlar bu olsa gerekti.

Zilin çalmasıyla direkt kalkmıştım sıradan. Gören dersten kaçmak istiyor olduğumu hemen anlardı. Nefes almaya ihtiyacım vardı ne yapayım?

Bay Jeon bana attığı kısa bakışın ardından elindeki kitabı kapatmış, masasına doğru ilerlemişti. Önünden geçip sınıftan çıkmak adına kapıya doğru ilerledim. Yarın elinden çekeceğim vardı.

Koridora çıktığımda duvara yaslanmış bir şekilde telefonla ilgilenen Taehyung'u gördüğümde ona doğru ilerledim. Yüzünde memnun olmayan bir ifade vardı. Yanına vardığımda bakışları yukarıya çıkmış, yüzümü bulmuştu. Küçük bir tebessüm ettiğinde kaşlarımı çattım. Az önce hiç de memnun gözükmüyordu.

Fark ediyordum da her haliyle fazla tarz duruyordu. Yüzü asıkken bile fazla karizmatikti. Çatık duran kaşları, keskin çene hatları.. Ah.. şu çocuk.. boşuna ilk aşkım değildi. İlk olmayı fazlasıyla hak etmişti..

Ama duygularım değişmişti tabi. Ben onu severken o beni sevmiyordu. Hoşlandığı başka biri vardı ve bana sürekli ondan bahsediyordu. Belki de bu yüzden ona karşı olan duygularım değişmişti. Fakat şimdiyse tam tersi olmuştu. Gözlerime her baktığında yüzü gülüyor, sırnaşık davranıyordu. Bu hâli ondan hoşlandığım zaman olsaydı net onunla evliliğe kadar giderdim.

Her neyse, duygularım değişse de Taehyung sevdiğim bir arkadaşımdı.

"Yalancı bir gülümseme bu. Az önce yüzün asıktı, bir sorun mu var?"

Derin bir nefes alıp verirken elindeki telefonu cebine sıkıştırmıştı. "Babam geldi yine. Ağzına ne geldiyse söyledi gitti." Yüzü az önceki gibi bir hal aldığında destek olurcasına kolunu sıvazladım.

"Boş ver, takma kafana."

Sessiz kaldığında dudaklarımı birbirine bastırdım. Onu belki de en iyi anlayan kişi bendim. Aynı sorunları yaşıyorduk çünkü.

"Neyse bırak şimdi beni. Senin sorular neredeyse tamam. İki ders sonra alırsın."

Konuyu kapatmak istediğini anladığımda üstelememiştim. Yüzümde hafif bir gülümseme oluşurken konuşmak adına dudaklarımı araladım: "Tamam, teşekkür ederim.."

"Ne demek güzelim, bu benim için hiçbir şey."

Gülümsemekle yetinip bakışlarımı koridordan tarafı çevirmiştim. Üzerimde olan bakışlarını fark edebiliyordum. Ah be Taehyung, daha önce atsaydın bu adımı ne olurdu sanki?

••

Okul çıkışı beni almaya gelen araba önümde durduğunda istemeyerek de olsa binmiş, eve gitmek üzere ilerlemeye başlamıştık. Eve gitmek sıkıntı değildi sadece.. gün hızlı bitiyordu.

Yarın olsun istemiyordum!!

Sıkıntılı bir nefes verip bakışlarımı camdan dışarıya çevirdiğimde durağın önünde saatine bakan Bay Park çekmişti dikkatimi.

"Kong ho amca dur!"

Ani çıkışımla Kong ho amca arabayı durdurup aynadan bana bakmıştı.

"Acaba geri gider misin? Bay Park'ı gideceği yere bırakalım."

"Tabi." derken eş zamanlı olarak başıyla onaylamış, gülümsedikten sonra geri geri gitmeye başlamıştı. Heyecanlanmaya başlamıştım.

Bay Park da olmasa yüzümün güldüğü yok be!

Tam önünde durduğumuzda arabaya doğru bakmıştı. Pencereyi açıp hafifçe gülümsedim. Arabasını servise verdiğinden birkaç gündür otobüsle gidiyordu ama şu an otobüs gelmemiş gibiydi.

"Merhaba, Bay Park. Gelin lütfen, gideceğiniz yere bırakalım."

"Ah, teşekkür ederim. Acelem vardı doğrusu."

Gülümsememi genişletip yana çekildim ve gelmesi için yer açtım. Yanıma oturduğunda heyecandan ne yapacağımı bilememiştim. Yani aramızda bir kişilik yer vardı yine de fakat bu kadar yakınımda olması başkaydı.

O, Kong ho amcaya gideceği yeri söylerken onu izliyordum. Minik burnu, dolgun dudakları.. keskin çene hattı.. Tanrım! Bu kadar tatlı, aynı zamanda yakışıklı olmak zorunda mıydı?!

Arabaya dağılan parfümünün kokusunu soluyarak dikkat çekmemek adına önüme dönmüş, kucağımdaki ellerimi birbirine sürtmüştüm.

"Dersler nasıl gidiyor, Sujin?"

Salak gibi sırıtışı yüzümden silip ciddi olmaya çalıştım. Bakışlarımı ondan tarafı çevirdiğimde bakışlarının benden tarafı dönük olduğunu görmüştüm.

"İki ders hariç diğerleri iyi.."

"Onları da düzeltmeye bak."

Samimi bir şekilde tebessüm ettiğinde dudaklarımı birbirine bastırıp tepkisiz kalmaya çalıştım. Karşısında eriyip gidecektim şimdi!

Kong ho amca arabayı durdurmasıyla kaşlarımı çattım.  Geldik mi?! Nasıl bu kadar hızlı geldik ki?!

"Tekrardan teşekkür ederim. İyi akşamlar.."

Arabadan indikten sonra kısa bir el sallayışının ardından hızlı adımlarla uzaklaşmaya başlamıştı. Bay Park kesinlikle Tanrı katından inmiş bir melekti. Başka bir açıklaması olamazdı..

Yavaştan biz de eve yaklaşırken eski halime geri dönmüştüm. Tanrım yarına kaç saat kalmıştı?!! Şimdi nerede o 1'de, 2'de kalkmalar?! Sabah sabah tatil gününde kalkıp ders nasıl yapacağım ben?! Hem de Bay sıkıcı Jeon'la?!

Acaba hasta numarası mı yapsam? Evden kaçsam? Ne yapsam?!

Eve vardığımızda direkt odama geçtim. Muhakkak çalışma odasında çalışacaktık. Yani öyle ya? Genelde kızlarla kendi odamda çalışırdık ama Bay Jeon'u odama sokmam!

Tae'nin verdiği kağıtları masamın üzerine koyup birkaç kitap ayarladım. Her şey şimdiden hazır olmalıydı. Yarın bir de bunlarla uğraşmak istemiyordum.

Üzerimdeki okul kıyafetlerini çıkarıp Tom ve Jerry'li pijamamı giyindikten sonra kıyafetlerimi kirli sepetine atmış, ayarladığım kitapları alıp çalışma odasına doğru ilerlemiştim.

Evet, yarına çok az bir zaman kalmıştı. Bakalım Bay Jeon'la serüvenimiz nasıl ilerlerdi..

- Jimse.

My Teacher ᴶᴶᴷWhere stories live. Discover now