Alfa, ben güçlüyüm, değil mi?

17.6K 1.5K 1K
                                    

biliyorum, 2 saniye sonra bu çocuk neden hep sürükleniyor diyeceksiniz ama olsun vsşqşdşqsşqşdşwş

bu arada bölümleri düzenlerken cidden çok zorlanıyorum ve utanıyorum, yazdığım kitap hiç benlik değilmiş yahu, zaten pek güzel yazamamışım, ilk kitabım sonuçtaa...

neyse neyse, iyi okumalaaaaaaaaarr

.........

Güçlü kollar tarafından sertçe sürüklenirken, acıdan fark edemediğim kadar kısa bir sürede eve gelmiştik.

İçeriye hızlıca adımladıktan sonra, evin bilmediğim bir yerine, bodrum katına inmiştik.

İçimdeki meraka yenik düşerek sordum. "Alfa, beni nereye götürüyorsun?"

"Kes sesini omega, kaçamayacağın bir yere gidiyoruz." Kaşlarını çatarak, bana bakmadan söyledi Alfa.

Bodrum katında soğuk koridorlardan hızla geçip, parmaklıkların ardında bulunan küçük bir odaya soktu beni.

Odanın içi tamamen boştu.

Duvardaki zincirler hariç.

Her ne kadar direnmeye çalışsam da, alfa beni kolaylıkla, sanki hiçbir şey yapmamışımcasına, zincirleri kollarıma ve belime dolayıp, bağladı.

Dizlerimin üstüne çökmüşken, halime bakıp sırıttı.

"Kurtulmaya çalışman senin aleyhine olur omega, bu oda enerjini emiyor ve sen kurtulmaya çalıştıkça enerjin tükenecek."
Dilini yanağına bastırarak sırıttı.

"Cezanı çek omega, benim yan odada, Min Yoongi ile küçük bir işim var."
Parmaklıklı kapıdan çıkmadan önce söyledi.

Jungkook, dışarı çıkıp uzaklaştığında, kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.

Tüm gücümü kullanarak zincirleri koparmayı denediğimde ise, normal olarak hiçbir etkisi olmadı zincirler üstünde.

Hareket etmeden dursam bile, enerjimin tükendiğini acı vererek hissediyordum.

Daha yeni mühürlendiğimden olsa gerek, acıyı iliklerime kadar hissediyordum ve dayanamayıp hıçkırarak ağlamaya başladım.

"J-jungkook! A-acıyor, bu-bu kadar y-yeter. Lütfen!" Beni duyduğundan emin olmasam bile bağırıyordum.

Ben hıçkırarak buradan çıkmak için yalvarmaya devam ederken, içeriye birkaç alfa girdi gülüşerek.

"Aaah, omegacık da buradaymış, çok mu acıyor hah?" Yüzündeki pis sırıtışla alay etmişti.

Hıçkırmalarımı zorla bastırırken, göz yaşlarım akmaya devam ediyordu. Sesimin çıkmayacağını bildiğimden cevap vermedim.

"Ah, çocuklar şu tatlı omegaya da bakın, Jeon gerçekten iyi bir parçayı mühürlemiş." Bir diğeri beni süzerken konuşmuştu.

"Eğer Jeon gelecekteki baş alfa olmasaydı bu omegayı benim bile yapardım." Suratındaki pis sırıtmayla bana doğru ilerledi. Yanındaki, dirseğiyle onun karnına vurarken söylendi. "Zaten bütün omegaları kendine alıyorsun.."

"Hmm, omega, çok acıdı mı seni mühürlerken?" İğrenç ellerini vücudumda dolaştırırken, onu engellemeye gücüm yoktu. "Seni mühürlerken, suratını göstermediğine iddiaya girebilirim. Jeon'un berbat göründüğüne eminim, ama bana bak omega, yakışıklıyım değil mi?" Elleri olmadık yerlerime doğru giderken fısıldadı, "benim olmak ister misin omega?"

Cevap verecek gücüm olmadığından aklıma gelen tek şeyi yaptım ve, suratına tükürdüm.

Ayağa kalkıp koluyla suratını silerken, hayattımda hiç duymadığım küfürler ediyordu.

Alfanın gözleri kırmızılaşırken, tekmeler yağdırmaya başladı üzerime.

"Seni pislik!" Karnıma doğru tekme atarken, diğer alfalar da keyifle izleyip laflar atıyorlardı.

Hıçkırarak, küçük iniltikerle ağlarken yapabilecek hiçbir şeyim yoktu.

"Seni güçsüz omega, kolunu bile kıpırdatamıyorsun değil mi? Hepiniz lanetsiniz, sadece zevk için bir yararınız oluyor." Elleri kemerine giderken söylemişti. "Ucubeler, bu dünyada yeriniz yok. " Üstünü çıkarıp bana döndüğünde hiçbir şey hissetmiyor ve tepki veremiyordum.

Hissettiğim tek şey kurdumdu.

Kurdum, alfaların söyledikleriyle öfkeden kudururken, gözlerim kararmaya başlamıştı.

"Altımdayken de karşı çıkabilecek misin bakalım omega."

Ama kim bilebilirdi ki alfanın son sözlerinin bunlar olduğunu?

.

.

.

Jungkook, hissettiği ani his ile Yoongi'yi bırakıp hızla omegasının odasına doğru ilerledi.

Odaya vardığında ise baş alfanın, babasının, çoktan orada olduğunu fark etti.

"Baba? Neden orada dikiliyorsun?" Endişeyle baktı babasına Jeon.

Babası ses çıkarmadan içeriyi işaret ettiğinde, hızlı adımlarla yanına ulaştı ve içeriye baktı.

Ama Jungkook kesinlikle omegasını kanlar içinde, 4 alfa cesedinin arasında yarı uyanık beklemiyordu.

"Taehyung?" Kendinden minik bedenin yanına hızla ilerleyip ayağa kalkmadan kucağına aldı.

Omegasını kucağında tutarken, etrafta gözlerini gezdirdi. Yerinden kopmuş, kırık zincirler ve ölü, her halinden belli olan ölü cesetlerdeki kırıklar.

"A-Alfa" Omegasından gelen sesle bakışlarını aşağıya indirdi Jeon.

"Alfa, ben güçlüyüm değil mi?" Gözlerini kapadı omegası.

"Güçlüsün, omega." Omegasının bilinci tamamen kapanınca fısıldadı Jeon. "Güçlüsün."

.

.

.

Saçma oldu sanki...

Ve kontrol etmeden atıyorum özür dilerim ❣❣

7

 unique, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin