Bölüm 17

1K 93 66
                                    

Güney başta tereddüt etse de o da kollarını Songül'e sarıp saçlarını okşamıştı.

"Bırakmayacağım... ağlama." diye mırıldandı.

Bir süre öylece kalmışlardı.

Güney:

"Gel bi elini yüzünü yıkayalım." diyerek ayağa kalktı ve Songül'ün elini tutup kalkmasını sağladı.

Herkes eğlenmeye daldığı için kimse onları görmemişti.

Banyoya geldiklerinde Songül yüzünü yıkarken Güney yanında durup destek oluyordu.

Songül yüzünü yıkarken tekrar ağlamaya başlamıştı. Özellikle dudaklarını bastırarak yıkıyordu.

"Pislik." diye mırıldandı gözyaşları yanaklarından süzülürken.

Güney Songül'ün elini tuttu.

"Tamam... geçti."

Songül başını iki yana salladı.

"Kaldıramıyorum Güney..."

Güney derin bir nefes aldı.

"Durdurmasaydın ben ona yapacağımı biliyordum."

Songül sessiz kalmıştı.

Güney:

"Ağlama artık n'olır..." diyerek Songül'ü göğsüne çekip sarılmıştı.

Songül şu an hiçbir şeyi düşünmüyordu. Tek istediği Güney'in yanında olmaktı.

Pınar:

"Güney! Songül!"

Pınar'ın sesiyle birbirlerinden uzaklaşmışlardı.

Pınar:

"Ne yapıyorsunuz?" dedi Songül'e ters bakışlar atarken.

Songül:

"Ş... şey."

Güney:

"Gel biz biraz dışarı çıkalım Songül. Hava al iyi gelir..."

Pınar:

"Ben de geleyim."

Güney:

"Gelmesen daha iyi olur... özel bir konu çünkü."

Pınar Songül'e döndü. Songül'ün gelmesini söylemesini bekliyordu. Ama Songül hiçbir şey demedi. Artık Güney'e uzak olmak istemiyordu.

İkisi birlikte yanından geçip giderken Pınar öfkeyle arkalarından bakıp mırıldandı.

"Demek Güney'e tutuldun uzak kalamıyorsun. Bakalım Ejder abi bunu duyunca ne yapacak."

BELAWhere stories live. Discover now